Çok uzun zamanlar oldu, Allah’ın dinini terk edeli. Dinde terk ettiğimiz ilk ibadet de Allah yolunda cihad oldu. Dünyaya bağlandık. Parayı, malı ve mülkü çok sevdik. Kopamıyoruz ondan. Teknoloji ve para bizi de konforla tanıştırdı, konfor kaygısızlığa alıştırdı.
Kaygısız, kasavetsiz, umursamaz bir hayat. Nebîlerin ve gıpta ile andığımız salih kişilerin hayatlarını okuyoruz, hoşumuza gidiyor. Fakat sanıyoruz ki gerçek Müslümanlık işte budur: Geçmişe damga vuran öncüleri okuyacaksın ve keyif alacaksın. Vay bee, ne adammış diyeceksin. İyi de onlar iyi adammış da biz de iyi adam mıyız? ‘İyi adam’ sırf iyilere ‘iyiymiş’ demekle mi oluyor? Elbette olmuyor. İyi adamlık, iyilerin yaptığını yapmakla oluyor.
Kıpırdamamız, bir şeyler yapmamız gerekmektedir. Tatilden dönebiliriz mesela; upuzun sürgünden. Söyleyeceğimiz çok acıdır ama gerçektir: Şu anda ‘cihadı’ kafirler yapmaktadır, tabi ki Allah’ın değil, şeytanın yolunda. Kâfir cehd ediyor, işini ciddiye alıyor. Yakın tarihi ve birazcık uzak tarihi okudukça kahroluyoruz. Kâfir düşman ağını ilmek ilmek örmüş üzerimize. Hiçbir şeyi tesadüfe bırakmamış. Biz ise zahmet buyurup, olan-biteni anlamaya bile çalışmıyoruz.
Gazze’yi Siyonist kafirlerle baş başa bırakan Arap-İslam alemine son derece kızgınız, haklıyız. Fakat iğneyi kendimize batırdığımızda aslında -çok az sayıdaki gayretli insanın dışında- bizim de kızdıklarımızdan çok bir farkımızın olmadığını görmekteyiz.
Bizi biz yapacak olan Kur’an’dır ve Sünnettir. Kur’an ise cihad diyor. Allah yolunda canınızı ve malınızı bir seferber edin bakalım buyuruyor. Cihadsız İslam, İslam değildir. Biz Müslümanlar neden alemin dengesi olamıyoruz? İngiliz, Fransız, Amerikalı ve Rus haramiler Ortadoğu adını taktıkları harem bölgemizi kafalarına göre kesip biçerken, istedikleri şekilde aralarında pay ederken, Siyonistleri keyiflerince Filistin haremimize yerleştirirken biz neredeydik?
Vallahi bu ayıp bizi iflah etmeyecek. Bizi temize çıkaracak tek çare, bu büyük günahımızın keffareti olarak cihad için kollarımızı sıvamamızdır.