Güz mü desek, sonbahar mı, yoksa hazân mı? Sonbahar kelimesi daha sevimli geliyor. Her yönüyle sevinç ve ferahlık telkin ediyor bu kelime. Sonbaharın güz ve hazân özelliğini yadsıyacak halimiz de yok kuşkusuz. Bu mevsimin kendine özgü olağanüstü bir renk festivali var. Bütün renkler inanılmaz bir iş birliği ile bize sergi yapmak için kolları sıvıyorlar. Öte yandan, dallarda sararan yapraklar tarifi imkânsız bir naz ve eda ile dallarından aşağıya süzülerek, yerleri boyuyorlar. Gazeller üzerinde yürümek, çocuksu duygumuzu açığa vuran, keyifli işlerimiz arasındadır.
Hazân özelliğiyle sonbahar, artık ‘gitme’ vaktini çağrıştıran mesajlarla dopdolu. Tabiatın rengi sararıyor, dallar boşalıyor, uzun bir ölüm sessizliğine kendilerini hazırlıyorlar.
Bir başka açıdan ise sonbahar, göklerden yağan, yerden fışkıran bereketin evlere, ambarlara doldurulduğu mevsimdir. Bu açıdan ise bolluktur, berekettir, huzur ve güvendir.
Bütün bu yönleriyle bu mübarek mevsim harikuladedir. Bu harikuladelikleri düşünmek, bunlara kafa yormak, kevnî okumadır. Tabiat kitabımız, okunmaya hazır, talebelerini beklemektedir. Hayat bütünüyle kudret elinde bulunan Cenabı Rabbül Alemîn, bu uçsuz bucaksız kitabı okumamızı, tefekkür etmemizi istiyor. İstiyor ki sonuçta şu keskin neticeye ulaşalım: Rabbimiz, Sen hiçbir şeyi boşuna yaratmadın!
Kevnî kitabın yanında bir de kitabın ayetleri var, okumamız gereken. Onun yanında bir de, kendilerine mecazen ‘kitap’ dediğimiz, sayfalardan oluşan bilgi dağarcıkları söz konusu. Yani bildiğimiz ‘kitap okuma’dan bahsediyoruz. Sonbahar, aynı zamanda kitap okumalarımıza yeni bir hız, yeni bir şevk ve heyecanla başlama mevsimidir. Elbette bir çoklarımız, yılın hiçbir ayında okuma ibadetini tavsatmamaktadır lakin öyle de olsa, yine de Eylül ayı, okuma mevsiminin hacerül esvedi gibi algılanmaya müsaittir.
Biz diyoruz ki, yeni okuma dönemimizi en iyisi, iyi yazılmış bir siyer kitabı ile başlatmaktır. Böylece, alemlere rahmet Son Elçi’yi (sav) hayatımıza dahil eder, onun yaşadığı İslam’ı kendimize yol edinir, onunla gelen rahmeti kendimize, aile efradımıza ve sesimizi duyurabildiğimiz bütün insanlara celbetmiş oluruz.
İki okuma: Tabiat ve siyer okumaları… Her birimize mübarek olsun.
Venhar
İnşaAllah
Sonbahar ve okuma. Bu cümle her mevsim için geçerli olsa da, sonbahar (sona yaklaşım) okumaları için daha bir başka sanki. İnsan bunu yaşlandıkça, hele atmışını geçinde daha iyi anlıyor. Bunun için özelikle daha önce başlatmış olduğumuz “Sonbahar Tefekkürü” adında sonbaharı en iyi yaşayacağımız tabiatta yürüyüşünün her mevsim tekrarlanmasını tavsiye ederim. Rabbım bizlere en güzel okumalarla kendini, kainatı ve kendimizi iyi tanıyarak çağımıza şahitlik yapmayı nasıp etsin. Artık okuma vakti… Hayırlı ve bereketli olsun