24 Eylül 2023 - Pazar
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

TARİHİ İTTİFAKA NELER OLUYOR?-1

Yazar: Erdal BAYRAKTAR
30 Temmuz 2018
Kategori: Makaleler
0 0
0
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

 Türk ve Kürt kavimleri Asya’nın iki kadim kavmidir. Önce Asyalı olmalarından sonra da İslam’ı Din olarak benimsemelerinden dolayı tarihi yürüyüşleri birbiriyle kesişmiştir. Müslümanlıktan sonra iki kavmin yürüyüşü ortak bir kadere dönüşmüştür.

ANADOLU’YA YOLCULUK VE İSLAM
Asya’nın orta bölgelerinde; Altay dağlarından Çin Seddine, Baykal Gölünün kuzeyinden Tibet yaylasına kadar uzanan bölgelerde yaşadıkları söylenir Türklerin. Orta Asya kadim bir “ata yurdu”dur, Türkler için. Burada var olmuşlar, çeşitli devletler ve İmparatorluklar kurmuşlardır.

İktisadi, iklimsel, sosyal, siyasal nedenlerden dolayı Türkler uzun yolculuklara çıkmışlar. Bir kısmı Hazar denizinin kuzeyinden Avrupa’ya doğru, diğer bir kısmı da Hazar denizinin güneyinden İran ve İran üzerinden de Anadolu’ya doğru göç ettiler. Bizim mevzu bahis edeceğimiz Türkler Hazar denizinin güneyi ve İran üzerinden Anadolu’ya göçen Türklerdir.

Emeviler döneminde fetih hareketleri Maveraünnehir’e kadar ulaştı. Bu dönemde Türkler daha çok Çinlilerle savaş halindeydiler. Türklerin Müslümanlarla ilk münasebetleri bu dönemlerde başladı. Türklerin İslam’la asıl tanışmaları Abbasilerle başlamıştır. Abbasilerin Emevi iktidarına son vermeleriyle (750) Arap olmayan unsurlar, bunların içinde Türkler İslam’ı ve Müslümanları salim bir şekilde tanıma fırsatı yakaladılar. Bu dönemde Müslümanlar ve Çinliler arasında yapılan Talas Savaşı (751) Türklerin Müslümanlaşmasında dönüm noktası olmuştur.

Türklerin kitleler halinde Müslüman olmaları için 10. yy’ı beklemek gerekiyor. Talas Savaşı’nda Türklerle tanışan Karluk Türklerinden sonra Yağma ve Çiğil Türkleri ilk Müslüman Türk devleti olan Karahanlı Devleti’ni, Oğuzlar ise Büyük Selçuklu Devleti’ni (1038) kurdular. Bundan sonra Türkler kitleler halinde Müslüman olmaya başladılar.

Asyalı bir kavim olan Kürtler, Müslüman olmadan önce Doğu’da İran Sasani Devleti, Batı’da ise Bizans İmparatorluğu’nun egemenliği altındaki bölgelerde yaşıyorlardı.  Bu büyük çerçevenin içerisinde Kürtler yoğunlukla Dicle Nehri hudut olmak üzere, Dicle’nin doğusu, Van  Gölü’nün güneyi, Botan Bölgesi, bugünkü Kuzey Irak, İran’ın batısı ve Zagros Dağları çevresinde yaşamışlardır.

Kürtler Hazreti Ömer döneminde, 637 yılından itibaren Müslümanlığı kabul etmeye başladılar. 639 tarihinde Kuzey Suriye ve Güneydoğu Anadolu’nun Müslümanlarca fethedilmesi ve 644’te Kadisiye Savaşı ile İran’ın yönetiminin Müslümanların eline geçmesinden sonra Kürtler kitleler halinde İslam’a dahil olmaya başladılar. Türkiye’nin en eski camisi 639 yılında tarihi Mar-Toma Kilisesi’nden çevrilen Diyarbakır Ulu Cami’dir.
İslam’la tanıştıktan sonra Kürtler, Revvadiye, Şeddadi, Mervani, Annaziler, Hezbani, Eyyubiler emirlikleri ve hanedanlıkları oluşturmuşlardır.

Türkistan, Maveraünnehir üzeriden Anadolu’ya yürüyen Türklerle, İran, Irak üzerinden Cezire bölgesine yerleşen Kürtler İslam’ın Sünni yorumunu benimsemişlerdir. Türkler ekseriyetle Maturidi-Hanefi,  Kürtler ise Eşari-Şafi çizgide yürümüşlerdir. Ama bu durum bu anlayışların birbirine etkileşimini engellememiş, bilakis muhaliflerine karşı birbirlerine desteğe dönüşmüştür. Büyük Selçuklu Döneminde kurulan Nizamiye medreseleri örneğinde olduğu gibi. Kürtler Türklerden 200 yıl önce İslam’la tanışmışlardır. İslam’ı kabul ettikten sonra iki kavim arasındaki ilişkileri İslam’ın değerleri ve Müslümanların maslahatları belirlemiştir.

TARİHİ İTTİFAK
Selçuk Bey önderliğinde başlayan Tuğrul ve Çağrı Beyler üzerinden devam eden Türk yolculuğu, 9. yy’da Abbasi Halifelerinin ordularında görev almaya başlanmasıyla yeni bir sürece girmiştir. Bu durum, Türklerin Kerkük-Bağdat hattına doğru ilerlemesini sağladı. İşte ilk Türk-Kürt ilişkileri bu dönemde başladı. Kürtlerin de Abbasi Halifeleriyle ilişkilerinin iyi olması, Türk-Kürt ilişkilerinin sağlıklı başlamasına vesile oldu.

1071 yılında Selçuklu sultanı Alparslan ve Bizans İmparatoru IV. Romenos arasında Malazgirt kasabası yakınında yapılan Malazgirt Savaşı, Türk-Kürt ilişkilerinin İslam’ın hedefleri ve Müslümanların maslahatını merkeze alan önemli belki de ilk buluşma ve ittifaktır.

Bizans İmparatoru Selçukluları kesin olarak Anadolu’dan atmak amacıyla harekete geçti. Bu vesileyle Frenk, Yunan, Bulgar, Norman, Makedon, Ermeni ve Gürcülerden oluşan büyük bir ordu hazırladı. Bunlara savaş arabaları ve kuşatma aletleri eşlik ediyordu. Bizans ordusunda 200-300 bin arası atlı olduğu rivayet ediliyor. Selçuklu ordusuna gelince; ordunun 15. 000 atlıdan oluştuğundan bahsediliyor. Bu dönemde buralar Mervani Hanedanlığının hakimiyetindeydi. İşte bu ortamda, Ahlat’tan ve civarından ahalisi Kürt olan 10. 000 kişinin Alparslan’ın ordusuna katıldığı rivayet edilir. Bu birliktelikten sonra sayıca az olmalarına rağmen Müslüman Türk ve Kürtler savaştan zaferle çıkmışlardır. Bundan sonra Anadolu’nun İslamlaşması Türkler ve Kürtler eliyle gerçekleşecektir.

Haçlı orduları Anadolu’yu istilaya çıktıklarında (1096-1272) Türk ve Kürtler bu küffar saldırılarına birlikte karşı koymuşlardır. Yaklaşık iki yüzyıl süren bu istila saldırıları boyunca iki Müslüman kavim birlikte İslam ve Müslümanların maslahatları ve gelecekleri için büyük fedakarlıklar üstlenmişlerdir. Kılıç Arslan ve Selahaddin Eyyubi örneklerinde olduğu gibi et ve tırnak misali yekvücut mücadeleyi, mücahedeyi sürdürmüşlerdir.
Moğol İstilası (1258) zamanlarında da bütün Müslüman kavimler gibi Türk ve Kürtler de istilanın sonuçlarına birlikte katlanmışlar, hal çarelerini birlikte aramışlardır.

Osmanlı döneminde, Osmanlı/Türk-Kürt ilişkileri Yavuz Sultan Selim döneminde farklı bir boyut kazanır. Osmanlı-Safevi ilişkileri, Osmanlı-Kürt ilişkilerini de etkiler. Safevi Devleti’nin kurucusu Şah İsmail (1488-1524), dedeleri Şeyh Safiyyüddin İshak  Erdebili ve Şeyh Cüneyd zamanında Sünni mezhebinden Şii mezhebine geçerek geliştirdiği dini hareket sonucunda çeşitli merkezlere dağılan müridleri, bağlıları, beyleri özellikle Türk oymaklarını (Kızılbaş ismiyle maruf) etrafına toplayarak Akkoyunlu Devleti’ne son verdi. Daha sonra İran içlerinden Elbistan, Diyarbakır ve Cizre’ye kadar bir bölgeyi egemenliği altına aldı. Kerbela ve Necef’ten Şii din adamlarını getirerek bölgeyi Şiileştirme politikası takip etti. Safevilerin bu yayılma politikası önce Sünni Kürtleri daha sonra da Osmanlı yönetimini rahatsız etti. Bunun üzerine Kürt Beyleri toplanarak bu durum karşısında Osmanlı ile birlikte hareket etme kararı aldılar. Bu konuda da bölgenin ileri gelen Kürt alimi İdris-i Bitlisi’yi görevlendirdiler. Önceleri Akkoyunlu Yakub’un danışmanlığını yapan İdris-i Bitlisi, Akkoyunlu Devleti’nin yıkılmasıyla Osmanlılarla irtibata geçti. 25 Kürt beyi ile görüşerek bu beylerin ortak kararlarını Yavuz Sultan Selim’e bildirdi:
“Bilad- ı Ekrad (Kürt beldeleri) denilen Diyarbekir ve civarındaki mazlum Müslümanlar, Devlet-i Aliyenizin hizmetine taliptirler ve devlet ile din düşmanlarının şerlerinden sizin yardım ve merhametlerinizle masun olma ümidindedirler… Bilad-ı Ekrad’ın Osmanlı Devleti’ne iltihakı, İstanbul’un fethi zaferini tamamlayacak derecede ehemmiyetlidir. Zira bu bölgenin iltihakıyla, bir taraftan Irak yani Bağdat ve Basra’nın yolları, diğer taraftan Azerbaycan yolları ve bir diğer taraftan da Halep ve Şam yolları açılmış olacaktır. Allah’ın yardımı pek yakındır.”

Bu mektuptan memnun olan Yavuz Sultan Selim, Kürt beylerinin talebi üzerine Bıyıklı Mehmed Paşa’yı Diyarbekir Beylerbeyi olarak atadı. 23 Ağustos 1514 tarihinde Çaldıran ovasında yapılan savaşta Kürt beylerinin desteğiyle Safevi ordusu yenildi. Böylece Kürtler ve Türkler Safevi meselesini halletmiş oldular.

Yavuz Sultan Selim Çaldıran Savaşı’ndan İstanbul’a dönerken Amasya’da konakladı. Savaşta kendisini destekleyen Kürt beyleriyle 1515 yılında Amasya’da buluşarak tarihi Kürt-Osmanlı Özerklik Antlaşması’nı karara bağladı. İdrisi-i Bitlisi’ye, antlaşmanın bir nüshasını istediği şekilde doldurabileceği yetkisiyle teslim etti. 1515’ten 1839 Tanzimat Fermanı’na kadar istisnai haller dışında ilişkiler bu minval üzere devam etti. Bu antlaşma Yavuz’un vefatından sonra oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından güncellenerek devam ettirildi. İdris-i Bitlisi’nin vefatından sonra da durum değişmedi.

1514 yılına kadar Adana’dan doğuya ve güneye geçemeyen Osmanlılar, Osmanlı- Kürt ittifakının da etkisiyle birkaç yıl zarfında tüm Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın hakimi oldular.

Sultan Abdulhamid’in iktidarda olduğu yıllar (1876-1909) Osmanlı İmparatorluğu ile birlikte tüm dünyanın büyük çalkantılar içinde olduğu bir dönemdir. Sultan Abdulhamid, iktidarda olduğu bu 33 yılda Batılıların “Hasta Adam” olarak adlandırdıkları Osmanlı devletini yıkılmaktan kurtararak ayağa kaldırma mücadelesi verdi. Filistin’de kurulmak istenen Yahudi Devleti’ne, Ermeni komitacılarına, Batılı devletlerin her dediğine karşı çıktığı için adı “Kızıl Sultan”a çıkarıldı. Bu süreç içerisinde, içeride ve dışarıda bolca düşmanı oldu. Bütün bunlara karşı mücadele verdi. Bu saldırılarla mücadele için “İslamcılık” siyasetini devreye soktu. Bu siyaseti uygularken dayanışmak istediği unsurlardan biri de Müslüman Kürtlerdi.

Abdulhamid’ in bu konuda uyguladığı proje Hamidiya Alayları’dır. Bu projeyi hayata geçirmek için kayınbiraderi Zeki Paşa’yı görevlendirdi. 1891 yılında alınan kararla proje hayata geçirildi. Bunun için ordu merkezi Erzincan’da toplanan aşiret reisleri, İstanbul’a götürülerek Padişah’ın huzuruna çıkarıldılar. Sultan tarafından kabul edilerek taltif edilen beyler, Paşa unvanıyla Alayların başına görevlendirildiler. Bu proje üzerinden yeniden yapılanan Osmanlı-Kürt ilişkileri, Kürtler nezdinde Abdulhamid’e “Bave Kürdan” ismiyle sempati ve bağlılık oluşturdu. Bu ilişki ilerleyen yıllarda da Kürtler ve Türklerin İslamcı düşüncede ortak tecrübeleri olarak anıldı ve İslamcı siyasetin tarihsel zeminini oluşturdu.

Birinci Dünya Savaşı ve İstiklal Savaşı, Türkler ve Kürtlerin tarihi dayanışma/ ittifak örneklerindendir. 1. Dünya Savaşı öncesi yaygınlaşan ulusçuluk propagandası Kürtler nezdinde pek rağbet görmedi. Geniş Kürt kitleleri Osmanlı Devleti’ne sadakat göstererek Müslüman Türk kardeşleriyle birlikte Batılı Küffara karşı birlikte savaştılar. Savaşın acısını birlikte göğüslediler. 1912’den 1918’e kadar Trablusgarp, Yemen, Balkan Savaşları ve devamında patlak veren 1. Dünya Savaşında anasır-ı İslam’ın diğer unsurları gibi Türkler ve Kürtler de İslam’ın ve Müslümanların harim-i ismetine zarar gelmesin için mallarını ve canlarını ortaya koydular. Anasır-ı İslam’dan oluşan Osmanlı orduları, cephelerde cansiperane mücadele vererek büyük başarılar ve kahramanlıklar göstermesine rağmen Almanya’nın başını çektiği ittifak yenilince, savaştan yenik çıkmış sayıldı. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla birlikte İtilaf devletleri Anadolu’yu işgale başladılar.

İşgalden sonra bu duruma nasıl cevap vermeliyiz tartışmaları İstiklal Savaşı’yla sonuçlandı. Batı’dan etkilenmiş Seküler Türkler ve Kürtler farklı çözümleri konuşurken, Abdulhamid’ten bu tarafa İslamcılık etrafında çözüm arayan Türkler ve Kürtler bu savaşta da kader birlikteliği yaptılar, Dar-ül İslam’ı birlikte savundular.

Osmanlı Devleti’nin sona erdiğini bundan sonra kendi başımızın çaresine bakmalıyız diyen Ulusalcı Kürtlere, Müslüman Kürtlerin ekseriyeti karşı çıktılar ve birlikte mücadele kararını Kazım Karabekir’e bir telgrafla ilettiler:

“Hilafet ve Saltanat makamının uğradığı tecavüz ve ihanetin tazmini, mevcudiyet ve istiklalimizin (varlığımızın ve bağımsızlığımızın) temini için son damla kanlarımıza kadar mukavemete (direnişe) ahdediyoruz.”

Erzurum ve Sivas Kongrelerine Kürtlerden de pek çok temsilci katıldı. Sivas Kongresi’nden birkaç gün sonra, Malatya’daki Hacı Kaya ve Şatzade Mustafa Ağalara Kongre heyeti adına Mustafa Kemal Paşa’nın telgrafı:

“Sizler gibi dindar ve namuslu büyükler oldukça Türk ve Kürt birbirinden ayrılmaz iki öz kardeş olarak yaşayacaktır.  Türklerin ve Kürtlerin Makam-ı Hilafet etrafında sarsılmaz bir vücut halinde iç ve dış düşmanlarımıza karşı demirden bir kale halinde kalacağı şüphesizdir” sözlerini içeriyordu.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İstiklal Savaşı’nda da kaderlerini bir gören Türkler ve Kürtler Maraş, Antep, Urfa ve Çanakkale’de destanlar yazdılar ve savaşı kazandılar. Cumhuriyet’i birlikte kurdular. Birinci Meclis’te yetmişin üzerinde Kürt milletvekili vardı.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

İslam'ın Gücü

Ahmet ALTINOK
Ahmet ALTINOK

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Değişim, Zorunlu Bir İstikamet midir?

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Bireysel Ahlaktan, Bireysel Üst Ahlaktan Vasat Ümmet Ahlakına

Abdi KEÇELİ
Abdi KEÇELİ

İyiliği Emretmek ve Kötülükten Alıkoymak

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Dalaletten Hidayete, Oradan Nereye…

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

Çocuktuk İşte

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Hayal İle Kurgu Arasında

Yazarın Diğer Yazıları

  • Meskenet Hali
    2 Kasım 2020
  • Cihad İbadeti ve Muttaki Önderlik
    2 Eylül 2020
  • Etimesgut’ta Ahi Mesut İle Üç Ay
    2 Temmuz 2020
  • Mutedil İnsan
    2 Haziran 2020
  • Erguvanlar da Mahzun Kaldı
    1 Mayıs 2020
  • Öldüğümüzle Kaldık
    5 Mayıs 2019
  • Emperyalist Dile Mahkûm Olmak
    1 Ocak 2019
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Yenilendik !

Yenilendik !

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Doğu Türkistan ve Yaşananların Arka Planı

Doğu Türkistan ve Yaşananların Arka Planı

24 Eylül 2023
“İnsanı Bilmeyen İlahiyatçı, Tarihi Nasıl Bilsin?”

“İnsanı Bilmeyen İlahiyatçı, Tarihi Nasıl Bilsin?”

23 Eylül 2023
Rahatlık Müritleri

Rahatlık Müritleri

23 Eylül 2023
Coca-Cola Varlığını ABD İç Savaşı’na Borçlu

Coca-Cola Varlığını ABD İç Savaşı’na Borçlu

22 Eylül 2023

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
    • Alıntı Makale
    • Alıntı Söyleşi
  • İslam Dünyası
    • Filistin
    • Suriye
    • İran
    • Irak
    • Arakan
    • Pakistan
    • Yemen
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
  • Dünya
    • Ortadoğu
    • Amerika
    • Avrupa
    • Asya
    • Afrika
    • Diğer
  • Türkiye
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
  • Tavsiyelerimiz Var
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist