ABD ve Avrupa’nın son 500 yıllık tarihi, sömürgecilik tarihidir. Sömürgecilik, Avrupa devletlerinin dünyanın pek çok bölgesini keşif, fetih, ilhak ve iskân etmeleriyle ortaya çıkan, yeryüzündeki zenginliklerin, hazır kaynakların ve insanemek gücünün (köleleştirme) Batı’ya aktarılması ile Avrupa inanç, kültür ve hayat tarzı değerlerinin diğer toplumlara aktarılması, dayatılması sürecidir. Sömürgecilik, başkalarına ait olan maddî-manevî bütün kaynakların bir toplum ya da devlet tarafından zorla ele geçirilmesi ve götürülmesidir.
Sömürgecilik tarihi, genel olarak dört dönemde incelenebilir: 1.Avrupa’nın deniz aşırı yayılmacılığa başlamasından 1763 Paris Antlaşması’na kadar; 2.Kısaca 1763’ten Birleşik Almanya’nın da ortaya çıktığı 1870’lerin ortalarına kadar; 3.Çağdaş sömürge imparatorluklarının oluşturulması ve varlıklarını korudukları 1875–1944 arasındaki dönemlerdir; 4. Yeni sömürgecilik olan II. Dünya Savaşı sonrası ise emperyalizm (1945 – 2001) gelmiştir. Küreselleşme adı verilen son aşama, bilgi ve teknoloji çağında siyasal, kültürel ve ekonomik sistemlerin egemen olduğu yeni bir dönem olmuştur.
Ana hatlarıyla 1800 ile 1914 yılları arasında insanlık kelimenin tam anlamıyla acımasız bir işgal, istila ve sömürü tecrübesi yaşamıştır. Bu aşamaların başlangıcında Portekiz ve İspanya, ardından Fransa ve Hollanda, en son da İngiltere öne çıkmıştır. İkinci aşamada İngiliz egemenliği belirgin olmuş, üçüncü aşamada ise İngiliz, Fransız, İtalyan, Alman, Rus, Japon ve Amerikan çıkarları arasındaki rekabet XX. yüzyılın ekonomik, siyasal ve ideolojik yapılanmalarının temelini oluşturmuştur
Hollanda, Fransa ve İngiltere’nin klasik sömürgeciliği koloniyalizm olarak tanımlanmaktadır. Koloniyalizm, daha çok başkalarına ait topraklar üzerine yerleşmeyi, işgali, her şeye el koymayı ifade eder.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında sultasını kuran Amerikan sömürgeciliği de emperyalizm ve küreselleşme olarak tanımlanmaktadır. Emperyalizm, hem işgali hem de aynı zamanda ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel vb. hâkimiyeti ve yağmalamayı da ihtiva eder. Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri’nin stratejik üssü, ileri karakolu İsrail tam bir Batı emperyalizminin faşizmini uygulamaktadır.
Asırlar süren sömürgecilik döneminde Avrupa’da sanayileşme yaygınlaşırken, sömürülen ülkeler Avrupa fabrikalarına emek, hammaddeler ve tarımsal ürünler sağlamak zorunda bırakılmışlardır. Bu arada da sömürülen topraklardaki mahallî değerler, dinî-kültürel kimlikler ve tabii aidiyetler sömürgeci devletlerin politikalarıyla büyük oranda tahrip edilmiştir. Batılılaşma, modernleşme, uygarlaşma ve çağdaşlaşma adı altında belli bir sömürge kültürü dayatılmıştır.
Zaten sömürgeciliğin belli başlı üç nedeni; a) sanayileşen Avrupa devletlerinin hammadde ve pazar arayışları, b) gelişen ulusçuluk çağında güçlü ulus devletler inşa etmek arzusu ve c) nihayet ırkî, dinî ve kültürel üstünlük duygusunun ekonomik, siyasal ve askerî politikalarla dayatılmasıdır. Bu süreçte kapitalizm, sosyalizm ve faşizm ideolojileri sömürgeciliği meşrulaştıran ideolojiler olarak tarihe geçmiştir.
Böylece yaşanan tarihî süreç, tarihteki tahribatının yanı sıra günümüzdeki gelir dağılımı adaletsizliği ile sosyal, kültürel, siyasî ve ekonomik yönden gelişmiş–azgelişmiş ülkeler ayrımının oluşmasının da en belirgin nedeni olarak açıklanmaktadır.
Tarih, iki katlı olarak akar; 1.olay, olgu, gerçeklik katı ve 2.söylem katı.. Bütün bu anlattıklarım söylem katını oluşturur ve Batı’nın kendini tanımlama çalışması olarak sosyal bilimler alanında oluşan birikimdir. Burada Avrupa merkezli sosyal bilimlerin de tarihin söylem katında oluştuğunu ifade etmek gerekir. Sosyal bilimlerin kapitalizm, sosyalizm ve faşizm kavramlarıyla ifade ettiği olgular da sömürgecilik döneminin gerçekleridir.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, sosyal medyadaki hesabından dünya liderlerine İsrail’i destekleme konusunda dayanışma ve birlik gösterme ayrıca Filistindeki Aksa Tufanı hareketinin sivillere yönelik gerçekleştirdiği terör saldırısını kınama çağrısında bulundu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise yarım asırdır İsrail tarihinin tanık olduğu en şiddetli günde Hamas tarafından başlatılan ve 200’den fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan sürpriz saldırının ardından ‘güçlü bir intikam’ alma sözü verdi. Ordusu 19 aydır Rus işgaline karşı savaşan Zelenskiy, “İsrail’in de tıpkı Ukrayna gibi kendisini koruma konusunda her türlü hakka sahip olduğunu” ifade etti. Ordusu olmayan Filistin’deki milis güçleri, Rusya ile bir tuttu, üstelik işgalci olan İsrail’di. Kıyas bile yapamayan bir devlet başkanı.
Zelenskiy, İsrail’e bir dayanışma ziyareti gerçekleştirmek istediğini de açıklamıştı. İsrail, Zelenskiy’nin ziyaret talebini geri çevirdi. Times of Israel’in İbrani basınına dayandırdığı habere göre Zelenskiy’e “zamanın uygun olmadığı” söylendi. İsrail, Rusya işgali karşısında Ukrayna’ya desteğini dile getirmiş, ancak Ukrayna’ya askeri yardımda bulunmaktan kaçınmıştı. Bu durum taraflar arasında gerilime neden olmuştu. İsrail, Suriye’de yoğun bir askeri varlığı bulunan Rusya’yı karşısına almak istememektedir.
Filistin vesilesiyle tanıklık ettiğimiz Batı riyakârlığını bütün çıplaklığıyla ortaya koyan hadiselerden biri geçtiğimiz günlerde yine Ukrayna’da yaşandı. Ukrayna’daki Stepan Bandera heykellerinden birine, dayanışma adına İsrail bayrağı yansıtıldı. Yani Holokost’un (Yahudi soykırımının) en önemli figürlerinden biri üzerinden Yahudilerle dayanışma mesajı vermek gibi akıl almaz bir garabet ortaya çıktı.
Kapitalist dünya sisteminin iki şımarık çocuğu olan Ukrayna ile İsrail’in kapitalizm, sosyalizm ve faşizm arasındaki ilişkiyi ve bundan kaynaklı o korkunç Batı riyakârlığını bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.
Sovyetler Birliği’ne karşı kurulan NATO’yu Sovyetler sonrası dünyada lağvetmek yerine jeopolitik çıkarları adına daha da güçlendiren ve genişleten, sonra da Ukrayna üzerinden Rusya’nın kapısına dayanan uluslararası kapitalist sistem, tüm dünyayı Rus işgalinin Rusya’nın emperyal heveslerinden, Putin’in çarlık hayallerinden kaynaklandığına, Ukrayna’nın ise mazlum ve masum olduğuna inandırmaya çalışıyor. Oysa Rusya Kırımı başta olmak üzere bir kısım Ukrayna topraklarını Suriye’de ABD’yi destekleme karşılığında pazarlık sonucu aldı.
Kapitalist devletler olarak ABD, İngiltere ve Fransa, sosyalist devlet olarak Çin ve Rusya kurulduğu günden beri Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu’nda masada oturmaktadır. Bu beş ülkenin ortak düşmanı İslam milletidir. BMGK, Batılı ideolojiler olan kapitalizm ve sosyalizmin koyun koyuna yattıkları sömürü yatağıdır. Bir gün Rusya ve Çin’in de NATO’ya girdiğini görürseniz hiç şaşırmayın.
Haber 7 / Mustafa Yürekli