’Sonra o gün, size verilmiş olan her nimetten hesaba çekileceksiniz.’’(Tekasür/8) diyen Rabbimizin akla gönderdiği nimetleri okumayan insan! Aklını kullanmayan insan! Aklını vahye teslim etmeyen insan! Ve bu insana Asr Suresi gereğince yaklaşmayan insan! Herkes aynı ayetle hesaba çekilecek.
Bugün bankalarda faiz öneren bankacıyla, topu bankacıyla kaleye doğru türlü satış teknikleriyle süren ve kardeşine attığı çalımla şov yapan emlak sektörüne karşı sesi kısılan Müslümandan ne zaman bahsetsek türlü bahanelerle karşılaşıyoruz.
Yediği gollerde sürekli sahayı şikâyet eden Müslümanın çekindiği nedir! İlmen farkında olan Müslüman eksik mi bilmektedir!Hikmetten uzaklaşmış mıdır!
Az da olsa hemen her sektörde aktif olan Müslümanların her işi kulluk esasına göre (Zariyat-56) yapmasını tartışır hale gelişimizi nereye koyacağız bilemiyorum.
İslam’a teslim olmayanların hallerini düzeltme çabasındayken; Müslümanın tarifini tekrar tekrar yapışımız apayrı bir uçurum olmuş vaziyette.
Nefsine vahyi uyduramayan insan vahye uyana gol atamayacağını çok iyi bilmektedir. Bu sebepledir ki kendi takımına transfer etmek için türlü bonservis bedelleriyle etrafında top çevirmektedir. (Araf/17). Kendi kalesinin kaybedeceğini zaten bilmektedir buradaki cahillik ümidinin olmayışıdır.
Bugün dünyada yaklaşık 250 kişinin mal varlığı dünyadaki kalan insanın ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadardır ki piramidin matematiğinin nasıl çalıştığı bu örnekle açıktır. Ancak bu piramidin inşasının temelinin güçlü olmasındaki sebep zeminin taban alanının geniş olmasından kaynaklıdır. (Nisa/161).
Borçlanma oranında artan verimsizlik kaynakların yanlış kullanımına sebep olmaktadır. 250 kişinin oturduğu yerden kalan tümünü sürdüğü vaka, en çok borçlanma hukuku üzerine revize gerektirmektedir.
Sürekli borçlanma ve borçlanmayı gerektirecek sebeplerin oluşturulması için gereken reklam ve tasarımlar üzerine çalışan sektörler türetilmiştir. ‘’Kuyuyu açan ve sahibi biziz peki dibini göremeyenlere bu kuyuyu nasıl satarsınız?’’ üzerinden geliştirilen insanlar ve teknik taktiklerle kuyuya atılan insanların sayısı gün be gün artmaktadır.
‘’…Ve dünya hayatı aldatıcı metadan başka bir şey değildir.’’(Hadid/20) ayetini dikkate alanlar sadece Müslümanlar değildir. Allah’ın ipinde tutunduğumuz hangi ayet varsa o ayet üzerinde bizimle savaşıyorlar.
Dünyaya ait ne varsa, ahiretin önüne geçirdikleri süsleri (Nahl/63) kendilerine silah ediniyorlar. Ulaşılabilir ahiret hayatına karşılık zorlaştırılmış bir dünya malını, olduğundan pahalı göstererek bize satmaya kalkıyorlar ve biz dünya için borçlanıyoruz farkında değiliz adeta!
Rabbimizin bizlere kendini tanıtırken her vakitte ‘’Hesap ve ceza gününün Malikidir.’’ (Fatiha/4) ayetiyle ahirete imanda kuvvetlendirmesi Müslümanı, Müslüman olmayanla ayırmada düşündürücüdür. Bu ayetten hareketle neyi istediğimizi biliyor, kavrıyor ve neyi istediğimiz ortaya çıkıyor.
‘’Ahiret veya dünyayı tercih edenler’’in hal ve hareketlerinin tartısı dünyadaki tüm mevcut sistemlerde imtihan konusudur. Tercihimizin ağırlığına göre şekillenen duruma göre istediğimiz tarafta çabalıyoruz. Ve sonrasında bir tarafımız oluyor ve o seçtiğimiz tarafa göre de akıbetimiz beliriyor.
‘’Şeytan sizi fakirlikle korkutup çirkin işlere teşvik eder. Allah da lütfundan ve bağışlamasından birtakım vaatlerde bulunuyor. Allah’ın lütfu geniştir. O her şeyi bilendir.’’ (Bakara/268) ayetiyle nefislerimizi tekrar törpüleyelim demek gerek.
İslam karşıtı inanç sistemleri ile bizi aldatmak için bizi Müslüman yapan her parçadan koparmayı amaçlayarak bize saldırıyorlar. Biliyorlar ki zincirlerimizin sağlamlığı bizi Müslüman ve birbirimize kardeş yapıyor. Allah’ın hükümlerine olan bağlılıkla takvada yarışıyoruz.
Dünya malı ile anılan soyun çokluğu (Tekasür/1-2) bizi oyaladıkça ödevimiz bir o kadar açıktır ki; Müslüman emlak sektöründe olmalı ve bankaya karşı kardeşinin gardı olmalıdır.
Müslüman, herkesin mülk edinme hırsının önüne geçecek tavsiyelerde bulunacak kadar her sektöre yetişmeli, yükselmeli ve kaynakları helal olan nimetin alışveriş sürecinde de bizi temiz kılacak şekilde kullanılmasını tavsiye etmelidir.
Allah’ın hükümlerine teslim olmak yerine; hükümlerin yanı sıra fikir üretmeye çalışanların niyetini nefisleri ölçmektedir. Faize karşı ayet okuduğunuzda cahilce ‘’mecburuz’’ diyenlerin sözlerinin ağırlığını Müslüman anlamakta; ancak bu cümleye emlak sektöründe hak tavsiyeyi verebilmekte midir?
Müslüman şeytanın fakirlik korkutmasına karşılık rızık kaygısıyla tavsiyeden vazgeçmekte midir?
Müslüman, emlak sektöründe müşterisine doğru yönlendirmeyi yapıyor mu?
Müslüman, bu sektörü nimetten bilip kendisine verilmiş salih amel kapısı olarak görüyor mu?
Müslüman, sayıca fazla olan bu insanları iman üzere uyarıyor mu?
Müslüman,’’Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve artık faizin peşini bırakın, eğer gerçekten müminler iseniz.’’(Bakara/278) ayetini kendisine iş ediniyor mu?
Müslüman her işinde neyi tercih ettiğini biliyor mu?
Müslüman neye, Allah’ın hükmüne bilerek muhaliftir, farkında mıdır?
Müslüman ayetlerin faize karşı duruşunu tanıyor mu; yoksa nefsine faiz mi yiyor?
Doğru ve keskin soruları sormanın bizi en iyi cevaplara götüreceğini öğrendiğimiz Rabbimize Şükürler olsun.
‘’Ve andolsun ki Biz, Kur’an’ı zikir için kolaylaştırdık. Buna rağmen tezekkür eden var mı?’’ (Kamer/32)