مَنْ كَانَ يُرٖيدُ حَرْثَ الْاٰخِرَةِ نَزِدْ لَهُ فٖي حَرْثِهٖۚ وَمَنْ كَانَ يُرٖيدُ حَرْثَ الدُّنْيَا نُؤْتِهٖ مِنْهَا وَمَا لَهُ فِي الْاٰخِرَةِ مِنْ نَصٖيبٍ
Kim ahiret ekinini isterse onun ekinini artırırız, kimde dünya ekinini isterse kendisine ondan bir şeyler veririz. Ama onun ahirette onun nasibi yoktur. (Şura Suresi 20. Ayet)
Allahu Teala, kişinin fayda ve gelişme olarak arzuladığını mecazen ekin olarak nitelendirmektedir. Onun iki türlü amelini birbirinden ayırarak kim ahiret için çalışırsa neticede başarıya ulaştırılacak ve mahsulü kat kat artırılacak; kimde dünya için çalışırsa ona da dünyada verecek ve onun ahirette nasibi olmayacaktır.
Ayette geçen hars kelimesi, tarlayı sürmek, işleyip tohum atmak, ondan mahsul almak gibi manalara gelmektedir. Bu mana itibari ile ileride kazanmak için yapılan çalışmalar ve onların sonuç ve semereleri ekin tarla üzerinden anlamlandırılmıştır.
Dikkat çeken başka ifade, “kim isterse” şeklinde belirtilmiş, eylemlerimizde niyet ve irademizin önemine dikkat çekilmiştir. Rabbimiz bizlere bu ayrıntılı açıklama ile birlikte bir tercih imkânı ve irade gücü vermiştir. O halde bize düşen neyi istediğimiz ve hangi yönde niyet edip çaba sarf ettiğimiz önemlidir. İrademizi ve niyetimizi hangi yönde kullandığımız bizim için anahtar vazifesi göstermektedir. Ahiret ve dünya tercihlerimiz bizlere farklı sonuçlar verecek, ahireti isteyenimizin mahsulü bereketlenirken, dünyayı isteyenimize de geçici metalar verilerek ahiret nasibinden mahrum bırakılacaklardır.
Ahireti isteyenin amelleri ve niyetleri bakımından o kimsede bir takım iyi melekelerin meydana gelmesi hasıl olur. Bu vesile ile insanın ahireti istemesi, tüm amellerini ahirete yatırım yapması kendiliğinden ortaya çıkan iyi bir haslet olur ki ahiret kazancı böylelikle kat kat artar.
Ahiret, ileride (veresiye), olarak nitelendirildiğinde insanlar genel olarak peşin olana meyletmektedirler. Oysa ileride verilecek olanın daha bereketli olacağını unutmaktadırlar. Hem ahiret hem dünya için verilecek olanın yapılan ‘ekim’ ile elde edileceği unutulmamalıdır. Ekin işi bir takım aşamalardan geçerek güçlüklere katlanılması sulama, büyütme, hasat etme gibi zorlukları aşarak ancak mahsul alınacağını bilmeli insan. Her iki dünyanın semeresini ekilen ekine bağlı kılan rabbimiz dünyaya ekilen ekinin zamanla yok olacağını ahirete ekilenin ise git gide artarak bereketleneceğini ifade etmiştir rabbimiz.
Sonuç: Bir kimsenin niyet etmeden Allah’ı razı edecek yollardan uzak bir şekilde yaptığı tüm amellerin neticesi ziyan ile biterken, niyetinde Allah rızası olan bir kimsenin yaptığı ameller kat kat mahsul vermekte, boy boy olup bolluk bereket ile sahibini huzura, mutluluğa bol kazanca gark ederek, dünya ve ahiret nasibini tastamam almaktadır. Yani ne ekersen onu biçersin.