رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلَّذٖينَ كَفَرُوا وَاغْفِرْ لَنَا رَبَّنَاۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ
Rabbimiz! Bizi, inkâr edenler için deneme konusu kılma, bizi bağışla! Ey Rabbimiz! Yegâne galip ve hikmet sahibi, ancak sensin. (60/5)
Bu ayet İbrahim (as)’in duasıdır. Elbette onun nezdinde tüm müminlerin duasıdır. İbrahim kendi kavmi içinde mücadele verirken başta babası olmak üzere Nemrut gibi krallar da bu davetten oldukça rahatsızdılar. İbrahim kafirlerin bir oyuncağı olmamak ve onların deneme tahtası olmamak için rabbine niyaz etti. İbrahim vahyi ayakta tutmak için hayatını da bedel olarak ortaya koymuştu. Post-Truth (gerçek ötesi) zamanlarda post modern çağ tüm insanlığın algısıyla, inançlarıyla oynamakta ve insanlığı kurgularla yönetmektedir. Müslüman aileler giderek kurguların oyuncağı olmakta ve algoritmalara teslim olarak yaşamaktadır. Artık çoğu kimse kendi aklıyla değil ona biçilen akıl ve rolle hareket etmektedir. Bu vesile ile aileler çözülmekte ve çocuklarımız hiç bilmediğimiz bir mecra ve yaşam içinde dolanıp durmaktadırlar. Yönlerini kaybetmiş, menzillerinden uzaklaşmış durumda sistemin çarkları arasında öğütülüp gitmektedir. Bizim mücadelemiz hem kendimizi yeniden inşa etmek hem de çocuklarımızı ve neslimizi bu zalim sömürü sistemin çarklarına kurban etmemek üzere olmalıdır. Bu mücadele verilirken aynı zamanda Allah’a dua ederek ondan yardım talebimiz olmalı. Eğer ki biz hiç bir mücadele vermeden yardım talebinde bulunuyorsak duamızda bir ciddiyet ve nitelik yok demektir. Duamızın niteliği eylemimizin gücüne bağlıdır.
Dua bizim sınırlarımızı da hatırlatan bir eylemdir. İnsanın kendini aciz hissettiği ve nefsini yaratanı yücelttiği de bir eylemdir. Bu eylem sadece sözle değil yaşamın getirdiği bir gereklilikle mümkündür. İnsan rabbine kulluğunu sunmak için gücünün yettiğince çabalar ve takatinin yetmediği yerde rabbine el açıp ondan yardım diler. Karşımızda devasa kollarıyla bizi yoketmeye gayret eden bir şeytani sistem var. Müslümanlar olarak bu sisteme karşı mücadele ederken bu sistemin de kıskacına düşmemeye gayret etmek zorundayız. Makamla, parayla, şöhretle ve daha bir çok süslü, ışıltlı vaadleriyle bizi kendi safına çekmenin gayreti içinde olacaktır. Bu hataya düşmemek için sürekli bilinçli olma zorunluluğumuz vardır. Bu bilinç ateşini canlı tutacak önemli unsurlardan biri rabbimizle olan bağımızı dua ile sürekli hale getirmektir. Biz rabbimize dua etmekle hiç bir zaman bedbaht olmayız.