“Diyanet Atatürk’ü sansürledi” iddiası o tartışmayı yine gündeme getirdi: Atatürk ateist miydi?
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2019 Performans Programı Raporu’nda Mustafa Kemal Atatürk’ün “Din lüzumlu bir müessesedir” sözüne atıf yapılmasını gündeme taşıyan Cumhuriyet gazetesi, Atatürk’ün aynı konuşmada geçen “Softa sınıfın din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler, iğrenç kimselerdir” sözlerinin sansürlendiğini yazdı.
Atatürk, bu sözleri 1930’da Ankara Halkevi’nde yapılan ve 1 hafta süren 1. Tarih Kongresi’nin sonunda kongre üyelerine Marmara Köşkü’nde verilen bir davette söyledi.
Davette o günkü adı Darülfünun olan İstanbul Üniversitesi profesörleri ile ortaokul ve lise müdürleri yer aldı.
O sohbeti Kılıç Ali kitabında yazmıştı
İstiklal Mahkemeleri üyelerinden Kılıç Ali, “Atatürk’ün Hususiyetleri” kitabında bu davette Atatürk’le sohbet eden bir öğretmenin, “Paşam! Din lüzumlu bir şey midir?” şeklinde bir soru yönelttiği yazdı.
Kılıç Ali’ye göre Atatürk bu soruya şöyle cevap verdi:
Evet, din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler menfur kimselerdir. İşte biz bu vaziyete muhalifiz ve buna müsaade etmiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar saf ve masum halkımızı aldatmışlar. Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir.
Atatürk, bu sözleri söyledikten 7 yıl sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 5. Dönem 3. Yasama Yılı’nda yaptığı açılış konuşmasında din ile ilgili daha sert ifadeler kullandı.
TBMM tutanaklarına göre Atatürk o konuşmada, “Dünyaca bilinmektedir ki, bizim devlet yönetimimizdeki ana programımız, Cumhuriyet Halk Partisi programıdır. Bunun kapsadığı prensipler, yönetimde ve politikada bizi aydınlatıcı ana çizgilerdir” dedi ve şöyle devam etti:
Fakat bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların doğmalarıyla asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz
Tutanak metnine göre Atatürk’ün bu sözleri o sırada meclis salonunda olanlar tarafından alkışlandı.
Sansür iddiası mantıklı değil
İstanbul Üniversitesi Tarih bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Cezmi Eraslan, tartışmaya konu olan Diyanet raporunda hem Diyanet işleri Başkanlığı’nın hem de Cumhurbaşkanlığı’nın konuşmaları aktarılmış olduğunu ve din istismarı meselesine dikkat çekildiğini belirtti.
2018 raporunun girişinde de benzer uyarılar olduğunu vurgulayan Eraslan, “Akademik manada baktığımız zaman; en fazla konuyu aksettirebilecek hususlar aynen aktarılır. Gerisi aynen aktarılmaz. Bu manada sansür niyeti olduğuna kani olamadım. Diğer kısımlarda din istismarıyla ilgili dikkat çekici uyarılar var. Faaliyet programlarında Diyanet’in bu tür oluşumlara karşı çalışmalar yaptığı bilgisi var. Sansür yapıldığı nitelendirmesi çok mantıklı gelmedi” dedi.
“Atatürk’ün dinsiz olduğunu söylememek gerekir”
Eraslan, Atatürk’ün ateist olup olmadığıyla ilgili tartışmaya ilişkin, “Bu tür konularda beraat-i zimmet asıldır. Biri kendini nasıl tanımlıyorsa ona itibar etmek gerekir. 1923’e kadar Atatürk’ün dine sıcak baktığı ancak o tarihten sonra tavır aldığına yönelik çeşitli iddialar var. Ama 1930’lu yıllar içinde dahi kendi hususi hayatında Kur’an okuttuğu, dinlettiği, duygulandığı, bu konularda hassasiyet gösterdiğine yönelik pek çok örnek var. Kişinin kendi beyanı bu şekilde olmadıktan sonra dinsiz olduğunu söylememek gerekir” ifadelerini kullandı.
Atatürk’ün TBMM’de yaptığı ve CHP prensiplerinin “gökten indiği varsayılan kitapların dogmalarıyla bir tutulmaması gerektiğine” yönelik sözlerini değerlendiren Eraslan şöyle konuştu:
“Atatürk ateist değil sekülerdi”
“Bu konuşma hep tartışılıyor ama yanlış değerlendiriliyor. Atatürk orada bir teşbih yapıyor. Kendi uyguladığı politikaların din nassı gibi konuşulmaz, tartışılmaz, değiştirilmez şeyler olmadığını, bunların ilhamının hayattan alındığını söylüyor. Atatürk’ün orada siyasi bir konuşma yapıyor ve bu konuşmayı yaparken de teşbih yapıyor. Bu edebi bir sanat. En başından beri toplumda liderleri adeta insanüstü görme eğilimi var. Her keramet o liderden beklenir. Dolayısıyla Atatürk, ortaya koyduğu ilkeler de bu şekilde algılanmasın diye çalışıyor ve ‘Bu din dogması değil, bu işlerin ilhamını biz hayattan alıyoruz’ demek istiyor. Bu seküler bir bakış açısı, ateist bir bakış açısı değil. Sekülerlik ateistlik demek değildir.
Bardakçı: Atatürk’ün metinleri dine reddiyedir, ateist örneklerdir
Murat Bardakçı ise Atatürk’ün ateist olduğunu açıkça savunan tarihçiler arasında.
Bardakçı Habertürk’te yayınlanan Tarihin Arka Odası’nda, Atatürk’ün konuşmalarına atıf yapmış ve şöyle söylemişti:
“Atatürk’ün gökten indiği düşünülen kitaplar” ifadesiyle kastettiği kitaplar Kur’an-ı Kerim’din ve diğer kitaplardır belki de. Bunu niye saklıyoruz Allah aşkına. 70 sene geçmiş neyi saklıyoruz? Bunlar dine reddiyedir.”
Atatürk’ün “İkra bismi rabbi safsatasını esas tutmuş olan Araplar, uygar dünyada, bilhassa Türk zengin uygar bölgelerinde bu ilkel ve cahiliyet devrinin simgesi olan ilkeye dayanarak yapmadıkları tahrifat kalmamıştır. Bu zihniyetle hareket edenler İslam’dan önce evrensel Türk uygarlığının bütün belgelerini imha etmekte engel görmediler (…) Yazacağınız İslam tarihinin de bu doğrultuda toplayabileceğiniz belgelere dayanarak açıklanmasını önemli görürüm” sözlerini aktaran Bardakçı, şu ifadeleri kullandı:
Atatürk ‘Beyni sulanmış hafızların dini’ diyor; bunu neden saklıyoruz? Meclisteki o meşhur açılış konuşmasıyla, Medeni Bilgiler kitabındaki el yazısıyla Afet Hanım’ın yayımladığı örnekler ateist örneklerdir
Independent Türkçe