Bileceksin imtihandır her ne ki gelse başa. İnsan “Ah ana” der diken batsa ya da ayak değse taşa. Bir mendil arar insan gözünden akan yaşa. İnsan anaya muhtaçtır ister köle olsun, ister paşa!
Bir ömrü teslim alır dilekler. Doğan çocuk anasına doğru emekler. Ana çocuğunun büyüyeceği günü bekler. Yaşlılıkta beklenir bir hal hatır. Ana baba hatırını sormayan evladdan hayırlıdır bir uyuz katır!
Anaya yakışan evlada kol kanat geren şefkat. Allah mükâfatlandırır şefkat sahibi anayı kat be kat. Anaya babaya hürmeti lügatinden çıkaranı insan sınıfından al ve at!
Lügatinde yaşlılık olmayan hayırsız evlad ne kadar da güveniyor genç yaşına. Yakuttan, zümrütten, şandan şöhretten medet ummak boşuna. Hesap günü geldiğinde bunların hepsi döner çakıl taşına!
Asi evladlarla imtihan olunan ananın derdi deride değil derindedir. İsyanın geçerli akçe sayıldığı toplumun merdi dahi namerdinin gerisindedir. Öyle bir nesle yenik düşmüşüz ki; yüze güler kalbi hain. Hayrına binlerce dua etsen de tek bir duaya demez ki âmin!
Ana, şaşkın kalmış evladın derdine ilaç. Çünkü evlad derdini anlayana aç. Ana yüreği bütün zamanlarda ve mekânlarda başlı başına bir ihtiyaç!
Ana, her ortamda evladı için iyilik arar. Merhem olup yaralarını sarar. Evlada şefkat anada daimi karar!
Fıtratının gereği ana evladını yüreğinde taşır. Her gün yeniden dertleriyle barışır. Ana odur ki evladını sahte ilahlara kurban vermemek için firavunlarla savaşır. Allahû Teâla haber veriyor:
“Mûsâ’nın annesine, ‘Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman onu denize (Nil’e) bırak, korkma, üzülme. Çünkü biz onu sana döndüreceğiz ve onu peygamberlerden kılacağız’ diye ilham ettik.
Nihayet Firavun ailesi kendilerine düşman ve üzüntü kaynağı olacak olan o çocuğu bulup aldı. Şüphesiz Firavun, (veziri) Hâmân ve onların askerleri hata yapıyorlardı.
Firavun’un karısı şöyle dedi: ‘Bana da, sana da göz aydınlığı (bir çocuk)! Sakın onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz.’ Oysaki onlar (olacak şeylerin) farkında değillerdi.
Mûsâ’nın anasının kalbi bomboş kaldı. Eğer biz (çocuğu ile ilgili sözümüze) inancını koruması için kalbine güç vermeseydik, neredeyse bunu açıklayacaktı.” (Kasas Sûresi/7-10)
Birinden girdik öbüründen çıkıyoruz dünya dedikleri iki kapılı han. “Evladını firavunlara kurban vermektense denize bırak gitsin” emrine itiraz etmeden gereği yapmak iman. Ne zor, ne çetin bir imtihan. Doğmak bir kez, ölmek her an!
Fırtınalı günler yaşıyoruz; hayatı okşuyor bir deniz edası. Hayatta her şey değişir değişmez ki analığın modası. Ana dediğimiz sevginin, şefkatin değişmez güven adası.
Azrail ensemizde, her saniye, her dakika imtihan bizi yoklar. Yolda kalan evlada ana duasıyla açılır kapılar. Bu sermayenin kıymetini bilmiyor nankör kullar. Analığı hor görüyor horlanmış çağdaş kadınlar!
Çölde çaresiz kalsan da su içme ana babaya asi olmuş namerdin içtiği tasla. Mutlu olmak istiyorsan önce Allah’a, sonra yüreğini ana yüreğine yasla. Bil ve inan ki; kılıç yarası geçer, geçmez dil yarası asla!
Ana yüreği sevginin zirve dağı. Kişinin ana yüreğinde yeri yoksa kendisine fayda vermez çiçeklerle dolsa, bahçesi bağı. Ana yüreğinin güldür, çiçektir solu sağı. Hayatta hayata dair her şey sökülse de asla sökülmez asi evladın ayağındaki bukağı!
Asrımızda toplumun dermansız derdi, değer vermektir kendisini ana yüreğinden çalmış hırsıza. İki cihan bir araya gelse de iflah olmaz toplum eğer değer veriyorsa namussuza, arsıza, hayâsıza!
Hayatta anaya alternatif ana bilmem. İki cihan bir araya gelse de anamı kalbimden silmem. Allame-i cihan da olsam, ağniyayı âlem de olsam, anaya isyan ile asla iflah olmam!
Asrın Müslümanlarını kuşatmış putlar. Çünkü analardan daha değerli hale gelmiş rengârenk çaputlar. Kadınlara, analara armağan ediliyor tekme tokatlar. Kurtarsaydı bizden öncekilerini kurtarırdı zümrütler, yakutlar.
Kadını horluyor, dışlıyor anayı çağdaş beyinlerimiz. Galiba boşlukları doldurdu, internet cinlerimiz. Cinnet, cinayet ve canilerden meydana gelmiş haberlerimiz.
Asaletini kaybetmemiş evlad asla unutmaz anayı. Söyleyin hangi göz unutur Filistin’de evladına sarılmış babayı?
Ana katilleriyle önde saf tutanlar. Hakkı haykırmaya gelince dillerini yutanlar. Bir yanda falcılar, öbür yanda medyumlarla yatanlar. İşte bunlardır memleketin huzurunu satanlar!
İnsan olmanın ve insan kalmanın kanıtı sayılmış ana-babaya karşı mesuliyet. Ana-babaya asi evlad şeytan ile kurmuş ünsiyet. Onun lügatinde yoktur ki namus, şeref, hayâ, edep, haysiyet!
Yeni Akit / Mustafa Çelik