Adını saldırılarla duyduğumuz Cenin, 1953 tarihinde Yahudilerin, evleri işgal edilen Filistinli halkı göz hapsinde tutabilmek için oluşturdukları bir kamp. Hatırlayacağınız üzere işgalci güçler Filistinlileri evlerinden kopararak kamplara kapatmış ve bölgeyi demografik olarak Yahudileştirmeyi hedeflemişlerdi fakat hayalleri suyu düştü zira halk kapatıldıkları kamplarda umutlarını zafere kurdular ve direnişi sürdürdüler.
2002’de Cenin Mülteci Kampına karadan ve havadan düzenlenen saldırılarda siviller katledildi, 455 ev yıkıldı. Küçük bir alana hapsedilen halk üzerlerine yürüyen yüzlerce tanklara, göklerden yağan bombalara ve eğitilmiş katillere karşı direndiler ve Cenin bu haklı direnişin bir sembolü haline geldi.
Evlerinden çıkarılıp kamplara kapatılan Filistinli halk hayatlarını ağır şartlarda sürdürmeye çalıştılar. Ekmeğe, suya ulaşımın müşkül olduğu dar bir alanda göz hapsine tutuldular ve ağır saldırılara maruz kaldılar fakat umutlarını hiç kaybetmediler. Dedelerinin emanet ettiği tapuları, yıkılmış evlerin anahtarlarını ve o günlerden kalan fotoğrafları itina ile sakladılar ve 194 sayılı Birleşmiş Milletler Kararı’nın kendilerinden yana tavır almayacağını bildikleri halde umutlarını hiç kaybetmediler. Zafere kurgulanmış bir saat gibiydi Cenin’de yaşayan direnişçiler…
Ve o çocuklar Siyonistlerin gözlerine korku saldılar. Çocuklar zaferin ayak seslerini duydular ve başlarını kaldırıp düşmanlarına meydan okudular. Özgürlük şarkıları söylediler, direniş gösterdiler, ölümü öldürdüler ve zalimin gücünün ne kadar zayıf olduğunu bütün dünyaya gösterdiler. İşgalciler, topraklarını, evlerini ve bütün kaynaklarını işgal ettikleri bu insanların yüreklerindeki cesaretten korkuyor ve el kadar çocukların karşısına silahlarla çıkıyorlardı. Ve o çocuklar cesaretlerini kuşandılar, çağın en azılı katillerinin karşısına zırh gibi çıkıp “biz buradayız” dediler. Siyonist güçler kamplara kapattıkları insanların tepkilerini kaybedip boyun eğeceklerini düşündüler ancak hiç tahayyül etmedikleri bir dirençle karşılaştılar ve dünyanın en gelişmiş savaş araçlarının işlemeyeceği yürekler karşısında çaresiz kaldılar.
Bedenleri hapsedebilirsiniz peki özgürlük şarkıları ile büyütülen ruhları ne yapacaksınız? Susturamadığınız yürekleri hangi kurşunla, hangi güçle vuracaksınız? Kabul etmelisiniz ki Cenin Filistinli direnişçilerin evlerine dönmek için bilendikleri mekânın adı ve dedelerinin duaları ile yol alan Filistinli çocuklar kararlı adımlarla ilerliyorlar.
Koşullanmış tanklar, eğitilmiş köpekler, ellerindeki silahlarla koşturan katiller ve apaçi helikopterleri Cenin’e kapatılan çocukları kararlarından vazgeçiremiyor, geçiremeyecektir de. Görmüyor musunuz? Filistinli çocuklar korkuları öldürdüler ve saatlerini zafere kurdular!
Şunu unutmayın ki; kanımızın son damlasına kadar direneceğiz diyen bu çocukları siz silahlarınızla yıldıramazsınız! Bunu yapamazsın, yapamayacaksınız… Kampları bombalasanız, çocukları sorgulasanız, anneleri babaları buldozerlerle ezip geçseniz de tek bir kişiyi boyun eğmeye ikna edemeyeceksiniz. Başta sarf ettiğim ifademi tekrar ediyorum; Filistinli çocuklar saatlerini zafere kurdular ve özgürleşinceye kadar bu direnişi sürdürecekler, bundan emin olabilirsiniz…
Fatma Tuncer/Milli Gazete
