اَلرَّحْمٰنُۙ
عَلَّمَ الْقُرْاٰنَؕ
خَلَقَ الْاِنْسَانَۙ
عَلَّمَهُ الْبَيَانَ
اَلشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍۖ
وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ
Rahmân
Kur’an’ı öğretti.
İnsanı yarattı.
Ona anlayıp açıkça anlatmayı öğretti.
Güneş ve ay bir belirli bir hesâba göre hareket etmektedir.
Yıldızlar da ağaçlar da Allah’a secde ederler.
Kur’an, Allah’ın rahmetiyle vahyedilmiş bir kitaptır ve Hz. Muhammed’in (s.a) eseri değildir. Allah’ın Rahman sıfatı, insanların doğru yolu bulabilmesi için Kur’an’ın gönderilmesini gerektirir.
Allah, insanı yaratan ve ona bir hedef gösteren varlıktır. İnsanlar, yaratılış gayelerine uygun şekilde yol gösterici olmadan yaşamamalıdır. Allah, doğru yolu gösterme yetkisine sahiptir.
İnsanlar, konuşma ve açıklama yeteneğine sahip olmaları nedeniyle hayvanlardan farklıdırlar. Bu özellikler, insanın ahlaki değerleri ve doğru ile yanlışı ayırt etme kabiliyetini gösterir. Kur’an, insanlara doğru yolu göstermek için gereklidir.
Güneş, ay ve yıldızlar, belirli bir düzene tabidir ve bu düzen sayesinde mevsimler ve zamanlar hesaplanabilir. Bu düzenin varlığı, evrenin Allah tarafından yaratıldığını ve her şeyin O’na tabi olduğunu gösterir.
“Necm” kelimesi, genellikle yıldızlar anlamında kullanılsa da bazı müfessirler bunu “ağaçlar” anlamında yorumlamıştır. Ancak, yıldızların bu kelimenin doğal anlamı olduğuna dair görüş daha yaygındır.
Gökyüzündeki yıldızlar ve yeryüzündeki ağaçlar, Allah’ın koyduğu düzene tabidir ve O’nun sınırlarının dışına çıkmazlar. Tüm evrenin nizamı Allah’a aittir ve O’na hiçbir ortak koşulmaz.