Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. (Bakara/185)
Ramazan ayı Kur’an ayıdır. Kur’an ayı derken Kur’an’ı Kerimin bu ayda biraz daha fazla okunması anlamına gelmemelidir. Ramazan, hak ile batılın ayırt edilmesini sağlayan Furkan’ın nazil olması bakımından Kur’an ayıdır. Kaldı ki bizim doğumumuzdan ölümümüze kadar her şeyimiz Âlemlerin rabbi Allah içindir.
Sözü geçen ayette “eğri ile doğrunun bir birinden ayrılması” üzerinde düşünmeye daha çok ihtiyacımız olsa gerektir. Allah resulünün muhatap olduğu ilk vahiyle birlikte yeni bir düzenin temelleri Ramazan ayında atılmıştır. Bu ay hak ile batılın bir birinden iyice ayrıldığı, hakkın tüm delilleriyle meydana çıkıp batılın bütün kirli oyunlarını bozduğu, tahakkümüne son verdiği ay olması bakımından kıymetlidir. Bizim meselemizde burasıdır.
Şirk toplumlarında temiz kalabilmek gerçekten çok zordur. Küfür ile yoğrulmuş toplumlar arasında yaşamak hem büyük bir sabır ister, hem büyük bir mücadele ister. Ramazan ayında ise bu zor hayat iyice zorlaşır.. Elini, gözünü, mideni, zihnini, şehvetini sakınacaksın ve ibadetlerinde devamlı olacaksın. Bu aslında oldukça kolay, oldukça sıradan bir hayattır. Ancak batılın hüküm sürdüğü diyarlarda o kadarda zor ki. Nereye baksanız bir haramla karşılaşıyorsunuz, veya bir harama doğru farkında olmadan sürükleniyorsunuz. Caddeler, sokaklar, parklar; televizyonlar, sinemalar, tüm duyularınızı kirliliğe davet etmekte, temiz kalan bir yanınızı kirlendirmenin hesabıyla meşgul olmaktadır. Temiz kalmak ne kadarda zormuş.
Oruç tutmak, nefsi sadece yeme ve içmeden belli bir süre alıkoymak değildir. Oruç bütün organlarımızı haramlardan alıkoymaktır. Haramlara davetiye çıkaranlarla da mücadele etmektir. Mesela yanı başımızda günahın her türlüsü işlenirken, bunları normal görüyor, aldırış etmiyorsak; bütün benlikleriyle günaha batmış olanların hazırladıkları programlarla vakit geçiriyor eğleniyorsak; her türlü haramlarla yaşamaya ayak uydurmuş ve buna rağmen mideyi yemekten azade ediyorsak buna nasıl oruç tutma diyebiliriz? Ramazan oruç tutmanın da ötesinde bir aydır. Ramazan, Alemlerin rabbinin Allah olduğunu her alanda hatırlattığı gibi, yaşadığımız hayatın da rabbinin Allah olduğunu hatırlatır ve her yapılan işin üzerinde Allah olduğuna önemle vurgu yapar. İşte Ramazan bu yönü ile Kur’an ayıdır.
Ramazan, Allah resulünün küfürle mücadeleye başladığı aydır demiştik. Kıyam ayı da dersek yerinde olur. O halde kıyamdan kasıt ne idi, Allah resulü bu ayda nelere niçin kıyam etmeye başlamıştı?
Ramazan, eğri ile doğruyu iyice belirleyip bir birinden ayırma ayıdır.
Ramazan, sömürüye başkaldırmak sömürenlere meydan okuma ayıdır.
Ramazan, hak ile batıl arasında tarafı belirleme ayıdır.
Ramazan, zalimlere “yeter” diye haykıran ilk çığlığın atıldığı aydır.
Ramazan, insanları köleleştirerek, onlar üzerinden saltanat sürenlere korku salan aydır.
Ramazan dinin de otoritenin de ticaretinde, ibadetinde Allah’a ait olduğunu açıkça ortaya koyan aydır.
Ramazan tahrif edilmiş zihinlerin tamir edilme ayıdır.
İşte Allah resulünün Ramazanı okuması ve öğretmesi bu şekildeydi.
Ramazan’ın asli görevi olan hak- batılı belirleyip bir birinden iyice ayırma yerine akla iftar sofralarından başka bir şey gelmemektedir. Bilinçlenme ayı olan Ramazan, şirkin hüküm sürdüğü diyarlarda açlıkla mücadele haline gelmektedir. Bütün yıl boyunca batılı hak gibi gösterenler bu ayda kılık değiştirerek hak gömleği giymekte ve her zaman olduğu gibi sağdan yanaşmaya devam etmektedirler.
Ramazan ayı İslam’a aittir ve batıl tarafından manipule edilemez. Ramazan, Müslümanlara güven verirken kapitalistlere korku salmalıdır. Ramazan’ın ruhunda bu vardır. Ne var ki topluma ayar veren ekran mollaları bu bilinci insanlara öğütlememektedirler. Bir israf ve tüketim ayı haline getirilen Ramazan, adeta on bir ayın hıncını alarak tüketim de rekor kırmaktadır.
Ramazan ne bir doyma ayı, ne de bir diyet ayıdır. Maddeye kul olmaya çağıranlara isyan; Manaya davet edenlere destek olma ayıdır.
