Genel olarak etrafımızda çok sık duyduğumuz bir kelime “ Bir Bak.” İnsan çevresine ister istemez bakar. Nesnenin dışında fark edilen bir şey bulamaz. Bakmanın hemen yanında duran görme eylemini yanına getirmesi gerekir. Bakmak, yalnız başına bir aksiyon meydana getirmez. İkisinin birlikte zihinsel alanları çalıştırması beklenir. Bu alan çalıştırılmaz ise, kuru bir bakış ve görüş ortaya çıkar. Amaçlar hâsıl olmaz.
Bakmak ile görmek arasında -genel anlamda- ince bir fark vardır. Bakmak, insanın yüzüyle gözüyle bir şeye doğru yönelmesi demektir. Bu yöneliş; bakılan nesneyi yakından tanımaya, idrak etmeye, kavramaya, anlamaya yönelik ise buna görmek denir.
Bakmak şahitliği, görmek derinliği ifade eder. Bakmak sadece gözle olur. Görmek; akıl, kalp ve gözün devreye girmesiyle gerçekleşir. İnsana bakıldığında sadece bedeni hissedilir. O beden görüldüğünde ise acıları ve mutlulukları görülür ve hissedilir.
Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Göklerde ve yerde nice ayetler vardır ki, hiç dönüp bakmadan yanından geçip giderler. İnsanın her zaman birlikte olduğu, yaşadığı çevrede var olan şeylere ve cereyan eden hadiselere karşı ilgisi her zaman beklenen düzeyde gerçekleşmediği görülmektedir. Yaratılan bir nesneye bakmak, bir ilginin sonucu olarak ona doğru yönelmektir. Yönelmek ise bir niyet belirtisidir. Bu yönelme ve niyet sonucu ise nesne görülmeye başlanır. Nesnenin görülmesi ise kişinin sorgulamasını gerektirir. Peş peşe soruların gelmesi gerekir. Niçin? Ve Nasıl? Bu sorular nesnenin yaratılış gayesine yol açan sorulardır. İnsan ise kendisine verilen hikmet sayesinde bu gayeye yelken açar. Rabbimizin yarattığı her nesnenin bir gayesi olduğuna göre, bu gayeye ulaşmakta insana düşmektedir.
İnsan; görme sayesinde, yaratılanlardaki gayeyi anlayıp, onların gizemli dünyasındakileri fark ederek bugüne transfer etme becerisi kazanacaktır. Bakarak görmenin mutluluğunu ve teslimiyetini yaşayacaktır.
Eyvallah hocam,
Rabbim bakıpta görenlerden eylesin. “Bakmak şahitliği, görmek derinliği ifade eder” demişsiniz.
Demek ki ‘kör’lerde isterlerse görebilirler. “Kör” ifadesi gözlerin görmemesi değil, sinelerin körelmesi deme ki…
Rabbimiz bakarkörlerden eylemesin
selamlar
Amin kardeşim.