Burgener, Myanmar’a ziyaretinin ardından BM Güvenlik Konseyini ilk kez kapalı oturumda bilgilendirdi.
Toplantının ardından gazetecilere açıklama yapan Burgener, Myanmar ziyareti sırasında hükümet yetkilileriyle ”yapıcı ve samimi” görüşmelerde bulunduğunu ve eylül ayında Myanmar’a tekrar bir ziyaret daha gerçekleştireceğini söyledi.
Burgener, krizin çözümüne ilişkin, “Oldukça karmaşık bir durum, anlık bir çözümü yok ve zaman alacak.” değerlendirmesini yaptı.
Myanmar hükümetinin, Arakanlı mültecilerin evlerine dönmelerine izin verme konusunda istekli olup olmadığına yönelik soruya ise Burgener, “Onları geri getirmek istediklerini beyan ettiler ama Arakan’da sahadaki uzlaşmazlık sadece hükümet yüzünden değil, Müslüman toplum ve çoğunluğu Budist diğer Arakanlılar arasında. Arakanlıların gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde dönmesi gerek.” yanıtını verdi.
BM Güvenlik Konseyinin temmuz ayı dönem başkanı İsveç’in BM Daimi Temsilcisi Olof Skoog ise konseyin, Arakanlı mültecilerin güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönüşünü sağlayan koşullar oluşturulması için çabaların hızlandırılması gerektiği konusunda hemfikir olduğunu söyledi.
700 BİN ARAKANLI EVLERİNDEN UZAKTA
BM’ye göre, 25 Ağustos 2017’den sonra Arakan’dan kaçmak zorunda kalarak Bangladeş’e sığınanların sayısı 700 bini aştı. Uluslararası insan hakları kuruluşları, yayımladıkları uydu görüntüleriyle yüzlerce köyün yok edildiğini kanıtladı.
Arakanlıların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri arasında imzalanan anlaşma, yerinden edilenlerin durumlarını belgelendirmeleri mümkün olmadığı için uygulamada işlevsiz kalıyor.
BM ve uluslararası insan hakları örgütleri, Arakanlı Müslümanlara yönelik şiddeti “etnik temizlik” ya da “soykırım” olarak adlandırıyor.
Uluslararası medya ve kuruluşların Arakan eyaletine girişini ciddi ölçüde kısıtlayan Myanmar hükümeti, Arakanlı Müslümanların geri dönüşlerine ilişkin verdiği sözleri de yerine getirmedi.
Bangladeş’e sığınan Arakanlı Müslümanlar ve insan hakları örgütleri, gerekli güvenli ortam sağlanmadan bu kişilerin Myanmar’a dönmelerinin, yeni bir etnik temizlik kampanyasına yol açacağı endişesini taşıyor.