“Sen hayret ediyorsun, onlar ise alay ediyor.” (Saffat 12)
Çoğu zaman insanların yaptıkları; yüzsüzlüklere, arsızlıklara, pişkinliklere sadece hayret ediyoruz. Hiç utanma belirtisi göstermeyenlere söyleyecek söz bulamıyoruz. Sessiz kalıyoruz.
Ben, ayetleri, tokat gibi insanların yüzüne vurulmasından, kendini haklı çıkarma aracı kılınmasından çok rahatsız olduğum için kolay kolay dile getirmem. Lakin sabah namazında okuduğum bir ayet, duygularıma tercüman oldu “Sen hayret ediyorsun, onlar ise alay ediyor.” (Saffat 12)
Dikkatimi çeken nokta tarihe ve günümüze bakınca bir yanda hayret edenler diğer yanda alay edenler. İnsanlar kaba tabirle utananlar ve utanmayan diye ikiye ayrılır. Bir de arada kalan insanlar vardır. Her insan kendine has ama kendimizi sorgulamak için aşağıdaki insan tiplerini betimledim.
Birinci insan tipi hayret ediyor: evrene, yaratılışa “hayranlıkla” hayret ediyor.
İnsanların kötülüğüne, zulmüne ise “ibretle” hayret ediyor.
Bu tür insanlar genellikle kul hakkına riayet ediyor, adil davranıyor, cömert oluyor.
Çünkü utanmak; insanı kötülüklerden alıkoyar. Allah’tan çekinen, korkan insan utanır, içinde bir rahatsızlık duygusu hisseder. Bu yüzden her an sorumluluk bilinciyle yaşar.
İkinci insan tipi olumlu veya olumsuz hiçbir şeye hayret etmiyor.
Bu kişiler yanlış yaptıklarında asla utanmıyor! Bencillikte, küstahlıkta sınır tanımıyor. Bu kişiler
asla doymuyor, başkalarının haklarını dolaylı ya da doğrudan yemekte bir sorun görmüyor. En büyük çabaları mallarına mal katmak. Onlar için utanmak demek yetersiz hissetmek demektir. Örneğin fakirlik; markasız bir kıyafet giymek ya da basit bir arabaya binmek olabilir.
Üçüncü insan tipi ise doğrudan bir kötülük yapmasa da yapanlara hayret etmiyor hatta onları destekliyor. Çünkü kaymaktan az da olsa kendileri de pay alıyor. Direkt değil de dolaylı yoldan nemalanmak bu tip insanlara daha masum geliyor. Bu kişiler sadece kendini değil Tanrı’yı da kandırmaya çalışıyor. Kişi çıkarı için etliye sütlüye karışmadan kurtulacağını sanıyor. Oysa bu insan tipleri destekledikleri kişiler, adaletsizlik yapınca onların yerine utanmıyorsa, rahatsızlık duymuyorsa, ses çıkarmıyorsa suça çoktan ortak olmuş demektir.
Peki hiç utanmamak! Bu nasıl mümkün olabiliyor?
Kur’an’a göre bir insan şeytanın adımlarını takip ederse artık utanmıyor.
Evet, insan kendini kibirli gördüğünde bencil oluyor, kendine her şeyi hak görüyor ve yaptıklarından utanmıyor.
Bir bakın etrafınıza;
-Adaletsiz gelir dağılımı yüzünden, besin kaynağı çoğunlukla ekmek- makarna olanlar, kronik bir çok hastalığa yakalanıyor. Çoğu işveren ve patron ise utanmadan, rahatsızlık hissetmeden gönül rahatlığıyla hacca gidiyor. Servetine servet katıp fabrikalarını çoğaltabiliyor.
-Aynen uyuşturucu gibi yasaklanması gereken yapay/paketli gıdaların, ulu orta besleyici diye reklamı yapılıyor: ne reklamı yapan, ne de reklamda oynayan sanatçı bu düzenbazlıktan utanıyor! Sen hayret ediyorsun onlar sağlıkla alay ediyor.
Dolaylı yoldan öldürmek kişiyi katil değil, zengin yapıyor…
Seçim meydanlarına bir bakın
– Çevreyi, ormanı, suyu toprağı kirletenler; iyi bir çevre vadederek ön safta senden oy istiyor, sen hayret ediyorsun ama onların yüzü bile kızarmıyor. Resmen insan aklıyla alay ediyorlar.
– Zenginin daha zengin olması için dar gelirli insanlar kendi gerçeğini unutarak seçim meydanlarda kendini paralıyor. Sen bu zihniyete hayret ediyorsun, zenginler ise alay ediyor.
– Geçmişte, senin haklarını kısıtlayanlar bugün özgürlükten bahsediyor. Irkçılık yapanlar kardeşlikten bahsediyor. En çok huzur bozanlar huzur vadediyor… Çelişkilerin örneklerini arttırmak mümkün !
Dünyaya bir bakın
– Barışı en çok dillendirenler, silah satıyor! Dünyayı kana bulayanlar, insan hakları koruyucusu sıfatını kimseye bırakmıyor! Aç kalanlar değil, çok yiyenler doymuyor…
Bu örnekler uzayıp gider…
Utanmayan insanlara maruz kalmak. Ne kadar korkunç bir durum.
Peki ya sen hangi tip insansın?
Utananlardan mı yoksa utanmayanlardan mı?
Hayret edenlerden mi yoksa alay edenlerden mi?
İktibas / Gülbahar Ay Satan