Middle East Eye tarafından ele geçirilen gizli askeri belgeler, Mısır’ın Sina Yarımadası ile Gazze arasında İsrail’in uyguladığı ablukayı delmek için inşa edilen tünelleri yok etme operasyonlarının boyutlarını gözler önüne serdi.
Belgelere göre 2011-2015 yılları arasında sınır kenti Refah’ta 2 binden fazla tünel askeri mühendisler tarafından imha edildi.
Belgeler ayrıca silahlı kuvvetlerin üst düzey mensuplarının tünelleri yok etmeye alternatif olarak Gazze sınırı boyunca bir kanal kazılması önerisine ilişkin bir fizibilite çalışması yapılmasını emrettiğini de ortaya koyuyor.
Ordu içinden biri tarafından sızdırılan belgeler, ordunun Kuzey Sina vilayetindeki kapsamlı operasyonlarına dair nadir bir bakış açısı sunuyor.
Cumhurbaşkanı Abdulfettah es Sisi hükümeti Refah’taki faaliyetleri konusunda son derece ketum davranıyor ve 2013’ten bu yana IŞİD’e bağlı yerel militanlara karşı acımasız ve yıkıcı bir operasyon yürüttüğü bölgede medya yasağı uyguluyor.
Tünellerin imhasına ilişkin resmi ayrıntılar hiçbir zaman açıklanmadı.
Belgelere göre, söz konusu dönemde imha edilen tüm tüneller ticari tünel ya da ulaşım tüneli olarak tanımlanıyor.
İsrail’in 7 Mayıs’taki operasyonunun ardından Gazze’nin güneyindeki Refah sınır kapısının kapatılmasının ardından ortaya çıkan bu bilgiler, İsrail’in Mısır’ın Filistinli silahlı gruplar tarafından kullanılan kaçakçılık tünellerini yok etmekte başarısız olduğu yönündeki eleştirilerine ilişkin soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.
İsrailli yetkililer Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’in güneyinde düzenlediği saldırıda kullanılan silahların Mısır’dan tüneller aracılığıyla Gazze’ye sokulduğunu söylemişti.
Aralık ayında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail güçlerinin bölgenin askerden arındırılmasını sağlamak için Philadelphi Koridoru olarak bilinen 14 km’lik sınır şeridinin tamamının kontrolünü ele geçirmeye çalışacağını söyledi.
Mısır İsrail’in iddialarını reddederek son on yılda 1500’den fazla tüneli yok ettiğini söyledi.
Hükümet sözcüsü Ziya Raşvan, Mısır’ın ayrıca tüm sınır boyunca altı metre yer üstünde ve altı metre yer altında olmak üzere beton bir duvar inşa ettiğini ve bunun “silah kaçakçılığını imkansız hale getirdiğini” ifade etti.
Mısır ordu sözcüleri daha önce imha edilen tünel sayısını yaklaşık 3 bin olarak açıklamıştı. 2018’de bir ordu sözcüsü imha edilen tünellerden bazılarının yeraltında 30 metre derinliğe ulaştığını belirtmişti.
Kanal önerisi
Ancak MEE tarafından elde edilen belgeler ilk kez Mısır’ın tünelleri yok etme operasyonlarına ilişkin spesifik ayrıntıları ortaya koyuyor.
Yarbay Ahmed Fevzi Abdulaziz tarafından imzalanan 5 Şubat 2015 tarihli bir belgeye göre Ağustos 2011 ile Şubat 2015 tarihleri arasında imha edilen tünel sayısı 2 bin 121.
Bunların 813’ü su altında bırakıldı, 1.181’i mühendislik aletleri kullanılarak yok edildi, 127’si ise patlayıcılarla çökertildi.
Belgelerde ayrıca tünellerin açılmasını engellemek ve etraflarındaki toprağı gevşetmek için tampon bölge görevi görecek bir kanal inşa edilmesi önerisine ilişkin yazışmalar da yer alıyor.
Bu öneri dönemin Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Muhammed Ferid Hicazi tarafından denetleniyor.
Kanal önerisi son derece gizli ve başarılı bir şekilde uygulandığına dair hiçbir kanıt yok.
Fikrin değerlendirildiği 2015 yılında, tünelleri deniz suyuyla dolduracak bir kanal inşa etme projesine dair sızdırılan bir videoda buldozerler sınırın bazı kısımlarını kazarken görülmüştü.
Bu durum Hamas lideri İsmail Heniye de dahil olmak üzere Filistinli yetkililer tarafından kınandı. Dönemin Refah Belediye Başkanı Subhi Rıdvan, kanalın toprak kaymalarına ve Gazze’nin altyapısının çökmesine neden olacağı uyarısında bulunmuştu.
Belgeler, Hicazi’nin Aralık 2014’te Silahlı Kuvvetler Su İdaresi’ni, Teknik Askeri Kolej ile işbirliği içinde sınır boyunca toprağı test etmek ve bir kanalın fizibilitesini belirlemek için çalışmalar yapmakla görevlendirdiğini gösteriyor.
Su idaresi ve askeri üniversite toprak katmanlarının derinliğini ölçmek ve nem seviyelerini belirlemek için 40 sonda gerçekleştirdi.
Çalışma, önerilen kanal yolu boyunca toprağın su geçirimsizliğinin yüksek olduğu ve “toprak doygunluğunun birkaç yıla kadar gerçekleşmeyeceği” sonucuna vardı.
Bulguları yorumlayan Hicazi, 17 Ocak 2015 tarihli bir mektupta genelkurmay başkanı ve savunma bakanının mühendislik otoritesi ve askeri üniversiteye “doğu sınırlarının batısında 20 metreden fazla derinlikteki tünellerle başa çıkmak için belirli alternatifler üzerinde bir çalışma yapmaları” emrini verdiğini söyledi.
Hicazi ayrıca Ulusal Astronomi ve Jeofizik Araştırma Enstitüsü’nden (NRIAG) uzmanların da 20 metreden daha derindeki tünellerin yerinin belirlenmesi için bilimsel bir yöntem önerdiklerini belirtti.
Refah’taki binalar yıkıldı
Belgeler, Sisi’nin Temmuz 2013’te iktidara gelmesinin ardından, dönemin savunma bakanının demokratik yollarla seçilmiş Muhammed Mursi’ye karşı bir darbe düzenlemesiyle birlikte tünelleri bulma ve yok etme çabalarında belirgin bir artış olduğunu ortaya koyuyor.
2 Mayıs 2013 tarihli bir belgede, o tarihe kadar keşfedilen toplam 276 tünelden 124’ünün su baskınları sonucu imha edildiği belirtiliyor ki bu da 2013’ten sonraki dönemde daha fazla tünel keşfedildiğini gösteriyor.
Mısır güçleri, IŞİD ile bağlantılı yerel isyancılara karşı yürüttüğü savaş sırasında beş kilometrelik bir tampon bölge oluşturmak için son on yılda Kuzey Sina’daki Refah şehrini neredeyse tamamen yerle bir etti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Temmuz 2013 ile Ağustos 2015 tarihleri arasında ordunun Refah’ta aralarında evlerin ve topluluk binalarının da bulunduğu 3 bin 255 sivil yapıyı yıktığını belgeledi.
Kampanya binlerce Bedevi sakini yerinden etti ve yaklaşık 685 hektar tarım arazisini ortadan kaldırdı.
Mısır, sivil yapıları yer üstü giriş ve çıkış noktaları olarak kullanan sınır ötesi tünelleri yok etmeyi amaçladığını söyledi.
O dönemde yetkililer Mısır’ı “terörizme” karşı korumayı amaçladıklarını söylemişlerdi. Ancak HRW kampanyanın ayrım gözetmediğini ve uluslararası insancıl hukuku ihlal ettiğini belirtti.
Sisi’den önce Hüsnü Mübarek ve Muhammed Mursi hükümetleri de bazı sınır ötesi tünellerle mücadele etmek için harekete geçmişti.
Şubat 2013’te bir Mısır mahkemesi Mursi hükümetine Gazze ve Sina arasında o dönemde sayıları 1200 civarında olduğu tahmin edilen kaçakçılık tünellerini yok etmek için gerekli tüm önlemleri alma emri verdi.
Mursi’nin ulusal güvenlik danışmanı İsam el Haddad o ay Reuters’a yaptığı açıklamada Gazze ve Sina arasında iki yönlü silah akışını önlemek için Şubat ayı başlarında bir dizi tünelin sular altında bırakıldığını belirtti.
El Haddad, hükümetin Refah sınır kapısı üzerinden insan ve mal geçişine önceki hükümetler tarafından getirilen kısıtlamaları hafiflettiğini ve bu nedenle tünellerin artık eskisi kadar gerekli olmadığını açıkladı.
Haddad, “Şimdi sınırların iyi bir ölçüde açık olduğunu söyleyebiliriz -hala geliştirilebilir- ve Gazze halkının ihtiyaçlarının içeri girmesine izin veriliyor.” dedi.
O dönemde aralarında New York Times ve Al Jazeera’nin de bulunduğu birçok medya kuruluşu Mısır ordusunun tünelleri kanalizasyon suyuyla doldurduğunu bildirmişti.
Mursi’nin üst düzey bir yardımcısı adının açıklanmaması kaydıyla MEE’ye şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı Mursi birbiriyle rekabet eden çok sayıda çıkar arasında bir denge kurmayı amaçladı. Tünellerin Mısır’ın ulusal güvenliğine tehdit oluşturduğunu anladı. Ancak tam tersine, Filistinlilerin aç bırakılmasına ve ablukaya alınmasına ortak olmayı da reddetti.”
Hamas’ın 2007’de Gazze’nin kontrolünü ele geçirmesinin ardından Mübarek hükümeti Refah sınır kapısından geçişleri ciddi şekilde kısıtlayarak Gazze ablukasına katkıda bulundu. Mübarek’in 2019 yılında bir mahkeme önünde verdiği ifadeye göre “binlerce tüneli” de imha etti.
Ancak Mübarek 2009 yılında ABD ile İsrail arasında Gazze’ye silah kaçakçılığını durdurmak için yapılan güvenlik anlaşmasını da reddetti.
2009 yılında yaptığı bir konuşmada tünellerin esas olarak ticari amaçlı olduğunu ve İsrail’in kuşatma politikasının kaçınılmaz bir sonucu olduğunu öne sürdü.
Mübarek 2019’daki duruşmasında mahkemeye tünellerin 1981’de başlayan iktidarından önce de var olduğunu ve hükümetinin kendisini deviren 2011 devriminden önceki yıllarda tünelleri yok ettiğini söyledi.
Tünellerin bir açıklığı olduğunu ancak evlerde ve çiftliklerde giriş ve çıkış noktaları olan 30 kadar alt tünel bulunduğunu anlattı. Tünellerin yetkililerin bilgisi dışında inşa edildiğini dile getirdi.
“Binlerce tüneli yok ettik” dedi ve savunma bakanlığından tünellere “kökten bir çözüm” getirmesini istediğini sözlerine ekledi ve “Savunma Bakanlığı ile tünellerden kurtulmak için belirli bir önlem alınması konusunda anlaştık.” dedi.
Üzerinde mutabık kalınan ve gizli bilgi olduğunu söylediği yöntemler hakkında detay vermeyi reddetti.
Tünelleri kapatmaya ya da yok etmeye yönelik herhangi bir operasyonun çok riskli olduğunu ve genellikle Gazze’den gelen silahlı kişiler tarafından saldırıya uğradığını söyledi.
İthalatın ana kaynağı
İsrail, Hamas’ın 2007 yılında Gazze’nin kontrolünü ele geçirmesinden bu yana Gazze’yi kara, hava ve denizden abluka altında tutuyor.
Kuşatma Filistin bölgesini bazılarının deyimiyle bir “açık hava hapishanesine” dönüştürdü.
Aralarında İnsan Hakları İzleme Örgütü ve İsrailli insan hakları grubu B’tselem’in de bulunduğu hak grupları Mısır’ı İsrail’in kuşatma politikasına ortak olmakla suçladı.
Refah sınır kapısı Gazze’ye doğrudan İsrail tarafından kontrol edilmeyen tek giriş noktası. Eylül 2005 ile 7 Mayıs 2024 tarihleri arasında, 2015 yılında 333 gün, 2014 yılında ise 207 gün kapalı kaldı.
Mursi döneminde Gazze’ye erişim kolaylaşmış, BM verilerine göre geçiş 2012’de 311 gün, 2013’te ise 263 gün açık kalmıştı.
Tüneller abluka süresince Gazze Şeridi’ne yapılan ithalatın ana kaynağı oldu. Filistinliler Mısır’ın tünelleri yıkma kampanyasından önce gıda malzemelerinin yüzde 80’inin ve ticari malların yüzde 30’unun tüneller aracılığıyla taşındığını tahmin ediyor.
Tünellerin yıkılması, Refah’ı kabaca 1906 İngiliz-Osmanlı sınırlarına göre Mısır ve Filistin taraflarına ayıran 1979 barış anlaşmasından üç yıl sonra ilk tünellerin keşfedildiği 1980’lerden bu yana İsrail’in hedeflerinden biriydi.
İsrail’in Gazze’den çekilmesinden önce 2005 yılında Mısır ve İsrail arasında imzalanan Philadelphi Anlaşması, silah kaçakçılığını önlemek için Sina ve Gazze arasında bir tampon bölge kurulmasını amaçlıyordu.
İsrail sınır duvarı planlıyor
İsrail medya kuruluşları Channel 12 ve Ynet’e göre İsrail’in savaş sonrası planları arasında silah kaçakçılığında kullanıldığı iddia edilen tünellerin faaliyetini engellemek için Gazze-Mısır sınırı boyunca bir duvar inşa edilmesi de yer alıyor.
Washington Post geçen hafta, İsrail’in Refah sınır kapısı operasyonundan günler sonra, ABD’li yetkililerin Hamas’ın silah kaçakçılığı için kullandığına inandıkları Refah tünellerini bulmak ve yok etmek için Kahire ile birlikte çalıştığını bildirdi.
Mevcut savaş sırasında, İsrail’in 7 Ekim’de Hamas liderliğindeki saldırıdan bu yana diğer tüm kara geçişlerini kapatması nedeniyle, geçiş gıda, tıbbi yardım ve diğer temel malzemeler için ana giriş noktası oldu.
Geçiş, İsrail’i birkaç kez bombalamakla suçlayan ve yardım kamyonlarının uzak bir İsrail geçişinde önceden taranmasını şart koşarak kısıtlayıcı tedbirler uygulayan Mısır tarafından aralıklı olarak açıldı.
İsrail’in Mısır ile ikili anlaşmalarını açıkça ihlal ederek Refah sınır kapısı ve çevresindeki bölgeyi askeri olarak işgal etmesi, Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat ve İsrail Başbakanı Menahem Begin’in 1978’de Camp David Anlaşmalarını imzalamasından bu yana geçen 45 yıllık barışın sona ereceği yönünde spekülasyonlara yol açtı.
Mısır geçen haftadan bu yana geçişin işletilmesi için İsrail ile çalışmayı reddederken, Cumhurbaşkanı Sisi İsrail’in Refah’ın kontrolünü “bölgenin kuşatmasını sıkılaştırmak için” kullanmak istediğini söyledi.
Bu arada İsrail Başbakanı Netanyahu Çarşamba günü yaptığı açıklamada Kahire’nin geçidi yeniden açmak için İsrail ile çalışmayı reddederek Gazze’yi “rehin” tuttuğunu ifade etti.
Mepa News