ABD Başkanı Trump “Golan Tepeleri”nin İsrail tarafından ilhak edilmesini onaylayan Başkanlık kararnamesini 25 Mart’ta imzalamıştı. Golan Kararnamesi imzalanırken Beyaz Saray’da Netanyahu’nun yanı sıra Trump’ın Danışmanı ve damadı Jared Kushner, Başkan Yardımcısı Mike Pence, Dış İşleri Bakanı Mike Pompeo, Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, ABD’nin İsrail Büyükelçisi David Friedman ile Trump’ın Ortadoğu Barış Elçisi Jason Greenblatt da hazır bulunuyordu. Trump kararnameyi imzalarken Bolton başta olmak üzere salondakilerin yüzlerindeki ‘zafer’ ifadesi gözlerden kaçmıyordu.
Kushner, Friedman ve Greenblatt Trump’ın ‘Ortadoğu barış heyeti’ oluyor. İsrail ve Filistinliler arasında güya barış sağlamak için oluşturulan heyet tepeden tırnağa İsrail yanlısı. Bu isimlerin öteden beri Batı Şeria’da yasa dışı Yahudi yerleşimlerini destekledikleri biliniyor. Pompeo ve Pence ise her fırsatta “Evanjelik Hıristiyan-Siyonist“ olduklarını sergiliyorlar. Hıristiyan-Siyonistler’e göre, Nil’den Fırat’a bütün topraklarda İsrail’in tam egemenlik kurması dinsel şart. Bolton ise İsrail yanlısı görüşleriyle öne çıkmış bir Neocon.
Trump’ın ‘Filistin Plânı’nın açıklanması 9 Nisan’daki İsrail seçimlerinden sonraya ertelenmişti. Kongre’de süreyle ilgili bir soruyu Pompeo’nun “sanırım 20 yıldan daha az sürede açıklayabiliriz” diye cevaplaması kafa karıştırıcıydı. Pompeo, “ABD hâlâ İki Devletli çözümden mi yana” şeklindeki soruyu ise cevapsız bıraktı. Trump’ın Golan kararnamesini imzalamasıyla seçimleri garantiye aldığını düşünen Netanyahu iki devletli çözüme şiddetle karşı. Netanyahu, Golan gibi Batı Şeria’nın işgalinin de onaylamasını bekliyor.
Trump ‘Ortadoğu Barış Planı’nı “Yüzyılın Anlaşması” olarak ilân ettiği halde Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki Yahudi yerleşimleri hız kesmedi. Netanyahu’ya göre Trump’ın plânı ana karnında cenin niteliği taşıyor. Öte yandan İsrail Lobisi Batı Şeria için de bastırıyor. Frank Gaffney’nin yönettiği “Center for Security Policy(Güvenlik Politikası Merkezi) tarafından yapılan çağrıda Trump’tan Golan Kararnamesini hangi mantıkla imzalamışsa, Batı Şeria için de aynısını yapması isteniyordu. Açıklamada Trump’ın sözde barış plânında Batı Şeria’yı Filistinlilere iade edecek bir maddenin yer almaması gerektiği belirtiliyordu.
İslam karşıtı etkinliklere ev sahipliği yapan Güvenlik Politikası Merkezi İsrail yanlısı iş adamları tarafından finanse ediliyor. Merkezin Başkanı Fred Fleitz birkaç ay öncesine kadar Ulusal Güvenlik Konseyi’nin üst düzey yöneticisiydi. Fleitz, Güvenlik Politikası Merkezi Başkan Yardımcısıyken Bolton tarafından Ulusal Güvenlik Konseyi’ne transfer edilmişti. Bolton’ın eski çalışma arkadaşı ve dostu olan Fleitz, 2018 yılı sonlarında sürpriz şekilde UGK’dan ayrılmıştı.
ABD’nin İsrail Büyükelçisi David Friedman ise 26 Mart günü “Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi(AIPAC)” tarafından düzenlenen yıllık konferansta yaptığı konuşmada Golan Kararnamesiyle ilgili olarak Tevrat’a atıflarda bulundu. ABD Kongresi’nin Müslüman üyelerinden İlhan Ömer’e de isim vermeden atıfta bulunan Friedman, Trump yönetiminin İsrail yanlısı kararlarının “Benjaminler(dolar)” için değil, Kral Davut ve İsrail’in kurucusu David Ben Gurion için alındığını söylüyordu. İlhan Ömer, “İsrail Lobisi”nin bağışlarına bağımlı siyasetçileri eleştirmek amacıyla yayınladığı bir twett’in de “bütün bunlar Benjaminler için” ibaresini kullanmıştı. İlhan Ömer bu tweett yüzünden İsrail Lobisi tarafından ‘Yahudi karşıtı’ olmakla itham edilmişti.
İsrail Lobisi ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e taşınması ve Golan’ın ilhakının tanınmasında çok büyük rol oynadı. Lobi şimdi de Batı Şeria’yı istiyor. Trump yönetimi Filistinli mültecilere yapılan BM yardımlarını bile kesti. Böyle bir hava içerisinde ve böyle İsrail yanlısı bir heyetle bölgeye barış gelir mi hiç?
Yeni Şafak / Abdullah Muradoğlu