“Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlara evrensel bir kardeşlik bağını en fazla hissettiren ibadet hangisidir?” sorusunu, hiç tereddüt bile etmeden “Oruç” diye cevaplarım. Gerçekten de, İslâm’ın diğer bütün emirlerinin yanında, oruç en çok rağbet gösterilen ibadettir. Bu, İslâm coğrafyasında da böyledir, dünyanın genelinde de. Türkiye’de keza, namaz gibi en temel ibadeti ihmal eden çok sayıda insan, Ramazan ayında birden bire dindarlaşır ve orucunu aksatmadan tutar. Bu ilginç durumun arka planında Ramazan’ın nostaljik ve manevî bir atmosfer eşliğinde yılda bir kere gelişi, en başat etken elbette. İlaveten, orucun muhtaçlarla empati için fırsata dönüşmesi, sağlığa faydaları ve insanın iç dünyasına getirdiği adeta o gözle görülür intizam da diğer başlıca etkenler…
Madem Ramazan’a eriştik, özellikle İslâm coğrafyasına ilgimizi yoğunlaştırma adına bir teklif sunacağım:
Öncelikle bir ajandaya (ama kesinlikle kâğıda basılı bir ajandaya, dijitaline değil!) ve haritaları detaylandırılmış iyi bir atlasa ihtiyacımız var. Büyükçe bir masanın üzerine ajandayı ve atlası yan yana açacağız. Ardından haritada bazı noktalara yoğunlaşacağız, ajandaya da oralarla alakalı notlar alacağız. Toplam dört haftaya yayılacak çalışma bittiğinde, Ramazan sonrasında da devam edebileceğimiz bir yol haritası oluşturmuş olacağız.
Haritada batıda Mısır’dan doğuda Irak-İran sınırına, güneyde Yemen-Umman hattından kuzeyde Gaziantep ve Şanlıurfa’ya, tüm bu bölgeleri içine alacak bir daire çizmekle başlıyoruz. Burası, bugünkü modern literatürde Ortadoğu olarak isimlendirilen coğrafyadır. Dairemizin içinde, bu defa sadece Sina Yarımadası, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Antakya-Mardin hududunu içeren bir daire daha çiziyoruz. Burası, Bilâdüşşâm’dır. Bilâdüşşâm’ın içinde Filistin özel bir bölgedir. Filistin’in merkezinde de Kudüs ve Mescid-i Aksâ bulunur. Önümüzde katman katman açılan bu derinliği hazmetmeye çalışacağız.
Mısır’dan Fas’a, oradan da bugünkü İspanya’ya kadar uzandığınızda önünüze yepyeni bir ufuk açılır. Haritaya bakarken, her ülkedeki önemli şehirleri, sıradağ silsilelerini, çölleri ve nehirleri not ediyoruz.
Osmanlı’nın Rumeli’si ile bugünün Balkanlarını karşılaştırmak için, eski haritaları da yardıma çağıracağız. Böylece zihnimizde Ege’den Tuna’ya dört başı mamur bir coğrafya şekillenecek.
Asya haritasını incelerken, bu devasa kıtayı oluşturan farklı parçalara ayrı ayrı odaklanacağız: İran, Kafkasya, Afganistan-Pakistan, Hint Alt Kıtası, Orta Asya-Türkistan, Güneydoğu Asya… Tüm bu havzaların hepsinde derinleşmek için birer gün ayırabiliriz. Dikkatimizi çeken her bir detayı ajandamıza not alarak…