28 yaşıma kadar evimizde onlarca Kur’an olmasına rağmen, Kur’an’la tanışalı 8 yıl oldu. Bu bölgede doğmak kendi tercihim olmadığı halde bu bölgede bu ülkede her doğanın mecburi Müslüman olamayacağını anladığım 8 yıl oldu. Kişiye emeğinden başkasının olmadığını, mahşer günü kimsenin kimseyi kurtaramayacağını anladığım 8 yıl oldu. Rabbim Allah’tır demenin gerçekte ne anlama geldiğini anladığım 8 yıl oldu.
Allah’ın sadece doğa olaylarına değil, yeryüzünde yaşamın tüm alanlarına en ince ayrıntısına kadar müdahil kabul edilmesi gerektiğini, Allah’ın bu müdahilliğini kabul etmeyenin müslümanım demesinin ve kafasını secdeye koymasının hiç bir anlam taşımadığını anladığım 8 yıl oldu. Hükmün sadece Allah’ın olduğunu ve O’nun hükmüne kimseyi ortak kabul etmediğini anladığım 8 yıl oldu. Hüküm sadece âlemlerin Rabbi’ne ait olması gerekirken, beşeri hükümlerle hükmedeceklerini bildikleri halde kendilerine hükümdar seçenlerin hüsranda olduğunu anladığım 8 yıl oldu.
İnsanın en çok Allah adına kandırıldığını ve en çok şeytanın sağdan yaklaşmasıyla aldatıldığını anladığım 8 yıl oldu. Kürsülerde ve ekranlarda yalan söylemez sandıklarımızın gerçeği az bir paha karşılığı sattıklarını anladığım tam 8 yıl oldu. İman etmenin önce lâ diyerek inkar etmekten başladığını ve neyi inkar etmekle iman etmiş olacağımı anladığım 8 yıl oldu. Tağutun ne olduğunu, tağuta küfredilmeden iman edilmeyeceğini anladığım 8 yıl oldu. Putların 1400 yıl öncesinde kalmadığını etrafımız put haneyken, putlardan bihaber yaşadığımızı anlayalı 8 yıl oldu. Ebucehillerin, Karunların, Belamların, Hamanların tarihte kalmadığını, bunların sadece elbiseleri ve bineklerinin değiştiğini, zihniyetlerinin aynı kalarak aramızda dolaştıklarını ve saltanat sürdüklerini anladığım tam 8 yıl oldu.
İmanın ispat istediğini, bu ispatın yolunun ve yönteminin peygamberlerin örnekliği ve hareket metodu olduğunu, bu metodun gücün nisbetince küresel küfür ittifakına karşı amansız bir mücadeleden geçtiğini, aksi halde iman iddiasının havada asılı kalan bir iddia olduğunu anlayalı 8 yıl oldu.
Kapitalizmin gerçek manada ne olduğunu, insanların emeklerinin ve alın terlerinin nasıl sömürüldüğünü, bu sömürünün yıkılması için sosyalizm, komünizm, liberalizm, laisizm, demokrasi v.b insan icadı beşeri ideolojilere ihtiyacımız olmadığını gerçek sosyal adaletin, adaletlilerin en adaletlisi olan Allah’ın hükümlerinin hakim olmasıyla mümkün olabileceğini anladığım tam 8 yıl oldu. Köleliğin tarihte kalmadığını, asgari ücretle modern köleliğin küresel bazda devam ettiğini anladığım 8 yıl oldu. Coğrafyalara ve zamanlara göre insanlara iki yanlıştan birini seçme dayatması yapılıp, kötünün iyisi mantığı enjekte edilerek insanların nasıl haktan ve hakikatten uzaklaştırıldığını fark ettiğim 8 yıl oldu.
Evet koskoca 8 yıl… Kârda mıyım, zararda mıyım bilmiyorum. Rabbimden, razı olduklarından olmayı ve razı olduklarından kalmayı umuyor ve diliyorum. Ancak bir şeyi çok iyi biliyorum ki o da, eğer gençliğimizi, vaktimizi, naktimizi ve tüm enerjimizi alemlerin Rabbini razı etmek, onun dinine yardım ve hizmet etmek için harcamazsak ihtiyarlık gelip çattığında çok ah edeceğimiz çok pişmanlık duyacağımızdır. Allah’ı razı etmek, O’nun dinine yardım ve hizmet etmek, O’nun hükümlerini hakim kılmak için geçirilmeyen bir ömrün sonu hüsran ve çok büyük bir kayıptır.
Allah ı razı etmek için malıyla ve canıyla mücadele edenler asla zarar etmeyecekleri bir ticareti umabilirler. Yarışanlar bunun için yarışsınlar. Rabbim tevhid akidesi içinde kalarak ve asla taviz vermeden müslüman olarak can vermeyi nasip etsin bize inşallah. Zira insan nasıl yaşarsa öyle ölür…
Dua ile.