Nedir Harameyn Şua: Hemen belirteyim zelilliğin, rezilliğin, adiliğin, pisliğin vücut bulmuş halidir. Önce bir arkadaşımdan duydum inanmadım, ‘yok artık’ dedim. Şakadır, espri yapıyordur dedim ama doğruymuş. Su içerken besmele çekip sonunda ‘elhamdulillah’ diyen Çin malı su bardağından sonra bunu da yapmışlar. Bir bankanın çıkardığı, üzerindeki dijital pusula sayesinde kıbleyi gösteren kredi kartı(!)
Evet, kıbleyi gösteren kredi kartı. Gülsem mi, ağlasam mı? ‘Ağlanası halimiz var nasıl güleyim’ diyeceğim ama nedense gülüyorum bu duruma. Bir psikologdan duymuştum; insan çok şaşırıp sinirlenince bazen gülermiş diye. Aslında ben bu kapitalist güruhun kıblelerinin ve ilahlarının para olduğunu bildiğim için ve para için, değil kıbleyi gösteren kredi kartı, burada söyleyemeyeceğim (siz anlamışsınızdır) daha neler yapabileceklerini bildiğim için o yönüne takılmadım ve sinirlenmedim açıkçası. Burada beni öfkelendiren ve dahası ciğerime saplanan şey Kâbe’ ye ve daha da önemlisi alemlerin Rabbi’ne olan hakarettir.
Bakara suresi 278-279. ayetlere bir bakalım:
278. “Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terk edin.”
279. “Şayet (faiz hakkında söylenenleri) yapmazsanız, Allah ve Resûlü tarafından (faizcilere karşı) açılan savaştan haberiniz olsun. Eğer tevbe edip vazgeçerseniz, sermayeniz sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz…”
Şimdi, Allah’ın bu ayetleri ve Kur’ an’da benzeri onlarca ayet ortadayken, faiz kurumunun müslümanların namaz kılarken yöneldikleri kutsal mekanlarını, kendilerinin Allah ve Resulu’ne savaş açmış olan zihniyetlerine hizmet ettirme çabaları tüm bu kutsallara hakaret değil de nedir?
Peki bu hakaret, yüzde doksan dokuzu (sözde) müslüman olan bu halkta ve mütedeyyin olduğu iddia edilen medyanın bir kesiminde nasıl bir karşılık bulmuştur? Kıbleyi gösteren kredi kartına duyarsız kalan medyanın ve halkın durumu; Suriye’de soğuktan donan çocukların, Urfa’da buz tutan eşekler kadar gündem olmadığı bu medyadaki ve halktaki eşekleşmenin başka bir versiyonudur. Burada asla eşeği küçümsediğimi düşünmeyin ne olur. Bu zihniyet kat kat aşağıdadır eşekten, zira eşek kendisine Yaratanı tarafından verilen görevi itirazsız yerine getiriyor.
İnsan vahiyden uzaklaşınca nasıl da zillete düşüyor değil mi? Toplum olarak vahiyle inşa olmamak nasıl da zillete düşürdü toplumu. Artık en kutsallarına hakaret de edilse, küfür de edilse tepki vermiyor bu toplum. Nasıl alıştı bu duruma, nasıl alıştırıldı?
Bu günlerde eski kankasıyla ayakları birbirine dolanan İslami (sözde) cemaatin banka kurmasına ne tepki gösterdi ki bu halk, bugün buna göstersin! Dindar diye bilinen cemaat, İslam’la kapitalizmi kol kola göstermekten çekinmedi ki, onlar da bu kartla müslümanların kutsal değerlerine küfretmekten çekinsin.
Neye layıksa bu toplum, öyle yönetilecektir. Bir toplum kendindekini değiştirmedikçe ALLAH da o toplumun durumunu düzeltmeyecektir (Rad 11). Toplum kendini vahiyle yeniden inşa etmedikçe zillet devam edecektir.
Her yazımın sonunu duayla bitirmişimdir ama bu yazının sonunu duayla bitirmek gelmedi içimden ve bu sebepten diyorum ki:
Ey alemlerin Rabbi! Çağımızın bu tağutlarını, karunlarını, belamlarını, hamanlarını ve bunların pis sistemlerini yerin dibine geçir! Daha önce helak ettiğin nice şehirler ve saraylar gibi Kâbe’ye hakaret eden kapitalizmin mabedlerini de helak et ya kahhar!