Marka Şarapla Dürtme Teorisi!

Akit yazarı Kenan Alpay, Ak Parti İzmir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekçi'nin, seçim vaatlerinde, 'şarabı dünya markası yapma' iddiasını ve seçimleri kazanmak uğruna, ilkelerden! nasılda vazgeçildiğini gösterdiği yazısının ilgili bölümünü sizlere sunuyoruz..

Kocaeli ve Bursa’nın büyüyen ekonomileriyle İzmir’i yakalamak üzere olduğunu vurgulayıp İzmir eğer kendisini Türkiye realitesine çevirmezse geriye düşeceğini iddia ediyor. İşte tam da bu noktada Nobel ödüllü iktisatçı Richard Thaler’in ‘Dürtme’ kitabına referans vererek “İzmir’i her alanda koşturmak, atağa kaldırmak için dürtmemiz lazım” cümlesini kuruyor. Ancak kamuoyu bu “dürtme” mevzusunun iktisadi boyutlarıyla hemen hiç alakadar olmuyor. Çünkü yapılan her röportajda, çıktığı her haber kanalında ‘şarabı dünya markası yapma’ iddiası soruluyor, soruşturuluyor. Zeybekci’yse her fırsatta “Şaraba sanayi ve ticaret açısından yaklaşıyorum. Müftü değilim, meselenin dini boyutu beni hiç ilgilendirmez” türü cevaplar veriyor. Öyle ki Hürriyet’ten Ertuğrul Özkök’e Urla’daki şarap bağlarında verdiği mülakatın sonunda “özgüveni sevile, cesur bulunan” bir profil kayıtlara geçiyordu.

Denizli’de barlar, meyhaneler açtık, eğlence merkezleri ve alkollü restoranlara ruhsatlar verdik türü rüştünü ispat girişimleri İzmir seçmeni nezdinde nasıl karşılık bulacak göreceğiz. Ama daha önce şaraba övgüler düzen bir bakanın (A. Şener), tekrar belediye başkanı olabilmek için eşinin başını açıp go-kart yarışlarına sokan bir siyasetçinin (A. M. Gürtuna) önce ahlaki ve toplumsal zeminde sonra da siyasal zeminde kaybettiklerini hatırlatalım. Şarap üreten ve tüketenlere göz kırpalım, konjonktür icabı eşlerin başını bir açalım bir kapatalım, Atatürk’e ve Atatürkçülere selam duralım, mevcut sıkıntı ve çelişkileri üst aklın bitip tükenmeyen komplolarına bağlayalım… Gemiyi yüzdüren kurtaran kaptandır aman batmayalım da, diyerek rakiplerde ayıp görülen, kınanan, karşı çıkılan envai çeşit yanlışı içselleştirmenin siyaseti ve toplumu nasılda büyük bir felakete sürüklediği bir türlü görülemiyor.

İzmir’i dürtmek lazım mı bilemem. Amma ve lakin muhafazakâr demokrat siyasetçilerin de bu siyaset tarzının yanlışlarına göz yuman teşkilat, medya, sivil toplum ve tabanın da kendilerini iyi bir şekilde dürtmeleri gerektiği apaçık ortadadır. “Önce ahlak ve maneviyat” vurgusu masal tadında anlatıldıkça medeniyetimizin Diriliş’ine, Payitaht’ın şahlanışına dair daha çok diziler çeker dururuz.