Fransa’ya Boykot, Fikri Manevi Mamulleri Neden Kapsamıyor!

Fikri, manevi, düşünsel ürünleri boykot ilan edersek ideolojisiz ‘çıplak’ mı kalırız? Böyleyse ‘biz’ denen kim; bu dünyada kendi inancı ve varlığıyla işgal ettiği yer neresi?..

Neden ‘maddi-nesnel’ mamullerin kullanılmaması çağrısıyla sınırlı tutuluyor da;
O maddi nesnel malları kullanmayı ‘alışkanlık-ahlak’ edindiren ‘fikri-manevi’ mamulleri kapsamıyor?

“Egemenlik-laiklik-cumhuriyet-girişimci birey-kapitalist nitelikli serbest ticaret-insan hakları bildirisi-eşitlik-kardeşlik-ulus..” gibi kavramlar, ilkeler ve çağrışımları mesela;

Bunlar orijinal Fransız ürünleridir; bunlara da boykot çağrısı yapılamaz mı?

Yoksa bunlar ‘Batı kültürü ve menfaatini’ transfer eden, yerli pazarı ithal mallarına teslim eden “evrensel değerler” mi?!

Fikri, manevi, düşünsel ürünleri boykot ilan edersek ideolojisiz ‘çıplak’ mı kalırız? Böyleyse ‘biz’ denen kim; bu dünyada kendi inancı ve varlığıyla işgal ettiği yer neresi?..

Politik nedenlere dayandığı aşikar olan, iktidarlar için kullanışlı araca da dönüşebilen maddi nesnel şeylere boykot çağrısı, hamasi duyguları tatmin edebilir ama çok sürmez unutulur gider; daha evvel çokça tecrübe edildi çünkü..

Bugünkü dünyada boykot dediğini yalnızca Amerika yapıyor; bu dünyada işgal ettiği maddi manevi yer dolayısıyla.

İyiye yahut kötüye kullanıyor ayrı bi mevzuudur ama hangi ülkeye uyguluyorsa orayı ‘perişan’ ediyor; tevbe ettiriyor!

(İstenecek bi şey olmasa da) Böylesi bi boykot, ‘bizim’ bu dünyada, kendimize has bi yer işgal ettiğimizi gösterir.

Bunu yapabiliriz. Buna muktediriz. Elimiz de erer gücümüz de yeter. Yapılacaksa böylesi yapılmalıdır, öylesi değil.

İktibas / Hüseyin Alan