Yola Yolladım Seni

Meleklerin yolu bir ve tektir: Hayır ve hak yol! Hayvanların iyiden ve kötüden yana bir yolu olmadığını biliyoruz. Akrep kötülük olsun diye sokmaz, inek iyilik yolunda hizmet etmek için süt vermez. Yolun sahibi Allah’tır

İnsanın imtihanı kendisinin nerede biteceği belli olmayan bir yolla başlıyor. Uzun ince bir yol. Ne yazarsa yazsın bir insanın yazdığı her şey bir yol hikâyesidir. Mücadele dediğimiz şey, insanın yolunu kesen ya da yoluna barikat olan engellerdir. Şeytan daha ilk başta Hz. Adem’e secde etmekten kaçınıp Allah tarafından lanetli olurken, insanın yolunun üzerine oturacağını söylemiştir. İnsanın yolunun üzerine oturan şeytanlar imtihanın en kritik eşiğidir. Bir şeyin yolunda gitmesi demek yürürken yolun üzerine çıkan çeldiricilere karşı galebe çalmak demektir. “Biz ona iki yolu göstermedik mi?” (Beled Suresi/10)

Ayette de ifade edildiği gibi insan çift yola sahip müstesna bir varlıktır. Hayır ve şer olmak üzere iki yoldan birini seçmeye yetenekli ve özgür yaratılmıştır insan. Meleklerin yolu bir ve tektir: Hayır ve hak yol! Hayvanların iyiden ve kötüden yana bir yolu olmadığını biliyoruz. Akrep kötülük olsun diye sokmaz, inek iyilik yolunda hizmet etmek için süt vermez. Yolun sahibi Allah’tır. Şairin dediği gibi: “Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya.” Bu yolun muhteviyatında ne var diye merak edenler için hemen söyleyeyim: “Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete ra’m ol / Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol!”

Kendini yollara vuran kişilere “yolun oğlu” demiş atalarımız. Yola koyulmak da hedefe ulaşmak kadar ulvi ve de önemlidir. Karınca misali menzile varamasak da yolunda ölmek var! Yola koyulmak niyettir. Yoldan çıkmak niyeti bozmaktır. Yol kadar yoldaş da önemli bu hayatta elbet. “Önce refik sonra tarik” diyenlere yol verelim geçsinler. Bir de yolsuzluk diye bir şey var bu hayatta. Yolsuzluk şirazesizliktir. Yolunu kaybeden yönünü kaybeder. Kaybolmak bütün yolların birbirine girmesi gibi bir adressizliktir. Her hedefin, her mekânın ve karar verişin iki kapısı vardır. Biri yanlışa diğeri doğruya açılır.

İnsan yaşadığı hayatın yorgunudur. Uzun yoldan gelmiştir. Yürüyeceğimiz daha çok yol vardır. Yoldaki işaretleri de görmezden gelmemek lazım. Nereye yürürseniz yürüyün yolun kurallarına uymanız icap eder. İnsan hedefe yolculanmadan evvel yola yollanır. Bir halk türkümüzün ifade ettiği gibi:
“Yola yolladım seni / Yollar yormasın seni / Hızır elinden tutsun da / Bana yollasın seni.”
Hayat ya da ömür nasıl bir yolculuktur ki git git bitmiyor. Yol yakınken dönelim desek dönülmüyor. Yanlış yolda indirilmiş bir yolcunun şaşkınlığıdır yaşadığımız. Bu yol insanı şair yapar ve İsmet Özel gibi söyletir:“West Indies, Kızıl Elma, İtaki, Maçin!
Uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Beyazların yöresinde nasibim kalmadı
yerlilerin topraklarına karşı suç işledim
zorbaların arasında tehlikeli bir nifak
uyrukların arasında uygunsuz biriyim
vahşetim
beni baygın meyvaların lezzetinden kopardı
kendime dünyada bir
acı kök tadı seçtim
yakın yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.”
Yolunuz açık olsun!

Hüseyin Akın/Milli Gazete