İslami Açıdan Tarihe Bakışımız

Muhammed Kutub, ‘İslami Açıdan Tarihe Bakışımız’da nelere dikkat çekiyor?

Muhammed Kutup, dünya çapında tanınmış bir fikir adamı, aynı zamanda psikoloji profesörüdür. Fakat onu bize daha da yakınlaştıran bir yanı var. O, İslamcı düşüncenin kalesi vazifesi gören şehid Seyyid Kutup’un kardeşidir…Muhammed Kutub, İslami Açıdan Tarihe Bakışımız

Risale Yayınları’ndan çıkan (fakat şu an baskısı bulunmayan) İslami Açıdan Tarihe Bakışımız adlı eserinde Muhammed Kutup, Müslümanların metotlarında yeniden değerlendirmeye gitmesi gerektiğini, bunlardan en önemlisinin de tarih metodu olduğunu anlatır. Müslümanların kendi değerlerine uygun, aydınlık geçmişleriyle barışık bir medeniyet atılımı yapabilmenin yegâne yolunun İslamcı tarih yorumunun tekrar ele alınmasından geçtiğini anlatır.

Liberalist ve diyalektik materyalist tarih yorumları hidayet döneminin üzerini örtmektedir

Eser İslamcı tarih yorumuna giriş niteliğindedir. Araştırma niteliği de taşıyan eser Müslüman tarihçiler için başvurulması gereken temel İslamcı kaynaklar arasındadır. Özellikle son iki asırda emperyalist fikir ve kültür saldırıları altında kalan ümmet coğrafyasında, Allah’ın (c.c.) dinine ait her şeyin unutturulmasıyla, bu ülkelerde İslamcı tarih anlayışı yerine Batılı liberalist ve diyalektik materyalist tarih anlayışları temerküz etmeye başladı. Kitabımız bu konuda, bu iki Batılı tarih yorumunun sonucu olarak Müslümanların atılımlarını bu yabancı düşünceler üzerine kurmaya çalışmalarının yanlışlığı üzerinde durur. Muhammed Kutup, bu konuda Müslümanların acilen öze dönüş yapmaları gerektiğini, aksi bir harekette sonucun fiyasko olacağını hatırlatır.

Muhammed Kutub, İslami Açıdan Tarihe BakışımızBurada bu Üstad Kutup bu her iki Batılı yorum tarzının hidayet devirlerini açıklayamadıklarından ve görmek istemediklerinden dolayı ellerindeki bütün imkânlarla üzerlerini örtüklerini söyler. Bunun yerine Cahiliyet devirlerini büyülü bir şekilde önümüze sunduklarını, bu yanlışı düzeltmenin Müslüman tarihçilerin görevi olduğunu anlatır. Müslüman tarihçilerin bu duruma müdahale etmemeleri durumunda sapma açısı daha da büyüyecek ve sonuçta Müslümanlar -maalesef örneklerini gördüğümüz gibi- bu iki tarih yorumunu tarihin ta kendisi sanacaklar. Bu böyle devam ettiği sürece de İslam asla hak ettiği yeri alamayacak, kitaplarda birer paragraf şeklinde geçiştirilecek. Tarihin kıyısı köşesi de Müslümanların kaderi olacak.

Sünnetullahı görmeyen tarih yorumları insanlığa zarar veriyor

Temellerini kara cehaletin örneği olan Yunan mitleri üzerine kuran ve baş tanrı Zeus’u merkez alan liberalist tarih yorumunun ve insanın zaruretler tarafından şekillendirildiğini iddia eden diyalektik materyalist tarih yorumunun, Allah’ın sünnetlerinin ve kanunlarının üstünü örtüklerinden dolayı insanlığa her şeyden önce zarar verdiğine değinilir.

Müslüman tarihçiler, İslamcı tarih yorumunu Allah’ın dinini yegâne merci olarak görmesi ve bu karmaşıklık içerisinde İslamcı tarih yorumunu yeniden ayağa kaldırmak için Bismillah dediklerinde karşılarında Batıdan aldığı övgüyü ganimet sayan aydıncıklar çıkacaktır. Burada Muhammed Kutup bu dini hak bilip ondan başkasını batıl bilen kimselerin bu dünyayı imar etmeye en layık kişiler olduğunu hatırlatır. Hak ve adalet için Müslüman tarihçilerin işlerine koyulması gerektiğini, gayretin onlardan başarının Allah’tan olduğunu nasihat eder.

Lokman Karadağ / Dünya Bizim