İ. Kahveci: Kahvaltıda ‘Beka’ Akşama da ‘İdeoloji’ Yeriz

Artık krizleri sorgulayamıyor, dertlerimizi de açıklayamıyoruz. Akşam sofrada yemek pişemiyorsa sesimiz de çıkmıyor. Sabah kahvaltıda kuru ekmek lüks olmuş ama derdimiz ülke bekası deniliyor.

Artık krizleri sorgulayamıyor, dertlerimizi de açıklayamıyoruz.

Akşam sofrada yemek pişemiyorsa sesimiz de çıkmıyor.

Sabah kahvaltıda kuru ekmek lüks olmuş ama derdimiz ülke bekası deniliyor.

Oysa kimse 2 milyar dolarlık köprüye 12 milyar dolar Hazine garantisine bakmıyor.

Açık ihalelerin iptal edilip yüzde 50 fazlasına tanıdık firmalara verilmesini de göremiyor.

Matematik ile ülkenin bekasını şifreleyebiliyor ama aynı matematiği ülkemizin yoksulluğunda görmezden geliyoruz.

Ülkenin geleceği patlıcan ve patates fiyatı ile değerlendirilmeyecek kadar önemlidir diyoruz…

***

Hafta sonu vahim bir olay yaşandı. Ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu linç girişimi ile karşı karşıya kaldı.

Bakıyorsunuz ki;

iş dünyasından “çıt” yok.

Ne kurumsal bir açıklama, ne bir kınama.

Sadece şahsi bir kaç tiwit…

Kurumsal sessizlik…

Sanırsınız ki, kuzuların sessizliği.

Bu kadar korkuyla nereye gideriz? Hangi yabancı gelir; hangi teknolojiyi artırabiliriz?

***

Bir ülkede kitleleri harekete geçirebilirsiniz.

Açlığı, işsizliği, yoksulluğu beka diye unutturmaya çalışabilirsiniz.

Ama Ankara’nın gösterişi-şatafatı ne olacak?

Fakirin akşam evde yemeği olmadığında 13 uçak filosundan Arjantin’e, Yeni Zellanda’ya nasıl özel uçuş yapabiliriz?

Nasıl kardeşlik kurabiliriz?

Toplumu ‘davada’ birleştirelim derken, ‘parada’ bu kadar ayrışmayı nasıl izah edebiliriz?

***

FETO’yü nasıl tanımlıyorduk:

Altı dava

Üstü para ve ihanet.

Bizi ayıran onların kendileriydi. Kendi davaları uğruna onlarda her türlü günah hani sevaptı.

Bugün biz de yoksul kesimi davada birleştiriyoruz.

“Sizi anlıyoruz” diyoruz ama özel uçaklar, özel ihaleler, özel yaşamlar aramıza duvar örüyor.

Ne diyor Temel Karamollaoğlu, “Kamu malı yetim malı gibidir. Kamu malını yetimin malını korur gibi gözetmek lazım.”

Yetim malı…

İşsizlerden kesilen ‘işsizlik fonu’

Yani bu seçimde en fazla kullandığımız fon.

Tadına vardık bir kere…

Şimdi ‘kıdem tazminatı fonu’ da geliyor.

Yanına bir de ‘zorunlu BES fonu’ eklenecek.

Bir de ne vardı?

Çok kazanandan çok vergi… Ama kurumlardan değil, şahıslardan.

Kısaca çok okudun, çok çalıştın ama şu ana kadar zaten vergi dilimleri ile enflasyona bile ezdirilmen yetmedi.

‘Orta sınıfa’ bir vergi artışı daha geliyor.

***

Zengin lüksüne, parasına, yaşamına bakar.

Ülke yanmış, hak-adalet gitmiş o kadar önemli değil.

Fakir zaten başını kaldıracak bir durumda değil.

Yıllardır tekrarlıyorum: Asıl sorun “Orta sınıf”

Demokrasi, hak-adalet, eşitlik vs diye onlar ortalığı karıştırıyor.

Toplanan sürülere onlar katılmıyor, kenarda izliyor ve uyarıyor.

Venezuela’da askeri darbeye de karşı çıkan onlardı; iktidarın referandumlarla tek güç haline gelmesine de…

Sonra başaramadılar. 3,6 milyon orta sınıf ülkeyi terk etti.

ABD’de tuvalet temizlemeyi bile kurtuluş gördüler.

Ya geri kalanlar.

Kuyruklar, açlık, sefalet içinde zayıflıyorlar.

Dava uğruna…

Akşam sofrada ideoloji var. Hadi buyurun.

Karar / İbrahim Kahveci