Hayır Diyebilen Asya

İlk olarak 1994 yılında yayımlanan ve 1998 yılında Türkçeye kazandırılan ‘’Hayır Diyebilen Asya’’ şu an Malezya Başbakanı olanMahathir Muhammed ve Japonya’da 1999’dan 2012 yılına kadar vali olarak hizmet veren Shintaro Ishiara tarafından ortaklaşa kaleme alınmıştır. İlk olarak ‘’Hayır Diyebilen Japonya’’ ismiyle, Ishiara ve Sony’in kurucu ortaklarından olan Japon işadamı Morita Akio ile ortaklaşa kaleme alınan eser gördüğü yoğun ilgi üzerine iki siyasetçinin yazışma ve görüşmelerinin derlemesi olarak yeniden ‘’Asya’nın sesi’’ olarak yayımlanır ve Türkçe’ye ‘’Hayır Diyebilen Asya’’ şeklinde tercüme edilir.

Çevirmen Hasan T. Kösebalaban’ın takdimi ile başlayan kitap, 1998 yılında ‘’The Nation’’da yer alan Chalmers Johnson’un ‘’Asya’da ne oldu?’’ başlığının önsöze taşınmasıyla devam eder. Uzak ve Güneydoğudaki ekonomik erimenin tespitini yaparken, Amerika’nın hegemonik bakış açısından kurtulup yükselen Japonya ve Çin’i birer süper güç olarak görmesini tavsiye eden Chalmers “Eğer Amerika, zamanın ruhuna adapte olamazsa Sovyetler ile aynı kaderi paylaşacaktır.” der. İki önemli lider tarafından ortaklaşa kaleme alınan bu eser Chalmers’ın tespiti ile paralel olarak ilerlemektedir.
Kitabın İlk bölümü “Pasifik Çağı” ve “Yeni Bir Uluslararası Söylem” olarak ayrılmış olan kitabın İkinci bölümünde ise bu başlıkları “Asya hareket halinde” ve “Asya izliyor” başlıkları takip etmektedir. Üçüncü bölümde, Batı modernizmine karşı doğu felsefesi ve büyük gelenek açılımları yer alırken, dördüncü bölüm bölgesel meydan okuyuşlar ve 21. Yüzyılda müşterek refah konsepti ile sonlandırılmıştır.
Uzak Doğu tabiriyle ötekileştirilen ve bunu sorgulamadan kabul eden Doğu Asya’nın köklü bir dönüşüm geçirmeye başladığına dikkat çekilen “Pasifik çağı “ adlı ilk bölümde Mahathir Muhammed, Asya Pasifik ülkelerinin ekonomik gelişmenin merkezi olacağını ve bir süre sonra Batı’nın hegemonyasını yerini alacağını söyledikten sonra Asya’yı uyarmaktadır. Çünkü bu tarihi dönüşüm pasifliği kabul etmeyecektir. Bilinçli bir dinamizm Asya topluluğuna, Asya-Pasifik pazarı açılımlarını, para ve teknoloji ile beraber getirirken, kültürel ve manevi değerlerin korunması ile kalıcı bir zenginlik kazandıracaktır.