7 Ekim 2023’ten beri İsrail’in 10 büyük darbe aldığını belirten Haaretz gazetesi, Şam’daki İran konsolosluğu binasının hedef alınmasını İsrail ordusunun en büyük hatası olduğunu yazdı.
Hem Siyonist çevreler ve uzmanlar hem de İsrail medyası, Gazze savaşında Tel Aviv rejiminin siyasi ve askeri yetkililerinin yanı sıra savaş kabinesinin yetersiz kalmasını ve yanlış planlarını eleştirmeye devam ediyor.
İbrani Haaretz gazetesi 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze savaşında İsrail’in adlığı 10 büyük darbe hakkında bir yazı yayınladı.
Gazete, bu yazıyı Siyonist rejimin Gazze savaşında aldığı darbeleri kuzey cephedeki kaotik duruma değinerek başlattı.
Yazda, ‘’Şu ana kadar Lübnan sınırındaki yerleşim yerlerinde yaşayan on binlerce kişi, geleceğini düşünemeden evlerini boşaltmak zorunda kaldı. Bu arada Netanyahu kabinesi, İsraillileri sakinleştirmeye çalışmak yerine korku yaymaya başladı. Birkaç gün sonra yerleşim yerlerini tahliye etme emri çıkarıldı. Şimdilik kabine henüz kuzey cephesindeki savaşı sona erdirmek ve yerleşimcileri evlerine geri döndürmek için verimli bir plan hazırlamış değil.’’ ifadelerine yer verildi.
Gazze savaşında Siyonist rejimin aldığı ikinci darbe şöyle: İsrail’in Gazze Şeridi’ne kara saldırısıyla hedefinin Hamas’ı yok etmekti, ancak İsrail’in yalnızca Gazze şehrini yok etti ve Hamas güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor.
İsrail’in aldığı üçüncü darbe, savaşta belirli bir stratejisinin olmayışıydı. Çünkü altı aydan fazla süren savaşa rağmen İsrail’in gündeminde bir plan yok. İsrail ordusu Gazze’de aylarca savaştı, yüzlerce İsrail askeri öldürüldü, binlercesi yaralandı ancak sonuç alınamadı ve Hamas hâlâ ayakta duruyor.
Siyonist gazetenin haberine göre İsrail’in savaşta yediği dördüncü darbe Gazze Şeridi’ndeki esirlerin durumuyla ilgilidir. 250 İsrailli esirin Gazze’den geri getirilmesi Tel Aviv’in bu savaşta önemli hedeflerinden biriydi ve hâlâ önemli bir hedef olarak gündeminde yer alıyor, ancak bunu gerçekleştirme ihtimali yok. Esir takası birinci öncelik olduğu söyleniyordu, fakat Kahire görüşmelerinden sonra bunun ikinci öncelikte yer aldığı tespit edildi.
Beşinci darbe ise Gazze Şeridi’ndeki insani durumla ilgili. Bu geniş kapsamlı savaşın devam etmesi, Gazze Şeridi’nde ciddi bir gıda, su ve ilaç sıkıntısına yol açmış ve bu durum kamuoyu nezdinde İsrail’i ciddi bir baskı altına sokmuş, dünya ve hatta Tel Aviv’in müttefikleri bile bu durum için İsrail’i sorumlu tutmuştur.
Söz konusu yazıda, “İsraillilerin sözde birliğine yedinci darbe vuruldu; İsrail toplumundaki kutuplaşma Gazze Savaşı’ndan önce başladı, ancak 7 Ekim’den sonra da kutuplaşma süreci devam etti, bunun üstünü örtmeye çalışmanın hiçbir faydası yok.” denildi.
Gazete İsrail’in aldığı sekizinci darbe hakkında şunları yazdı:
“8’inci darbede ekonomik zararlar sonucu İsrail ciddi bir bütçe açığıyla karşı karşıya kaldı, bu da vergilerin artmasına ve İsrail’in kredi notunun düşmesine yol açtı. Bu durum İsrail ekonomisini uzun yıllar etkileyebilir.”
Yazıya göre, öte yandan İsrail ordusunda aşırı bir kaos ve disiplinsizliğe tanık oluyoruz. İsrail askerlerinin Gazze Şeridi’ndeki sivil yerleşim yerlerinin bombalanması ve Filistinli tutuklulara yapılan işkencelerle ilgili çeşitli görüntüler yayınlaması ordunun ve İsrail’in imajını zedeliyor. Bunlar, İsrail ordusunun operasyonlarının uygulanmasını da doğrudan etkiliyor; örneğin ordumuz geçtiğimiz günlerde İsrail ordusunun koordinasyonuyla Gazze’ye giren Dünya Merkezi Mutfağı çalışanlarının öldürüldüğünü itiraf etmek zorunda kaldı.
İsrail’e bir diğer büyük darbe ise Netanyahu’nun Gazze savaşının ilk anından itibaren uydurduğu “mutlak zafer” söylemiyle ilgili. Bunun Netanyahu’nun yenilgiden kaçmak ve iktidarda kalmak için umutsuz bir çabası olduğu oldukça açıktı. Zaferi ancak İsrail’in lideri sağlayabilir ama Netanyahu bu amacına ulaşamadı. Mutlak zafer söylemi İsrail’e karşı alay konusu oldu.
Haaretz gazetesi son olarak, İran İslam Cumhuriyeti’nin İsrail’e yaptığı misilleme operasyonunu Gazze savaşının başlangıcından bu yana işgalci rejim ordusunun aldığı en büyük darbe olarak nitelendirdi.
Gazeteye göre İsrail, Şam’daki İran konsolosluğuna saldırarak büyük bir hata yaptı ve bunun sorumlusu İsrail siyasi otorite unsurlarının yanı sıra istihbarat servisleri özellikle İsrail askeri istihbarat birimine aittir. Onlar kendilerini İran işlerinin en büyük uzmanı olarak tanıtırken bu hatayı yaptılar. İsrailli yetkililer Şam’daki İran konsolosluğuna yapılan saldırının sonuçlarını tahmin etmede hata yaptı ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin yanı sıra kuzey cephede de Hamas ve Hizbullah’la savaş halinde olduğu bir durumda, yeni bir sorun yaratmaya, İsrail’e karşı yeni bir cephe açmaya gerek yoktu.
Rast Haber