Yuvarlak bir meşin, yeşil bir saha ve üç-beş spor ilahı,
Binlerce ağızdan çıkan slogaları, zikir ve tezahüratları,
Kadı yerine bir hakem ve imamları ayarında bir takım kaptanı,
Başladılar âyine, vurdular gol oldu, bir korner, bir penaltı…
Yıl 2024, günlerden Pazar, aylardan mayısın yirmi altısı,
Sancakları sarı kırmızıymış, öyle diyor futbol dinin kulları,
Bir vaveyla koptu; bir sevinç bir nümayiş her yer oldu kırmızı sarı,
Meseleyi sonradan anladık, dediler ki kupayı sahabe(!) ‘Icardi’ kaldırdı.
Bir diğer gündemleri o sırada kedi köpek, emekli aylığı ve nüfus artışı.
Bu saatlerde Gazze yangın yeri, Refah’ta çadırlara bombalı saldırı!
Kaç ölü var bilmiyoruz, yanmış cesetler, yüreklerde burgulu bir acı,
Bir acı ki Ya Rabb, ortalık ateş kehribarı! Bir kırmızı, bir turuncu bir de sarı..
Meydanlara çağrıldığında bu insanlar, Gazze’nin selameti için,
Döndü arkasını ve ekşitti yüzünü, dedi “Meselem değil benim Filistin!”
Ne malıyla, ne canıyla bırak fedakârlık yapmayı,
Yedi, içti, eğlendi… Boykotta kılını kıpırdatmadı !
Şimdi iki şahitliğimiz, akıllara zarar bir tuğyanın sarhoş gölgesinde,
Biri Rabbi için direnen bir neslin mücadelesi, diğeri bomboş oyun ve eğlence.
‘Gönderin bizi, açın kapıları biz hazırız!’ derler sorsan Türk halkına
Sanırlar mı ki Allah yolunda cihadı, bırakırlar ‘Futbolu din edinenler’in insafına!
Allah’ın rızası ise amaç, dipdiri duruyorken vahyin söylediği hakikat,
Mahcur bırakıp değiştirdiler kaideleri emredilene inat.
Kureyş’in putları Lat, Menat ve Uzza idi, şimdi futbol! Değişti mi?
Yoksa futbol dininin sesi, Gazze direnişine üstün mü geldi?
Ali Durmuş
31 Mayıs 2024