MODA İSRAF, MARKA KİRLİ…

 Moda, modalar ve esas itibarıyla da giyinme modası, bir dönemin, bir bölgenin zevkine göre giyimi tasarlamak, dizayn etmek demeye geliyor. Moda sadece giysiyle, “giyim-kuşamla” sınırlı değil, takıları (aksesuarlar), makyajı, parfümü, vb. de kapsıyor. Moda söz konusu olduğunda “estetik kaygılar” akla gelse de modanın asıl işlevi daha çok mal satmak, daha çok kâr etmekle ilgili. Giysileri, takıları sürekli yenileme, “eskimemiş” olanı çöpe atma, israfı büyütme operasyonu. Ve asıl insanların sosyal statüsünü (rang social) belirliyor.
 
Elbette giyinmenin tartışmasız bir işlevselliği var; ama modanın işlevi bir ürünün “çekiciliğini” artırarak, insanda satın alma isteği yaratmak. Aslında modayı, “süratle yok olmak üzere üretilen bir şey” olarak görmek mümkündür. Bir moda doğduğu anda ölüyor. Devam etmesin diye üretiliyor. Bunu, “moda, demode olmak içindir” şeklinde de ifade edebiliriz…
 
Bir sonraki, bir öncekini yok ediyor! Öyle bir “yenilik” saçmalığı ki, yenilik ortaya çıkar çıkmaz silikleşiyor, etkisizleşiyor. Acele yok etmek için üretilen bir şey, dolayısıyla, tam bir israf, tam bir yok etme saçmalığı ve şımarıklığı. 
 
Modayı “gereksiz bir teşhir” olarak da tanımlamak mümkündür! 
 
 
 
(Fikret BAŞKAYA/Başka Bir Uygarlık İçin Manifesto)