Geleneksel aile yapısının güçlü olduğu dönemlerde fertler depresyon ve kaygı bozukluğu gibi sorunlara pek maruz kalmazlardı. Günümüzde ise karşılaştığımız iki kişiden biri mutsuzluktan ve ruhsal sorunlarından bahsediyor. Küresel terörizm ve savaşlar, ekonomik sıkıntılar, teknolojinin gelişmesi ile ortaya çıkan sorunlar, ahlaki yozlaşma, fertlerin inanç ve değerlerinden uzaklaşmaları ve kişilerarası ilişkilerin zayıflaması doğal olarak bu tür sorunları tetikliyor. Bu kapsamda yapılan araştırmalar hücreler arasındaki koordinasyonun stres ve kaygıdan doğrudan etkilendiğini ve bedensel hem de ruhsal sorunlara davetiye çıkardığını gösteriyor. Buna göre stresi kontrol altında tutmak, kişiyi sadece depresyondan korumuyor, enfeksiyonlardan romatizmal hastalıklardan ve kanserden de koruyor.
İnanan ve teslimiyet gösteren fertler acıya karşı sabır ve duayı kuşanır ve bu ağır yükü kazanca çevirirler. İman ve teslimiyet kişiyi stres, kaygı ve depresyona karşı koruyarak güçlendirir. Teslimiyet göstermek kişinin zihnindeki belirsizliği ortadan kaldırır ve onu yaratıcısına yakınlaştırır.
EĞER İSTERSENİZ DÜŞTÜĞÜNÜZ YERDEN KALKABİLİRSİNİZ
Eğer olayları yaratıcıdan bağımsız kabul eder ve sebeplere yaslanırsanız yoksunluğunuz size kaygı ve depresyon olarak geri dönecektir.
Eğer özünüzle olan bağlarınızı koparır ve dünyayı ebedi kalacağınız bir mekân olarak görürseniz gam ve keder yakanızı bırakmayacaktır.
Eğer olayları adalet ekseninden değil menfaatleriniz ekseninden değerlendirirseniz can sıkıntısı ve mutsuzluk yakanızı bırakmayacaktır.
Eğer Allah’a karşı sorumluluklarınızı hiçe sayar ve adaleti katletmeye kalkarsanız huzursuzluk ve yoksunluk duygusu yakanızı bırakmayacaktır.
Hayata Allah’ın bak dediği noktadan bakmaz ve sahte ilahlara yaslanırsanız mutsuzluk, yeis, keder, umutsuzluk, yalnızlık ve depresyon gibi sorunlar yakanızı bırakmayacaktır.
BİR KAÇ SÖZ
“Biz İslam’ın; hayatın her alanını düzenleyen, her konuyla ilgili bir hükmü olan, hayat için sağlam ve hassas düzen kuran, insanların maslahatı için gerekli sistemler öneren ve hayati öneme sahip sorunlar karşısında eli kolu bağlı olmayan kapsamlı bir ‘anlamlar dünyası’ olduğuna inanıyoruz. Bazı insanların İslam’ı sadece çeşitli ibadet ve manevi bağlardan ibaret sayması yanlış bir anlayıştır. Bu dar ve sınırlı anlayış sahipleri, ruhlarını ve anlayışlarını bu sığ çerçeveye sıkıştırmışlardır.” (Hasan El Benna-Risaleler)
Fatma Tuncer Milli Gazete