Yasa değişikliği süreciyle ilgili ilk kez Elysee’ye davet edilen Konsey Başkanı Ahmet Oğraş ve temsilcilerin tepki gösterdikleri konuların başında işleyen süreç hakkında yeterince bilgilendirilmemeleri geliyor. Konuyu sadece basından takip edebildiklerini belirten Oğraş, hükümetin kendilerini “saf dışı” bırakarak Fransa’da İslam dinini temsil edecek yapıların yeniden organizasyonunda başka kanallara başvurduğuna dikkat çekiyor.
Macron hükümeti değişiklikle neyi hedefliyor?
Proje ile hükümet öncelikle Fransa’da İslam’ın finansmanını düzenlemeyi ve camilerin dış gelirlerini denetleyerek “radikalizme karşı” önlem almayı hedefliyor.
Bu bağlamda herhangi bir yabancı devletten, şirketten ya da şahıstan alınan 10 bin euro üzerindeki yardımlar devlete deklare edilmek zorunda.
Bu tür mali yardımların alınmaması için de ibadet merkezlerine binalarındaki müsait alanları kiraya verme hakkı tanınacak.
Yeni yasa projesinde 1905 laiklik yasasının devletin tüm inançlar karşısında nötr olması ve inanç hürriyeti gibi iki temel prensibi ile ilgili ise herhangi bir yenilik yapılması söz konusu değil.
Fakat tasarıya getirilen en büyük eleştirilerden biri hükümetin bu sayede dernekleri daha fazla kontrol altına almayı hedeflediği yönünde.
Ahmet Oğraş ayrıca ülkedeki diğer dini temsilcilerin de tasarıya tepkili olduğunun altını çiziyor. “Din polisinden” herkesin endişe duyduğunu belirten Fransa Müslüman İnanç Konseyi Başkanı, sadece Müslümanların değil tüm dinlerin konuya olumsuz baktığını söylüyor.
Gelecek perşembe Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron 1905 yasası değişikliği konusunda diğer dini temsilcileri kabul edecek ve bu konuda temsilcilerin endişelerini ve konu hakkındaki düşüncelerini dinleyecek.