“Eskiyi unut, yeni yolu tut”. Bugün birileri yine bize bu şarkıyı söylememizi istiyor. Düne dair ne varsa dünde kalmasını istiyorlar. İnsan 2.0 ya da Endüstri 4.0, TransHumanizm’den, yani “yeni insan” dan söz ediyor. “Biyolojik insan”ın sonundan söz ediyorlar. “Yeni insan” din, ahlak ve gelenekten hatta biyolojik cinsiyetinden bağımsız bir BİREY olacak. O artık bir insan değil SİBORG olacak. O bir NESNE olacak. Bu robotumsu “yeni insan” mutasyona uğramış bir GENOM’a dönüşecek, Annesi, babası birden fazla GENOM’dan Gen aktarımı sonucu elde edilmiş olabilir onun fetüs dönemi, bir Humanoid’in rahminde ya da bir taşıyıcı annede geçirilebilir. Bu bir KLONOİD’de olabilir mesela. Zaten çocuğunuz da KİMERİK biri canlı olarak dünyaya gözlerini açabilir. Zaten o doğar doğmaz, NESNELERARASI İLETİŞİM networkuna bağlı bir NESNE olarak silinebilir ve yüklenebilir bir beyine sahip olacaktır.
Yeni İnsan’a yeni bir din de gerecek. Din, ahlak, ideoloji, hepsi DİJİTALİZM başlığı altına toplanabilir. Aslında DİN dediğimiz de, TANRI OLAN SEÇKİN SİBORGLAR TOPLULUĞUnun yeni NORM’larından oluşan bir DİJİTAL MANİFESTO olacak.
Yeni kavram, kurum ve terimlere de gerek yok. Yeni kodlamalar şeklinde yeniden tanımlanacak, tabi onların hayal ettiği şey gerçekleşirse (Allah korusun).
Sakın bunları kafanıza takmayın. Eğer bu iddialar gerçek olacaksa, zaten bugün yaşayan insanların büyük bir kısmı bunu göremeyecek. Onlar bir şekilde uyutulmuş ya da hayatları resetlenmiş olacak zaten. O “çöp insanlar”a gerek yok bu yeni dünyada. Yeni Tanrılar kendi halklarını kendiler üretecekler sil baştan!
İnsan değişince her şey değişecek. O insanların uğruna öldükleri, öldürdükleri değerlerin hepsi yok olacak. Laiklik, Demokrasi, iktidar, muhalefet, okul, parlamento, din, ahlak, gelenek, ideoloji, yasalar, yönetmelikler, genelgeler.. Para, Fabrika. AVM, Sinema, tiyatro.. Kitap..
İnsan yok derken, sadece insan değil, devlet de yok ya da tek devlet, tek toplum, tek para, tek dünya ve tek siber hükümet. Zaman ve mekan algısı da değişince değişmedik bir şey kalmayacak. Burada bütün bu şeylere kim karar verecek derseniz, YAPAY ZEKA ve YAPAY BİLİNÇ.. İşte Dijitalizm böyle bir şey. Bu SİBER DİKTATÖRLÜKte her SİBER KÖLELER olacak. Bu dünya farklı bir dünya olacak, mesela hiçbir şeye malik olmayacaksınız, malınız da olmayacak ama çok mutlu olacaksınız. Acı yok, limitsiz mutluluk.. Hasta da olmayacaksınız. Yaşlanmayacaksınız da. Ölümsüz olacaksınız. İstediğiniz zaman ölümü de deneyimleyebilirsiniz, isterseniz yeniden dünyaya döndürülebilirsiniz. Zaten ölülerinizi de klonlayarak ya da Avatar’lara döndürerek onları kendi boyutunuza taşıyabileceksiniz.
Nasıl anlatayım ki, SUÇ da yok, CEZA da.. Asker, Polis, güvenlikçi, Bekçi, Rüşvet alan – veren yok. Hayvanlarla konuşabileceksiniz, Ruhsuz insanlardan söz ediyoruz, Kendi kendini kopyalayabilen canlılardan daha doğrusu, her biri başka bir cinsiyette, başka bir deneyim yaşayabilecek. Ölecek, öldürecek, sonra dilerse yeniden dirilecekler. Zaman içinde ileri-geri yolculuklar yapabileceksiniz. Kurgusal evrende kendinize yeni dünya kurgulayabileceksiniz, evrende Astral yolculuklar yapabileceksiniz.
Artırılmış sanal gerçeklik dünyasında HAKİKAT yok ve GERÇEK sizin için sadece bir DENEYİM için KURGULANMIŞ BİR TERCİH konusu.
Bize sormuyorlar ama böyle bir Şeytani plan için çalışıyorlar. DİJİTALİM ŞEYTANIN İDEOLOJİSİDİR. Bu bir DECCALİYET PROJESİ olarak önümüzde duruyor. Ama bir çok kişi bu Şeytani oyunu gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, kalpleri var hissetmiyor. Siyaset, Bürokrasi, Akademi, Sermaye, STK’lar, Medya büyük ölçüde adeta satın alınmış ya da ipnoz edilmiş gibi sanki.
Bugün gelinen noktada, “Hattı müdafaa yok, sathı müdafaa var.” Bu Global tehdide karşı satıh bütün dünyadır ve bu tehdide karşı tüm insanlık birlikte karşı durmamız gerek. Her yerde saldıracaklar. Sağlık, gıda, İKLİM, teknoloji, uzay, siyaset, bürokrasi, medya, akademi, STK, aklınıza gelen her yönden. 2023 zor bir yıl olacak her anlamda. Unutmayalım ki, Allah’ın kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Akif bu gibi durumlarda çare olarak şöyle diyordu: “Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete ram ol. Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol”.
Yeryüzünün bütün mazlumları, erdemli insanları birleşiniz. Selam ve dua ile.
Abdurrahman Dilipak/Habervakti