Birileri Bizi “Cambaza Bak” tırarak Kandırmaya Çalışıyor..

Dedelerimizden, babalarımızdan miras aldık, küpe ettik kulağımıza… Geçim, ekonomi, hayat şartları dediğimizde “Kanaat edin yavrum, kanaat bulunmaz hazinedir”, biz bu günlere “Kıt Kanaat” ile geldik dediler. Nede olsa, “ılık bir tas çorba yeter, rızkım buymuş der içerim” demişti Barış Abi “Dört kapı”isimli şarkısında.

Kanaat Bulunmaz Hazinedir İnşallah!

Dedelerimizden, babalarımızdan miras aldık, küpe ettik kulağımıza…

Geçim, ekonomi, hayat şartları dediğimizde “Kanaat edin yavrum, kanaat bulunmaz hazinedir”, biz bu günlere “Kıt Kanaat” ile geldik dediler. Nede olsa, “ılık bir tas çorba yeter, rızkım buymuş der içerim” demişti Barış Abi “Dört kapı”isimli şarkısında.

Hem sonra “önemli olan; hayatta, “en çok şey” e “sahip” olmak değil, “en az şey” e “ihtiyaç”duymaktır.” dememiş miydi ünlü bir düşünür?

Yunus’un da dediği gibi; “Bu cihân cehennemini sekiz uçmağ ( cennet ) ede bir söz” deyip hepsini aldık koyduk başımızın üstüne…

Lakin bence pazarcının tatlı diye satıp, yerken sonuna yaklaştıkça acı çıkan biber misali bir durum var. Yoksa birileri de “Kanaat” i “bize verilene razı olmak” diye anlatıp biraz daha irdeledikçe altından “acı” gerçekler çıkıyor olmasın?

Sormadık bir kere bile kendimize, bize verileni kim tayin etti? Kim layık gördü? diye… Cesaretimizi toplayıp “erkekçe” kendimize soralım;

Amerika’da pamuk tarlalarında karın tokluğuna çalışan köleler mi daha köleydi, yoksa asgari ücretle aybaşını getirmeye çalışanlar mı?

Veya; Kabe’nin genişletilmesi için günde 3 vardiya çalışan ve aldığı maaşla sadece kendisinin ve ailesinin geçimini ancak temin edebilen yaklaşık 15.000 işçi her gün ne diyor sizce?

Peki ya; 2022 yılında Dünya Kupasına ev sahipliği yapacak olan Katar’daki inşaatlarda çalıştırılan göçmen işçiler ne diyorlar?

Cevapları ben vereyim size; “Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz!”

Oysa bizlere; “Kabe’nin örtüsünün altın yazmalarında hangi duaların nasıl yazıldığı” veya Dünya Kupası “açılış seremonisinin nasıl olacağı ve hangi takımın kiminle eşleştiğini”göstermişlerdi ve biz de yutmuştuk.

Kabahat “kanaat etme” nin kendisinde değil de kanaatin içini dolduranlarda anlayacağınız… Bizi, kendilerinin belirledikleri sınırların içinde kalmak şartıyla gönüllü kabul ettirdikleri bir yaşamla ”insanlığımız” dan uzaklaştırmak istiyorlar.

Yani birileri yine bizi “cambaza bak” tırarak kandırmaya çalışıyor vesselam.

Biz cambaza değil, cambazın yürüdüğü ipe bakalım ve son sözü Kibar Feyzo söylesin isterseniz:

“Suç kimde?“

Doğruder / Emre Özer