Ahir Zaman Gençlerine Tavsiyeler

Böyle zamanlar için Efendimiz’in (S.A.S.) birinci tavsiyesi, iyiliği emretmeye ve kötülükten menetmeye devam etmektir. Çünkü iyiliği emretme ve kötülükten menetme vazifesi, ilk önce kişinin kendisini diri tutar. Herkesin ayağının kaydığı bir zamanda ilk önce bu vazifeyi yapanın ayaklarını sabit kılar. Şartlar ne olursa olsun bu vazifeyi yapan, her daim aktif bir iman, uyanık bir şuur, keskin bir bilinç, sağlam bir şahsiyet ve kendisini kalabalıklardan farklı kılan örnek bir duruş sahibi olur.

Müslüman gençler!

Ahir zamanda genç olmak demek: Doğru söyleyenlerin yalancı sayıldığı, yalancıların ise doğrulandığı. Güvenilir kimselerin hâin sayıldığı, hâinlerin ise güvenilir zannedildiği bir zamanda imtihan olmak demektir. (İlgili hadis için: Taberânî, XXIII, 314)

Ahir zamanda genç olmak demek: İnsanların tek endişelerinin mideleri, şereflerinin malları, kıblelerinin şehvetleri, dinlerinin ise dinar ve dirhemleri olduğu bir zamanda imtihan olmak demektir. (İlgili hadis için: Kenzü’l-Ummâl, XI, 192/31186)

Ahir zamanda genç olmak demek: Faizin herkese bulaştığı, bulaşmayana ise tozunun bulaştığı, zina, fuhuş, içki, kumar gibi haramların alenen işlendiği, ticarette ölçü ve tartının hakkıyla yapılmadığı, kamu malının talan edildiği, mescitlerin boş kaldığı, haram olan eğlence ve serkeşliğin zirveye çıktığı, sonradan gelen nesillerin önceden gelenlere sövüp saydığı bir zamanda imtihan olmak demektir. (İlgili hadisler için: İbn-i Mâce, Fiten, 22, Tirmizî, Fiten, 38/2211,) İbn-i Mâce, Fiten, 22; Hâkim, IV, 583/8623)

Ahir zamanda genç olmak demek: İnsanların dünya hırsına, cimriliğe ve mal sevgisine teslim oldukları, heva ve heveslerinin peşine takıldıkları, dünyalarını dinlerine tercih ettikleri, herkesin yalnızca kendi görüşünü (hizbini, gurubunu, fikrini ve ideolojisini) beğendiği bir zamanda imtihan olmak demektir. (İlgili hadis için: Tirmizî, Tefsir, 6)

Müslüman geçler, Efendimiz (S.A.S.), işte böyle bir zamanda imtihan olmanın, “Kor bir ateş parçasını elde tutmak kadar zor” olduğunu bildirmiştir. Sahabe efendilerimiz biz böyle günlere ulaşırsak ne yapalım diye sorduklarında ise Efendimiz (S.A.S.), hepimiz için adım adım takip edilmesi gereken bir yol haritası ve bir pusula niteliğinde tavsiyelerde bulunmuştur.

Buyurmuştur ki Râsulullah: Böyle zamanlara ulaşırsanız iyiliği emretmeye, kötülükten ise men etmeye devam edin! Avamı (cahili, cühelayı, nasihatten anlamayanı) bırakın ve kendinizi kurtarmaya bakın! Ve bilin ki, böyle günlerde Müslümanca yaşamaya çalışanlar ve bu hususta sabredenler sizden elli kişinin sevabı kadar sevap kazanacaklardır. (Tirmizî, Tefsir, 6)

Böyle zamanlar için Efendimiz’in (S.A.S.) birinci tavsiyesi, iyiliği emretmeye ve kötülükten menetmeye devam etmektir. Çünkü iyiliği emretme ve kötülükten menetme vazifesi, ilk önce kişinin kendisini diri tutar. Herkesin ayağının kaydığı bir zamanda ilk önce bu vazifeyi yapanın ayaklarını sabit kılar. Şartlar ne olursa olsun bu vazifeyi yapan, her daim aktif bir iman, uyanık bir şuur, keskin bir bilinç, sağlam bir şahsiyet ve kendisini kalabalıklardan farklı kılan örnek bir duruş sahibi olur. Bu da kişinin ilk önce kendisini kurtarmasını sağlar. Çünkü kendini kurtarmak her şeyi terk edip kenara çekilmek değil, kurtuluş için sonuna kadar mücadele etmektir.

Efendimiz’in (S.A.S.) ikinci tavsiyesi, avamı yani cahilleri, trolleri, sözden anlamayanları, nasihatle yola gelmeyenleri, kendi görüşünü, hizbini, liderini, ideolojisini, yaşam tarzını ve dünyayı adeta bir put edinenleri, her yanlışa bir kılıf, her harama bir fetva üretebilenleri, tartışmadan ve başkasını suçlamadan başka bir iş yapmayanları terk etmektir.

Çünkü böyle dönemlerde en kıymetli şey zamandır. Öyleyse bir zaman harcanacaksa bu zaman, ilk önce gerçekten nasihatten anlayan, kalbi hidayete açık olan, davete en çok ihtiyacı olan kesimlere harcanmalıdır. Bu kesimlerin başında ise günahları, hataları ve yanlışları ne kadar çok olursa olsun bu zamanın gençleri gelmektedir. O halde kim kendini kurtarmak istiyorsa en çok gençlere zaman ayırsın!

Efendimiz’in (S.A.S.) üçüncü tavsiyesi ise şartlar ne olursa olsun Müslümanca yaşamaya gayret etmektir. Yani kitlelerin adeta büyülenmişçesine faize, flörte, harama ve günaha koştuğu, etrafında olup biten haksızlıklara, adaletsizliklere, yanlışlara, rüşvete, torpile ve benzeri haramlara sessiz kaldığı bir zamanda Efendimiz’in ifadesiyle, “elde bir kor ateş tutarcasına” Müslümanca yaşamaya, Müslümanca kalmaya ve Müslümanca ölmeye gayret etmektir.

Müslüman gençler, eğer böyle zamanlara ulaşırsanız bilin ki, tüm bunlar, ahir zamanda Müslümanca yaşamaya çalışan gençlere adeta elli sahabi sevabı kazandırabilecek işlerdir.

Abdülaziz Kıranşal / Milli Gazete