İbrahimî Anlayış

İbrahim (a.s.) ise “ Kim bana itaat ederse bendendir, kim bana isyan ederse sen çok bağışlayan pek esirgeyensin.”  Anlayışı ile demirleri eritecek bir yumuşaklığa sahiptir. Kendi alanını iyi belirlemiştir. Kul ile Rabbi arasına girmemiştir. Rabbinin merhamet ve bağışlamasının ne kadar büyük olduğunu vurgulamıştır.

Konu bütünlüğünü sağlamak amacıyla önce anlayışın ne olduğuna bakalım.  Anlayış: Temsil edilen düşünceye uygun hareket etmek ve yaşam şekli oluşturmak, düşünüş biçimi, zihniyet, anlama işi ve telakki olarak anlamlandırılmaktadır. O zaman bir anlayışa sahip olmak bir temsil işidir. Sorumluluk gerektirmektedir.

İbrahim (as) Rabbi tarafından övülen bir insandır. Örnek modeldir. İsmiyle bütünleşmiş şahsiyettir. Nasıl olmasın ki? Vahiy terbiyesi almış bir insan, bir resul. Toplum onun için açık bir alan. Yani gördüğü ve yaşadığı bir alan. Toplumun derdini dert edinen olununca böylede bir yürek gerekiyor olsa gerek. Yapılan şeylerin bir ederi olabilir ama aslolan o şeylerin ederinden çok değeridir. Bütün bunlarla nasıl mücadele edecek? Meşakkatli olacak bu süreçlerde güç kaynakları neler olacak? Elbette, bu yolda adanmışlık uzun yolları kısa, engebeli yolları düz olarak gösterecektir.

İbrahim (a.s.) mücadeleye Düşünme ile başlıyor. Sorularla düşündüren bir insan. Düşünme mekanizması olmaz ise ondan sonraki aşamalarla uğraşmaya gerek yok gibidir. Düşünmekten düşünceye doğru seyreden aşamadır, sorma ve sorgulama. “Size hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin inanırsınız?” söylemleri beyni titreten sorulardır. Onlar da titremişlerdir ama bir tık üzeri düşünme biçimine geçememişlerdir. Mevcut düşünme biçimini aşamayarak en kolay olan karşı gelme durumunu seçmişlerdir. İbrahim(a.s.) ise “kutunun dışında düşünme” biçimiyle karşı koyulamaz bir durum oluşturmuştur. Donanımları çok güçlüdür. Yıkılmaz donanımlara sahiptir. Doğruluk ve dürüstlük, toplumuna karşı en güçlü silahıdır. Söylediklerine karşı, yalan söylüyorsun cihetine gidememişlerdir. Geçmişiyle ilgili yargıda bulunamamışlardır. İbrahim (as) olduğu gibi bütün resuller de doğruluk ve dürüstlük üzere olmuşlardır. Yaratan tarafından da bu özellikler övülmüştür. Kanmaca ve kandırmaca durumu söz konusu olmamıştır. Toplumu tarafından da bu özellikleri bilinen, görülen ve hissedilen şeylerdir. Söylemle beraber eyleminde de bulunmuş, yaşamış ve yaşatmakta istemiştir.

İçlidir. Diğergamlığın üstünde yufka yüreklidir. Etrafındakilere duyarsız duramamaktadır. Gelecekte olacakları bildiği için, köprü olmak ve köprü yapmak istemektedir. Gelin bu köprüden geçin diyecektir ama köprünün yapımına fırsat verirlerse kurtulacaklar yoksa boğulma gerçekleşecektir.

Yumuşak huyludur. Etrafında da bu güzel huyu iyi bilinmektedir. Yumuşak huyludur ama sağ yanağıma vurdun bir de sol yanağıma değildir. Bir karakter biçimidir. Tabiri caizse sinirleri alınmıştır. Sert değil nettir. Söylemlerinde bir eksiklik ve geri adım atma olmamıştır. Söylemlerini o yumuşaklık içinde karşıya iletmiştir. Karşısındakilere “ Sizin için Rabbime dua edeceğim.” Diyerek, sözleri kalplere göndermeyi bilmiştir.

Toplum aynı toplumdur. Değişim o kadar da kolay olmamaktadır. Hemen ataları dini üzere geri dönmüşlerdir.  Müşrik anlayışın bildiği bir metod vardır; “Öldürmek ve Yok etmek.”  Bu anlayışlar için hayat bu kadar anlamsızdır. Fikre karşı yok etmek.. Sahi yaradanımız kendine karşı duran yarattığını, hemen niye yok etmemiştir? Bunu anlayacak ve düşünecek bir anlayışa sahip olamamışlardır. Kendi için tehlike ise onu yok etmek en büyük keyifleri olsa gerek. Yeşerecek fidanları hemen ortadan kaldırmak temel anlayışlarıdır.

İbrahimî anlayış ise yaşatmak üzeredir. Onlar, öldürmek ve yok etmek üzere kurdukları düşünce yapısında boğulmuşlardır. İbrahim (a.s.) ise “ Kim bana itaat ederse bendendir, kim bana isyan ederse sen çok bağışlayan pek esirgeyensin.”  Anlayışı ile demirleri eritecek bir yumuşaklığa sahiptir. Kendi alanını iyi belirlemiştir. Kul ile Rabbi arasına girmemiştir. Rabbinin merhamet ve bağışlamasının ne kadar büyük olduğunu vurgulamıştır. Sahip olduğu anlayışa uygun bir davranışın ve eylemin içerisinde olmuştur.

Öldüren değil yaşatan, sert değil net, katı yürekli değil yufka yürekli, soran,  sorgulayan, düşündüren ve İbrahimî anlayışla düşünen nice insanlara selam olsun…