DÜN GİBİ HATIRLIYORUM

2008 yılının yaz mevsiminde bir arkadaşımızla birlikte Konya’nın Bozkır ilçesinde meşhur bir çınar ağacının altında oturmuş, çay içip sohbet ediyorduk. Bir ara farkında olmadan çınar ağacına normalinden daha fazla ve daha manidar bakmış ve dalıp gitmişim.

Bu dalgınlığım, hemen yanıbaşımızda oturan tonton bir amcamızın,

“-Evlat, bu ağaca bu kadar dikkatli baktığına göre hikayesini biliyor olmalısın?” sözleriyle son bulmuştu. Her ikimiz de amcamıza yönelmiş ve ben,

“-Hayır, amcacığım bilmiyorum” dememden sonra dikkatle amcamızın neler anlatacağına odaklanmıştık.

Amcamız efkarlı bir şekilde gözleri dolduğu halde derin bir iç çekerek anlatmaya başladı:

“-Rahmetli babam ne zaman köyden merkeze, bu meydana gelsek, elimden tutar bana bu ağacı gösterir ve derdi ki ‘Ah bu ağacın bir dili olsa da kendisi kullanılarak vahşice asılan yüzlerce Hak erinin hikayelerini bir anlatıverse!…” Amca sözlerine daha fazla devam edememişti.

Biraz sonra torunu olduğunu öğrendiğimiz sevimli bir çocuk yanımıza gelmiş ve dedesinin koluna girerek onları köye götürecek minibüsün yanına doğru götürmeye başlamıştı. Amca torunu ile beraber ağır ağır minibüse doğru ilerlerken biz de amcamızın ellerinden öperek bizlerden hayır dualarını esirgememesi ricasında bulunmuştuk.

Amcamızın tamamlayamadığı tarihi hadiseyi, sonradan gerek tanıdığımız canlı tarih konumundaki yaşlılardan gerekse ilgili eserlerden öğrendik…

Her ne kadar mücadele esnasında asıl amaçlarını gizleyerek gayelerinin Hilafeti ve halifeyi korumak olduğuna insanları inandıran ama sonradan ipleri ellerine geçirince asıl niyetlerini kusan ve sadece niyetlerini değil kurdukları zulüm düzenine karşı koyanlara da kin kusan ve ellerine geçirdiklerini yerli engizisyon mahkemelerinde hunharca katledenlerin canavarlığından nasibini almış bir avuç mazlum müslüman imiş bu çınar ağacında hayatına son verilenler…

Enteresandır ki, hakikatın hilafına bu yiğitler resmi ideolojinin tarih kitaplarında diğer bir çok “KAHRAMAN” gibi “HAİN” olarak kayda geçirilecek ve hala da devam ettiği üzere bizlere bu şekilde tanıtılacaktı.

Rabbim bu yiğitlerin şahitliklerini makbul kılsın ve onlardaki dava şuurunu bizlere de nasip etsin…..