Durmuş, sohbetinde özetle şunları söyledi:
Allah bizden ‘temiz bir toplum’ kurmamızı ister. Buradaki temizliği akidevi anlamda, haramlardan uzak, helalleri isteme anlamında anlamak gerekir. Her gün bir paket sigara içen bir insan ayda 200 lira ile 300 lira arasında değişen miktarda para vermektedir. Oysa Müslümanlara ‘infak’ hatırlatıldığında insanlar bu miktarı vermekte zorlanmaktadırlar. Bir insan on yıllarca sigara içtiğinde, bir ev fiyatı kadar para harcamaktadır.
Sigaranın sağlığa verdiği zarar ortadadır. Bir Müslüman kendi sağlığı üzerinde bu kadar sorumsuz davranamaz. Bununla da kalmamakta, çevreye de büyük oranda zarar vermekte, rahatsızlık oluşturmakta ve en başta kendi ailesine, çocuklarına kötü örnek olmaktadır.
Bilhassa İslami iddiası olan bir müslümanın (ki tanımı gereği her Müslüman, büyük iddiası olan insan demektir), sigara içmesi kabul edilebilir bir durum değildir. Sigara müslümana hiç mi hiç yakışmamaktadır. Her şeyden önce bu bir bağımlılıksa, bir Müslümanın, bir türlü önüne geçemeyeceği, bir türlü terk edemeyeceği böylesine bağımlılıkları olmamalıdır. İnsanlar, “senin inancın sana sigarayı bile bıraktıramamış” diyememelidirler. Allah müslümana marufu emir, münkerden nehiy görevi vermiştir. Bu durumda Müslümanlar olarak önce kendi nefsimizden işe başlamalıyız ve sigara gibi bir bağımlılığı hayatımızdan kesin olarak tard etmeliyiz.
Allah, “Sizler Kitab’ı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emreder de, kendi nefsinizi unutur musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?” (Bakara, 44) buyurmaktadır. Bu, çok büyük bir uyarıdır. Sırf bu ayet bile bir müslümana sigarayı terk ettirmek için yeterlidir.
Allah mütemadiyen, “Allah’ın sizin için yarattığı temiz ve helal şeylerden yiyin için ama israf etmeyin” buyurmaktadır. İsraf, her hususta haddi aşmaktır. Sigara içmek de sanki bu haddi aşmalardan biridir. Allah’ın “temiz ve helal” saydıkları arasına sigarayı koyabilir miyiz?
Son zamanlarda kadınlar arasında da sigara içilmesinin yaygınlaştığı gözlenmektedir. Bu, aynı zamanda toplum nezdinde ‘özgürlük’ felsefesinin nasıl da yer ettiğini de göstermektedir. Anne (ya da aday) olan bir kadının sigara içmesi kabul edilemez. Onun, canından bir parça olan kendi yavrusunu zehirlemesi hak değildir.
Sözün özü, Müslüman, hayatından sigarayı kesinlikle çıkartmalıdır. Bizlerin konuştuğumuz, yazdığımız, üzerine büyük söylemler geliştirdiğimiz dinimiz, davamız bize hiç değilse sigarayı olsun bıraktırabilmelidir. Hayatımızda küçük de olsa, bir şeyler değişmelidir. Sadece konuşan, okuyan, anlatan insanlar olmaktan çıkıp, birazcık da, gözle görülür değişimleri yaşamalıyız; hayır yönünde değişmeliyiz.
Durmuş’un sunumu sonunda, dinleyenlerden üç kişinin hemen oracıkta, sigarayı o andan itibaren bıraktıkları sözünü vermeleri, katılımcılar açısından o günün en güzel ve en sevimli haberi oldu. Peşinden, başka bazı kişilerin de sigarayı bırakma temennisi geldi. Sorular ve katkılarla birlikte sohbet nihayete erdi.
Venhar Haber