Özgün-Der’in haftalık cumartesi seminerleri devam ediyor.
Özgünder’de 1.Kasim 2014 Cumartesi günü Ars.Yaz. Kürşad ATALAR “Üç Tarz-ı Siyasetin Sonu mu?” konusu ile konuk oldu.
Özgün-Der başkanı Hamza Akdeniz’in hoş geldiniz konuşmasıyla başlanan seminerde, daha sonra kürsüye Kürşat Atalar davet edildi.
Yusuf Akçura’nın 1924’de yazdığı bir makalesinden yola çıkılarak başlanan seminer’in özetini siz Küre Medya okuyucularıyla paylaşıyoruz.
Üç Tarz-ı Siyaset Yusuf Akçura’ nın 1924 te yazdığı bir makale olup bizim için önemli olan kısmı İslamcılık başlığıdır. Biz de bu üç tarzı siyaseti bir çok şeyi anlattığı için konu başlığı olarak seçtik ve İslamcılığın günümüzdeki durumunu konuşmaya çalışacağız, diyerek konferansa giriş yaptı.
Konferanstan tuttuğumuz notları sizlerle paylaşmak istiyoruz;
Yusuf Akçura’ nin yazdığı İslamcılık ile günümüzdeki İslamcılık tarzı siyaseti ayrı amaçları söz konusudur. Osmanlı’da amaç devleti kurtarmak idi. Akcura; İslamcılık devleti kurtarmaya yetecek bir şey diyor ve ekliyor, türkcülük de yeni filizleniyor ama iş görebilecegini belirtiyor. İki akım arasında git gel yapıp türkcülük akımına yakın bir tarz sunuyor.
Osmanlı döneminde islamcilik devlet kurtarmaya yönelik bir çaba idi. Peki Cumhuriyet döneminde ve sonrasında islamciligin gayesi ne oldu? İslami hareket kelimesini burada ele alırsak kısaca:islamın iktidar olmasını sağlamak çabası diye söyleyebiliriz. Bu anlam ile baktığımızda; Cumhuriyet döneminin ilk 30-40 yılındaki islami çabayı Ele alacak olursak bu gayelerin bir harekete dönüşmedigini söyleyebiliriz.
Kürşat Atalar konuşmasına söyle Devam Etti.;
Bircok kişinin İslami hareketi 60 li 70 li yıllara dayandırdigini görürüz. Peki din ve siyaset ile özü itibari ile ilişki kuran islamci kesim Cumhuriyet döneminden beri ne yaptı sorusunu sorarak günümüze getirdi konuyu. Konuşmasının devamında;
Akparti iktidarının sonrasında tıpkı 80 li yıllarda sağ-sol arasında yaşanan gibi bir ortam oluşturduğunu belirtebilirim diyerek 80 öncesi sağ-solun günümüzde iş yapamayacağı günümüzde ortada olduğunu belirtti.
Gelinen aşamada; Sağ, sol ve dincilik yani üç tarzı siyasetin günümüzde gitmeyecegi kanaatindeyim.
Mesela milli Görüş tabanının şunu da yapmalıyız diyemedigini görüyor ve akparti nin yapmış olduğu siyasetin neyi başarip basaramadigi anlaşılmıştır. Bu üç tarzı siyasetinTrend olarak bir cazibesinin kalmadığını görüyorum. Bu ne anlama gelir? Yeni arayışlara kapı araladığı anlamına gelir. Yeni olmasının sebebi bu üç tarzı siyasetten farklı olduğu yatmaktadır.
Bu açıdan çağdaş dönem islamcılık hareketinin siyasi ideolojik olarak fikri açıdan da yeni olduğunu çokda eski olmadığını belirterek temele inip Cumhuriyet döneminden yaşanılan süreçleri iyi incelememiz gerektiğini vurguladı.
Geldiğimiz aşamada; islamcı hareketin 60 lı 70 li Yıllardan getirilen tecrübeyle bu noktada türkiyede siyasi tecrübenin ne orana geldiği tespit edilip bu üç tarzı siyasetin bitip bilmediğine cevap arayarak önümüzu görmeliyiz.
Fikri açıdan bitip bitmediğine karar verilirse sahanın boş olup olmadığına karar verebiliriz.
Şuan ki islam dünyasının yaşadığı sıkıntılardan söz ederek;
Batılı ülkeler için Ilımlı islam araçtır dersek bir süreç olduğunu belirtmiş olup islamcı siyasetin ortadan kaldırmak amacı ile yaptığını görüyoruz. Bu söylemde aslında bize geçici olduğu anlamına gelmektedir. Gerçek islami yok edebilir mi? Ne kadar oyalayabilir?
Batının rakip olarak neyi gördüğünü iyi tespit etmemiz gerekiyor. Batı tehdit gördüğü yere bombalar atmaktadır. Kargasanin olduğu topraklarda hersey kötüye gideceği anlamına gelmemektedir.
Bizim bu boş saha dediğimiz alana düşüncenin yerleşmesi gerektiğini görüyoruz. Düşüncenin kurulması taban, orta, aydın ile beraber gereği gi bi yerine getirilirse. Önceden yapılmış bir hazırlık olur ve devami gelir böylece Yeni siyaseti beraberinde getirir.
Konu soru ve cevaplar ile açılarak, program sona erdi.