Modernizm kadınlar üzerinde etkili oluyor ya da amacına daha hızlı ulaşıyor. Modernizm de günümüzün bir ideolojisi. Savaşlarda emperyalizm ister başarılı olsun ister olmasın, girdiği ve çıktığı bir bölgeyi kısmen de olsa dönüştürüyor. Kadınların eşyası, nesneleri, giyimi ve kuşamında daha çok belirginleşiyor. Eğitim ve moda bunun öncü ayaklarıdır.
Tanzimat sonrası saray ya da köşkler, malikânelerin mutfağına giren eşya ve gösteriş tutkusu ağır basıyor. Bu, özellikle dönemin düşünsel etkisinin yansımalarıdır. Batı’ya benzeme bir moda ya da bir görünümüdür. Mobilya, mutfak eşyası, çatal, kaşık, tabak, gümüş veya altına dönük olanlar.
Son dönem Osmanlıca kadın dergileri, dergilerde kadınların modern resimleri, saç biçimleri kendini iyice hissettirir. Cumhuriyet ideolojisinin adım adım yerleşmesiyle Batı insan tipinin oluşumu, giyim ve kuşamı emperyalizmin moda gösterimleriyle ve tutkusuyla iyice kendini belli eder. Bir önceki yazımızda vurguladığınız gibi kavramların yer değiştirmesi zihinsel karmaşaya neden oluyor. Modernizm ile medenilik yer değiştiriyor. Modernizm diye bir kavram hesapta yoktur. Modern olma medeni olmadır Batılılaşmada.
Toplumdaki çatışmalar o zamandan itibaren başlar. Modernizmin bir ideoloji ve bunun bir baskı aracı veya nesnesi olması ciddî anlamda travmalara neden oluyor. Anadolu’nun memur veya varlıklı kimseleri kız çocuklarını okutmaları, okullara göndermeleri ikilikli veya farklı kişilikli insanların oluşumuna neden oldu. Kentte yatılı okuyan kızlar, okullarına gittiklerindeki giyimleriyle, köylerine veya kasabalarına döndüklerindeki giyimleri farklıydı. Şehirde modern/medeni, köyde ise geleneksel giysilere bürünmeleri de çatışmalara nedendi. Kişinin kendi içindeki çatışmalardır bunlar. Bu da ister istemez gözden kaçmıyordu. Genelde o dönemlerde kız çocuklarının okutulmamasının asıl nedeni de buydu.
Romana, felsefeye karşı olan tepkinin nedenleri de buna dayanıyordu.
İleri doğru gelindikçe modernizm iyice ağırlığını ortaya koydu. Toplum ortadan birkaç bölüme ayrıldı. Değişim daha çok kadınlar üzerinde kendini belli eder. Dün böyleydi, bugün de böyledir. Sistem veya yapı kendini modernizm üzerine kurguladığından mücadelesini daha çok kadınlar üzerinde yürütüyor. Öncü savaşçılar konumunda. Millî mücadeleden beri bu böyledir. Modernlik ayrıca bir ilericilik göstergesi. Aynı zamanda çarpık medeniyet kavramı ortaya çıkmakta.
Moda, daha çok kadınlar üzerinde yürüyor. Kurumlarda kadınlar aynı zamanda bir vitrin mankeni gibidir. Reklâmlarda kadın bir nesne olarak varlık gösteriyor. Nesnenin pazarlaması kadın üzerinde yapılırken, nesneden çok kadın öne çıkıyor. Bir nesneye sahip olunmak istenirken o manken olan kadına da sahip olunacağı duygusu oluşuyor. Pazarlanılan veya pazarlayan arasında maddî bir sonuç var. Birbirini etkileyen ve değiştiren bir süreçtir bu da. Kapitalizmin ruhu böyledir. İnsan da eşya da birer nesnedirler. Ya da insan üzerinde hem pazarlamasını yapıyor, malını satıyor hem de insanın kendisini o nesnenin bir parçası hâline getiriyor.
Günümüzün en etkili nesnesi akıllı telefonlar, tabletler ya da benzerleridirler. En ücradaki bir insanın elindeki bu nesneler pahalı olmalarına karşın mutlaka edinilmesi gereken birer gereksinimdirler. Moda gösterimlerine, pazarlamalara gerek yoktur. Bu, bir mezardaki bir tek insanın elinde bile vardır. Ve artık geleneksel köylü, mezra kızı yoktur. O da artık fiili olarak nesneyle birlikte dışarı açılmıştır. O mahcup, utangaç, sıkılgan kız yoktur. O da modernizme doğrudan katılmıştır. Çünkü dışa açılan bir penceredir ya da kapıları sonuna kadar modernliğe açılmıştır. O da kendine göre bu dalganın içinde fiilen yer almıştır. Perdenin gerisinde gibi olsa da artık iyice aktiftir.
Ali Haydar Haksal/Milli Gazete