اَلَمْ يَاْنِ لِلَّذٖينَ اٰمَنُوا اَنْ تَخْشَعَ قُلُوبُهُمْ لِذِكْرِ اللّٰهِ وَمَا نَزَلَ مِنَ الْحَقِّ وَلَا يَكُونُوا كَالَّذٖينَ اُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلُ فَطَالَ عَلَيْهِمُ الْاَمَدُ فَقَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَكَثٖيرٌ مِنْهُمْ فَاسِقُونَ
İnananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki, kalbleri Allah’ın zikrine ve inen hakka saygı duysun ve bundan önce kendilerine verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalbleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmasınlar?(Hadid/16)
Bu ayette dikkat çeken şey uyarının tüm insanlara, yahut kafirlere, yahut yoldan çıkanlara olmayıp bizzat iman edenlere olmasıdır. “Ey iman edenler iman edin…” ayetine benzer bir durum söz konusudur. İman ettiği iddiasında olan bizler için Kur’an’ın her daim hayatımızda olması gerektiğini deklare eden bir ayettir. “Siz hala annenizin margarinini mi kullanıyorsunuz” babında sizler hala Kur’an mı okuyorsunuz hala orada mısınız diyenlere inat Allah, kalplerin Allah’ın hatırlanmasına ve hakikate saygı duyulmasına olan ihtiyacın ancak vahyin hayatın her daim merkezinde olmasına bağlı olduğunu bildirmektedir.
Eğer ki Kur’an hayatımızdan çıkacak olursa kalplerin katılaşması ve bununla birlikte yoldan çıkma durumunun tehlikesi bildirilmiştir. Vahiy öncelikle ona iman edenlerin her daim gündeminde olmak zorundadır. Geceleri çok az uyumakla ve vaktin çoğunu Allah’a yapılacak kulluğun tefekkürüyle geçiren ya da geçirmesi gereken bizlerin istikrarlı bir şekilde sırati müstakiym üzere kalmanın ancak vahiyle sürekli istişare halinde bulunmamızla mümkün olduğunu görmemiz gerekir.
Yeni nesille ilgili yapılan eleştirilerin en başında acımasız oldukları ve bir vicdana sahip olmayışlarına dair tespittir. Bu nesli yetiştiren bizim nesildir. Bu yüzden öncelikle bir kusur aranacaksa kendimize dönmemiz gerekmektedir. Eğer ki bizlerin kalbi Allah’ın vahiyle hatırlatmaları yüzünden yumuşamıyorsa ya vahyi gündemimizden çıkarmışızdır ya da üzerinde derin tefekkürden yoksunuzdur. İman iddiasında olan bizlerin Kur’an’ı yeniden yoğun bir şekilde gündemimize alarak amellerimizi yeniden inşa ettiğimizde kuşkusuz bir çok sıkıntı çözülebilecektir.
Vahiy; kalpleri yumuşatır, merhametle dünyaya bakmamıza vesile olur. Helal olanın peşinde koşturur, emanetleri ehline vermemizi ve adaleti tesis etmemizi bize emreder. Hak ile batılın olduğu bir yerde daima hakkın yanında yer almamızı bize hatırlatır. Dünyanın aldatıcı güzelliğine kanmaktan alıkoyduğu gibi Rabbin razı olacağı bir yaşamı bize her daim hatırlatır. Buna ancak sabredenler ve Allah’tan yardım dileyenler kavuşabilir. İman edenlerin kalpleri yumuşamamışsa henüz iman etmemişler demektir. Yoldan çıkmakla yola çıkmak arasında kalmışlar demektir. Bu sebeptendir ki Allah sıratimüstakiym üzere yola çıkmayı kalplerin vahiyle yumuşamasına bağlamıştır. Aksi bir davranış, amel yoldan çıkmak olacaktır uyarısında bulunmaktadır.