16 Haziran 2025 - Pazartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Alıntılar Alıntı Makale

‘Özgürlük eşitlik kardeşlik’ Doğduğu Yerde Ölürken

Leyla İpekçi, Yeni Şafak gazetesindeki köşe yazısında 1789 yılında Fransa'da başlayan ayaklanmalarla başlayan ve Avrupa’ya güya ruh verdiği kabul ettirilmeye çalışılan “özgürlük eşitlik kardeşlik” gibi sahte kavramların yine doğduğu topraklarda geldiği sonu değerlendiriyor. Yazarın anlattıkları, Müslümanların İslam'dan başka bir ideolojiden beslenmesinin ne gibi hezeyanlara sebep olacağı anlatmak açısından da önemli.

Yazar: Venhar Haber
4 Aralık 2018
Kategori: Alıntı Makale
0 0
0
‘Özgürlük eşitlik kardeşlik’ Doğduğu Yerde Ölürken
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

Leyla İpekçi, Yeni Şafak gazetesindeki köşe yazısında 1789 yılında Fransa’da başlayan ayaklanmalarla başlayan ve Avrupa’ya güya ruh verdiği kabul ettirilmeye çalışılan “özgürlük eşitlik kardeşlik” gibi sahte kavramların yine doğduğu topraklarda geldiği sonu değerlendiriyor. Yazarın anlattıkları, Müslümanların İslam’dan başka bir ideolojiden beslenmesinin ne gibi hezeyanlara sebep olacağı anlatmak açısından da önemli. İşte İpekçi’nin yazısı;

Fransa’da gün geçtikçe harlanan öfke ve nefret ateşinde yanan anılarım var. Ta 70’lerden beri. Hatta bir zamanların bizde de çok değer verilen meşhur sosyoloğu Alain Touraine ile 90’larda burada yayınlanan ilk kitabı için yaptığım söyleşi de var. Sözü ona getirmek üzere, öncesinden alayım mevzuyu.

80 öncesi bir yılbaşı gecesi Paris sokaklarında çıkan şiddet olaylarını hatırlıyorum, bambaşka bir ideolojinin isyankarlarıydı göstericiler. Turistler arasında tanıdıklarım vardı, nereye sığınacaklarını şaşırmışlardı. Fransızlar -ki orta ve lisede okuduğum Fransız okulundaki öğretmenlerimdi ilk tanıştıklarım- çoğunlukla öfkeli, kibirli, ukala ve muhalif olarak bilinirler. Bunun gündelik hayattaki tezahürlerini en iyi komşu Almanlar bilir.

***

Lakin bir bilen daha vardır, Fransa’da vatandaş olan milyonlarca Magripli. Alman ve Fransız arkadaşlarımın sayısından fazla olmuştur bir dönem arkadaşlık ettiğim Cezayirliler. Onlara dair en dikkatimi çeken yine ateşle ilgiliydi. Magripliler öfkelendiklerinde bir Fransız gibi sinirlenseler de içlerindeki nefret ateşi daha farklı yükseliyordu. Savunma mekanizmaları daha öndeydi saldırganlıktan.

Fransızlar, dünyanın bugünündeki modern cumhuriyetlerimizin mottası olan ama giderek içi boşalan nakaratı “özgürlük eşitlik kardeşlik” temasının kan ter ve gözyaşıyla 1789’dan beri temsilciliğini yaptıklarının her fırsatta altını çizerler. Avrupa’ya ve küresel dünyaya böyle biraz da sarkastik bir havayla bakarlar. İngilizce bilseler de daha ziyade kendi dillerini konuşmaya özen gösterirler. Bir vakitlerin küresel dili olarak Fransızca’nın yaygın olmasını çabalamak onlar için elan milliyetçiliklerinin sembolüdür.

Magriplileri de kendilerine benzedikleri ölçüde içlerine almışlardır. 80’lerde Paris’e ilk gittiğimde Afrikalı Müslümanlarla ilişkiler kültürel farklılıkların ajite edilmesi üzerine inşa edilmemişti henüz. Sağ sol çatışmaları sonrası, şiddetin maneviyatını yönlendiren hali hazırda ideolojilerdi. Dönem, maddenin de mana olduğunu bize unutturmuş iki kutuplu dünya dönemiydi.

Kültürümün mayasındaki türküleri ilahileri değil, Fransız şansonlarını dinleyerek büyüyordum ama Paris’i ilk gördüğümde durumun farkına varmıştım. Bizdeki Avrupalılık ile Avrupa’daki Avrupalılık arasında benzerlik yok denecek kadar azdı. Bizimki çoktan alaturka bir Avrupalılık olmuştu, Batılı değerleri taklit ederken kendimize uyarlamış, benimsediğimiz ölçüde de yerli hale getirmiştik. İçinden geçenler bunu bilir, halen içinde olanlar ne kadarını görür bilemem.

***

Alain Touraine, bir dönem benim de Sosyoloji’den hocam olan Göle’nin üstadıydı. Paris sokakları başörtülü Müslümanların gösterileriyle kaynıyordu. Touraine entelektüel kimliğine yakışır bir ‘özgürlük eşitlik kardeşlik’ yaklaşımıyla başörtüsünün eğitimde serbest olmasını savunuyor, Fransa’nın kavrayıcı değerleri Müslümanlara da yeter diyordu.

90’larda da Paris’te yaşayan Cezayirli arkadaşım vesilesiyle gidip geldiğim Fransa’nın arka sokaklarını ve turistlerin pek girmediği gündelik hayatın tabire muhtaç yanlarını anlamlandıracak epey fırsatım oldu. 11 Eylül sonrası Paris sokaklarındaki gençlerin arasındayken gördüm ki çizgisi alınmış gibiydi yüzlerinin. Bir ‘dalga’dan diğerine, bir felsefeden diğerine derken, ruhları ‘dışarı’ kaçmış gibiydi. Güvensizlik duygusunun üzerini kültürel faaliyetlerle örtmeye çalışıyorlardı.

15 yıl önceki kıpır kıpır bir ruh bulduğum Paris sokaklarında insanlar göz göze gelmiyordu. Onların içi boşalmış bakışlarını Cannes Nice gibi başka şehirlerdeki kültürel faaliyetlerde de sıkça gördüm. Sanat terbiyesi aynıydı ama sanatçı çıkmıyordu eskisi kadar artık. Cumhuriyetlerin unutulan projesi olarak kardeşlikten dem vurdum yazılarımda.

“Paris’de veya bir Avrupa şehrinde bambaşka bir iç dünya kurmuş bir Müslüman’ın, bir Ortadoğulu veya bir Avustralya yerlisinin sıradan bir biçimde yaşama katılabilmesi için kendini ifade edebilecek bir dili var mıdır?” diye sormuştum: “Farklı bir varoluş bilgisine sahip birinin kendi dünyasının değerlerini nasıl taşıyabilir burada dönüştürmeden? Hele çok kültürlülüğün bir efsaneye benzediği ve İslam başta olmak üzere birçok göçmen kültürünün bir nefret nesnesi haline geldiği düşünülürse…”

***

2000’lerin sonunda Paris’de filmimizin post prodüksiyon işlemleri vesilesiyle bir ay kaldım. Yerleşik ve vatandaş olmuş göçmenlerin arasında bir evde. Onların iç dünyalarında esaret altında olduklarını fark ettim. Polisten kaçarken kazara ölen iki genç yüzünden daha önce de sokaklar alev alev olmuştu birkaç yıl önce.

Touraine yine sahnedeydi ve yıllar önceki tutumundan hayli sapmıştı. Azınlık grupları diyordu göçmenlere, onların yabancılaşmasından bahsediyor ve cemaatleşmelerini kınıyordu. Onların tam model “özgür eşit ve kardeş” olarak kabul görülmek istemelerini kabullenemiyordu: “Değişmek gibi bir niyet yok, kırıp dökmek istiyorlar!”

O vakit anlamıştım, değişip Fransızlar gibi olamayan her kim, yabancı kalmaya mahkumdu entelektüel zihinlerde de gönüllerde de. Yıllar önceki sorumun cevabı bu ateş dolu sokaklarda verilmişti. Evet iç dünyanızı bize rehin bırakamazsanız, yabancı olmaya mahkumsunuz diyordu Fransız ortak algısı.

Bugün petrol fiyatları gerekçesiyle çıkarılan isyanların ardında elbette bizdeki Gezi kalkışması gibi devletin ehlileşmek yerine Avrupa ordusu kurulmasında ısrar etmesi yüzünden Macron’a karşı bir kalkışma olarak kurgulanması yatıyordur. Lakin kullanışlı elemanlar bu sefer hemen herkes!

Ateşle tecelli eden toplu öfke ve nefretin sahibi orta sınıf vatandaşlar. Eğitim politikalarını ya da çalışma şartlarını eleştirmeleri bir şeyi değiştirmiyor: Yağmalanan dükkanlar, ölü ve yaralılar, yakılan ağaçlar, tahrip edilen araçlar, binalar, otobüs durakları…

Bakıyorum ve malumu bir kez daha söyleme gereği duyuyorum, yıl 2018: Fransız ihtilaliyle Avrupa’ya güya ruh veren “özgürlük eşitlik kardeşlik” epeydir can çekişiyordu. Yine Fransa’da, sloganlaştığı yerde siliniyor an itibariyle.

Etiketler: Leyla İpekçi

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Modern Siyasete Meşruiyet Arayışları

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

'Makul Olmak' Kazandırır

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • HAMAS’a ve İran’a Sahip Çıkmalıydık!
    15 Haziran 2025
  • Prof. Dr. İhsan Toker Bu Hafta Sonu İktibas’ta
    13 Haziran 2025
  • Bâtılın Bitmeyen Konsilleri
    8 Haziran 2025
  • Kurban Bayramımız Mübarek Olsun!
    6 Haziran 2025
  • Arafat’ta Dua Yasaklanabilir mi?
    5 Haziran 2025
  • Resmi Söylem, İktidar ve Gazze Eylemlerinin Normu
    5 Haziran 2025
  • Kürtlerin Kemalist Tapınmaya Bir İtirazı Olacak mı?
    4 Haziran 2025
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

HAMAS’a ve İran’a Sahip Çıkmalıydık!

HAMAS’a ve İran’a Sahip Çıkmalıydık!

15 Haziran 2025
Prof. Dr. İhsan Toker Bu Hafta Sonu İktibas’ta

Prof. Dr. İhsan Toker Bu Hafta Sonu İktibas’ta

13 Haziran 2025
Bâtılın Bitmeyen Konsilleri

Bâtılın Bitmeyen Konsilleri

8 Haziran 2025
İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

6 Haziran 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist