İnfak ne demektir?
İnfak, lügatte bir şeyin “bitip tükenmesi” ve “geçip gitmesi” manalarına gelen n-f-k kökünden türetilmiş bir isimdir.Bir malın, hayır işlemek suretiyle, bir başkasına verilmesi veya sahibinin elinden çıkması, söz konusu malda bir azalmaya ve tükenmeye sebep olduğundan malî ibadetler, infak kelimesiyle ifade edilmiştir. Bazı ayetlerde lügat anlamını aynen koruyarak da geçmektedir. Bununla beraber, infak kelimesinin lügatteki manasıyla, şer’i (dinî) anlamı arasında fazla bir fark yoktur.(3) İnfak, kapsam olarak zenginleşmiş ancak dildeki temel anlamından soyutlanmamıştır. Dinî anlamıyla ise infak, genel olarak insanın dünyada kazandığı, kendisine rızık olarak verilen şeyleri, mal ve mülkünü, uhdesindeki tüm imkânlarınıAllah rızası için başkalarına vermek suretiyle elden çıkarmasıdır.
Kur’an-ı Kerim’de infak kelimesi, ekseriyetle malî yükümlülükleri ve ibadetleri anlatan ahlakî bir terimdir. İnfakın, insanın bizatihi kendisi açısından psikolojik, içinde bulunduğu toplum açısından da sosyolojik boyutu söz konusudur. Nüzul sırasıyla Kur’an’ı Kerim’i inceleyeceğiz; Nüzul önceliği sırasıyla Mekke’de inen ayetlerden başlayalım:
Onlara, “
Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın اَنْفَقُو (infak)” denildiği zaman, inkâr edenler iman edenlere, “Allah’ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz” derler.
36/Yasin 47(Mekkî 41)
(O kullar), harcadıklarında اَنْفَقُو(infak)
ne israf ne de cimrilik ederler; ikisi arasında orta bir yol tutarlar. 25/Furkân 67(Mekkî 42)
Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan
Allah yolunda harcayanlar اَنْفَقُو (infak) , asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.
35/Fatır 29(Mekkî 43)
İşte onlara, sabretmelerinden ötürü, mükâfatları iki defa verilecektir. Bunlar kötülüğü iyilikle savarlar,
kendilerine verdiğimiz rızıktan da Allah rızası için harcarlar يُنْفِقُونَ(infak)
. 28/Kasas 54(Mekkî 49)
De ki: Rabbimin rahmet hazinesine eğer siz sahip olsaydınız,
harcanır الْاِنْفَاقِۜ(infak)
korkusuyla kıstıkça kısardınız.İnsanoğlu da pek eli sıkıdır!
17/İsrâ 100 (Mekkî 50)
De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar.
Siz hayıra ne harcarsanız اَنْفَقْتُمْ (infak)
, Allah onun yerine başkasını verir. 34/Sebe 39
Hicretten sonra Medine’de nazil olan ayetlere sırasıyla devam edelim:
Onlar Gayb’a inanırlar, namaz kılarlar,
kendilerine verdiğimiz mallardan Allah yolunda harcarlar يُنْفِقُونَۚ (infak)
.
2/Bakara 3 (Medenî 87)
Allah yolunda harcayın وَاَنْفِقُوا. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. Her türlü hareketinizde dürüst davranın. Çünkü Allah dürüstleri sever.
2/Bakara 195 (Medenî 87)
Sana (Allah yolunda) ne harcayacaklarını (infak) يُنْفِقُونَۜ soruyorlar. De ki: Maldan harcadığınız (infak) اَنْفَقْتُمْ şey;
ebeveyn, yakınlar, yetimler, fakirler ve yolcular için olmalıdır. Şüphesiz Allah yapacağınız her hayrı bilir.
2/Bakara 215 (Medenî 87)
Sana, şarap ve kumar hakkında soru sorarlar. De ki: Her ikisinde de büyük bir günah ve insanlar için bir takım faydalar vardır. Ancak her ikisinin de günahı faydasından daha büyüktür.
Yine sana ne harcayacaklarını يُنْفِقُونَۜ(infak)
sorarlar. “İhtiyaç fazlasını” de. Allah size ayetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.
2/Bakara 219 (Medenî 87)
Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce,
size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda نْفِقُوا(infak)
harcayın. Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir.
2/Bakara 254 (Medenî 87)
Allah yolunda mallarını harcayanların يُنْفِقُونَ(infak)
örneği, yedi başak bitiren bir dane gibidir ki, her başakta yüz dane vardır. Allah dilediğine kat kat fazlasını verir. Allah’ın lütfü geniştir, O her şeyi bilir.
2/Bakara 261 (Medenî 87)
Mallarını
Allah yolunda harcayıp da
يُنْفِقُونَ(infak)arkasından başa kakmayan, fakirlerin gönlünü kırmayan kimseler var ya, onların Allah katında has mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur, üzüntü de çekmeyeceklerdir.
2/Bakara 262 (Medenî 87)
Ey iman edenler! Allah’a ve ahiret gününe inanmadığı halde
malını gösteriş için dağıtan صَدَقَاتِ (sadaka) kimse gibi,
başa kakmak ve incitmek suretiyle, yaptığınız hayırlarınızı يُنْفِقُ(infak)
boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan düz kayaya benzer ki, sağanak bir yağmur isabet etmiş de onu çıplak pürüzsüz kaya haline getirivermiştir. Bunlar kazandıklarından hiçbir şeye sahip olamazlar. Allah, kâfirleri doğru yola iletmez.
2/Bakara 264 (Medenî 87)
Zekatınayetlerde infak fiiline oranla daha çok, zekat ve sadakaterimleriyle ifade edildiği söylenebilir.
“Sadaka”kavramı da “zekât” gibi, infakın mahiyetini ve anlam alanını tespitte önemli unsurlardan birisidir. Sadaka, kapsam itibarıyla infakla en fazla örtüşen ve kısmen daha hususî bir yapı arz eden bir terimdir. Tıpkı infak gibi, sadaka terimi de, hem zekât, hem de nafile tasadduklar ve hayırlar için kullanılmakla beraber, genelde nafileleri gösterir . S-d-k maddesi lügatte, herhangi bir şeyin ‘kuvvetli’, ‘sağlam’ ve ‘sert’ olmasını ifade eder. Bir sözün, davranışın veya olayın s-d-k fiiliyle ifade edilmesi, bunların gücünü, sağlamlığını ve mükemmelliğini gösterir. İnfak ve zekâtın, sadaka olarak isimlendirilmesi veya nitelenmesiyle ilgili olarak da şunlar düşünülebilir. Birincisi infakve zekâtla, söz konusu mal, maddî ve manevî olarak arınmakta, sıhhat kazanmakta ve sağlamlaşmaktadır. İkincisi, gerek tasadduk eden kişinin imanı sağlamlaşmakta, güçlenmekte ve olgunlaşmakta, gerekse kendisine tasaddukta bulunulan kişinin durumu iyileştirilmektedir. Yine evlenen kadına verilen mehire sadak/saduka isminin verilmesinin illeti hakkında da, nikahın mehirle tamamlanması ve güçlenmesi hususu zikredilmektedir .İnfakın ıstılâhî bir manası da, cihada hazırlık ve dinin nusreti için mal ve mülkünü sarf etmektir .İnfakta harcama yapılacak miktar ve sarf edilecek yerler, zekâtta olduğu gibi belirli ve muayyen olmayıp geneldir. Bundan dolayı pek çok ayette infak İslâm’ın muzafferiyeti ve tebliği için yapılan harcamaları ifade eder. Bu çerçeveye, bir avuç hurma vermekten büyük ordular hazırlamaya varan yardım miktarları ve çeşitleri girmektedir.
Allah’ın rızasını kazanmak arzusuyla ve kalben mutmain olarak
mallarını Allah yolunda harcayanların يُنْفِقُونَ(infak) durumu, yüksekçe bir yerdeki bahçenin durumu gibidir ki, bol yağmur alınca iki kat ürün verir. Bol yağmur almasa bile ona çiseleme yeter. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
2/Bakara 265 (Medenî 87)
Ey iman edenler! Kazandıklarınızın iyilerinden ve rızık olarak yerden size çıkardıklarımızdan
hayra اَنْفِقُو(infak)
harcayın.Size verilse, gözünüzü yummadan alamayacağınız kötü malı, hayır diye vermeye kalkışmayın. Biliniz ki Allah zengindir, övgüye layıktır.
2/Bakara 267 (Medenî 87)
Yaptığınız her
harcamayı اَنْفَقْتُمْ (infak) ve adadığınız her adağı muhakkak
Allah bilir. Zalimler için hiç yardımcı yoktur.
2/Bakara 270 (Medenî 87)
(Ya Muhammed!) Onları doğru yola iletmek sana ait değildir. Lakin Allah dilediğini doğru yola iletir.
Hayır, olarak harcadıklarınız تُنْفِقُو(infak)
kendi iyiliğinizdir. Yapacağınız hayırları ancak Allah’ın rızasını kazanmak için yapmalısınız. Hayır, olarak
verdiğiniz تُنْفِقُونَ (infak) ne varsa; karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.
2/Bakara 272 (Medenî 87)
(Sadakalar) kendilerini Allah yoluna adayan, yeryüzünde dolaşmaya güç yetiremeyen fakirler içindir. İffetlerinden dolayı (dilenmedikleri için), bilmeyen onları zengin sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. İnsanlardan arsızca (bir şey) istemezler. Siz hayır olarak ne
verirseniz تُنْفِقُو (infak) ,şüphesiz Allah onu bilir.
2/Bakara 273 (Medenî 87)
Mallarını gece gündüz; gizli ve açık
Allah yolunda harcayanlar يُنْفِقُونَ (infak) var ya, onların Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olacak değillerdir.
2/Bakara 274 (Medenî 87)
Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda)
harcayan يُنْفِقُونَۜ(infak) kimselerdir.
8/Enfâl 3(Medenî 88)
Yukarıdaki ayetler hep iman edenlerin hayır yolunda harcamalarını kapsar. Şu ayet ise şer yolunda harcayanların akıbeti için ne kadar güzel bir ibretliktir:
Şüphesiz ki inkâr edenler mallarını, (insanları)
Allah yolundan alıkoymak için يُنْفِقُونَ(infak) harcıyorlar. Daha da harcayacaklar. Ama sonunda bu, onlara yürek acısı olacak ve en sonunda mağlup olacaklardır. Kâfirlikte ısrar edenler ise cehenneme toplanacaklardır.
8/Enfâl 36
İşte sizler,
Allah yolunda harcamaya لِتُنْفِقُو(infak)
çağırılıyorsunuz. İçinizden kiminiz cimrilik ediyor. Ama kim cimrilik ederse, ancak kendisine cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O’ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.
47/Muhammed 38 (Medenî 95)
Onları (iddetleri süresince) gücünüz nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar
nafakalarını فَاَنْفِقُو (infak) verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız, çocuğu baba hesabına başka bir kadın emzirecektir.
65/Talak 6(Medenî 99)
Eli geniş olan, elinin genişliğine göre
nafaka لِيُنْفِقْ (infak) versin. Rızkı dar olan da, Allah’ın ona verdiğinden (o ölçüde)
harcasın فَلْيُنْفِقْ (infak) . Allah bir kimseyi ancak kendine verdiği ile yükümlü kılar. Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
65/Talak 7(Medenî 99)
Bir de Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır” dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar! Hayır, onun iki eli de açıktır, dilediği gibi verir يُنْفِقُونَ(infak). Andolsun, sana Rabbinden indirilen (kur’an) onlardan birçoğunun azgınlık ve küfrünü artıracaktır. Biz onların arasına kıyamete kadar düşmanlık ve kin saldık. Her ne zaman savaş için bir ateş yakmışlarsa Allah onu döndürmüştür. Onlar yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışırlar. Allah bozguncuları sevmez.
5/Ma’ide 64(Medenî 112)
Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve rahiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler.
Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda يُنْفِقُو(infak)
harcamayanlar yok mu? İşte onlara elem verici bir azabı müjdele!
9/Tevbe 34(Medenî 113)
Yine de ki: “İster gönüllü, ister gönülsüz olarak harcayın اَنْفِقُو (infak)
, sizden asla kabul olunmayacaktır. Çünkü siz fasık bir topluluksunuz.” 9/Tevbe 53 (Medenî 113)
Onların harcamalarının اَنْفِقُو(infak)
kabul edilmesini engelleyen, onların Allah ve Resulünü inkâr etmeleri, namaza ancak üşenerek gelmeleri ve istemeyerek
harcamalarından نَفَقَاتُهُمْ(infak) başka bir şey değildir.
9/Tevbe 54(Medenî 113)
Tüm bu ayetlerin ışığında özetleyecek olursak, şunları söyleyebiliriz diyebilirim:
Bir insanın hiçbir gelecek endişesi duymadan, “ihtiyacından arta kalanı”nı (2/Bakara Suresi, 219) Allah yolunda harcamasının karşılığında, Allah ahirette bu kişiye cenneti, dünyada ise harcadıklarının yerine bir başkasını vermeyi vaat eder: Şöyle ki,De ki: “Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı dilediğine genişletip, yayar ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz اَنْفَقْتُمْ , O(Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (34/Sebe Suresi, 39(Mekkî 58))
İnfak ederken en güzel tavır nasıl olur? Ne şekilde infak edilir?
Allah infakın “gizli veya açık” (2/Bakara Suresi, 274 (Medenî 87)) olarak yapılabileceğini bildirmektedir. Ancak; Allah infak edenlerin kesinlikle “gösteriş için” infak etmemelerini, infaklarının ardından karşıdaki kişiye sıkıntı verecek bir eziyette bulunmamalarını ve onları minnet altında bırakacak tavırlar göstermemeleri gerektiğini bildirmektedir. Allah verdiği örneklerle gösteriş için infak edenlerin hiçbir karşılık bulamayacaklarını da hatırlatmaktadır.
“enfeka” fiili, dolayısıyla “nefeka” ismi, Kur’an’da genel olarak “ihtiyaç sahipleri için yapılan harcama” anlamında kullanılmakla birlikte kişinin kendisi ve ailesi için yaptığı harcama anlamında da kullanılır. Dolayısıyla yukarıda işaret ettiğimiz gibi sınırsız tüketim ve harcamanın aksine temel ihtiyaçların gözetileceği orta (dengeli) bir yol önerilmiştir.
Elmalılı Hamdi Yazır, infakın mecaz yoluyla mal ve mülkün dışında ilim öğretme gibi manevî şeyleri de kapsayacağını belirtmektedir(5). Nitekim Hz. Peygamber “Güzel söz sadakadır.” buyurmak suretiyle infakın sadece mal ile sınırlı olmadığını ifade etmiştir.
Hırsla mal yığıp biriktirmenin ya da cimrilik etmenin Allah katındaki karşılığı nedir?
İnsanlardan bazıları bütün ömürleri boyunca mal ve para yığıp biriktirirler ve bunları Kuran’da tarif edilen hayırlı işlerde kullanmazlar. Büyük bir hırsla, sürekli daha fazla mala-mülke sahip olmak için çalışırlar. Elde ettiklerini ise Allah yolunda harcamak, ihtiyaç içinde olanları doyurmak varken sırf kendi zevkleri uğrunda kullanırlar. İhtiyaçlarından kat kat fazlasını biriktirirler ve göstermelik bazı küçük harcamalar dışında, bunlarla faydalı işler yapmaya yanaşmazlar. İşte bu kişilerin ahirette görecekleri karşılık çok şiddetli olacaktır.
Psikolojik olarak; Kur’an’da infak (vermek), kişiyi iman etmeye götüren önemli bir etken, yine cimrilik, inancın önündeki mühim bir engel olarak anlatılır. Riyadan uzak, insanların başına kakmaksızın, Allah rızası gözetilerek ve inanarak yapılan bir infak kişinin imanını kuvvetlendirdiği, şüphesiz ilmini artırdığı gibi, onun ahlakî kişiliği ve psikolojik yapısında da önemli etkilerde bulunmaktadır.
Sahip oldukları şeyleri yığarak biriktirenler ve cimrilik edenler, Allah’ın bu dünya hayatında onları denemek için kendilerine mal ve zenginlik verdiğini kavrayamayan, bunlarla dünya hayatına hırsla bağlanan insanlardır. Allah hiç kimsenin infakına ihtiyacı olmayan, tüm zenginliğin tek sahibi olandır. İnfak ederek Allah katından bir sevaba muhtaç olanlar ise insanlardır.
Zenginliğin ahirette herhangi bir yararı olacak mıdır?
Bir insanın ne zengin olması ne de dünyada iken bir güç veya iktidar sahibi olması ahirette ona hiçbir fayda sağlamayacaktır. Bir insanın dünyada istediği kadar çok parası, malı olsun cesedi toprağa gömüldüğü andan itibaren bu serveti ona hiçbir fayda getirmeyecektir. Eğer inkâr edenlerdense, tüm diğer inkârcılarla aynı muameleyi görerek cehennem azabına atılacaktır. Dünyada iken zenginlikleri nedeniyle ayrı muamele gören bu insanlar ahirette benzeri görülmemiş bir aşağılanma ile aşağılanacaklardır. Bu onların dünyadaki zenginliklerinden kaynaklanan büyüklenmeleri ve Allah’ın ayetlerini tanımamalarından dolayıdır. Ahirette insanlar Allah’a iman etmelerine ve Allah’tan korkarak O’nun dilediği tavır ve davranışları göstermelerine göre muamele göreceklerdir. Dünyadaki zenginlikleri ya da statüleri kendilerine hiçbir ayrıcalık sağlamayacaktır.
Dünya hayatına kapılmamak nasıl olur?
Dünya, insanların denenmeleri ve ahiret yurduna hazırlık yapmaları için Allah tarafından hazırlanmış özel bir mekândır. Ve bu denemenin bir gereği olarak insanlara çekici gelecek şekilde yaratılmıştır. Dünyanın insana çekici gelen süslerine bir ayette şöyle dikkat çekilir:
Kadınlara, evlatlara, altın ve gümüş (cinsin)den biriktirilmiş hazinelere, soylu atlara, sığırlara ve arazilere yönelik dünyevi zevkler insanoğlu için çekici kılınmıştır. Bütün bu zevkler bu dünya hayatında tadılabilir, ama hedeflerin en güzeli, Allah katında olanıdır.
(3/Al-i İmran Suresi, 14)
Kur’an’ın bütünlüğünde İnfakın yeryüzündeki fesadı engelleyici rolüne ve ihmalinin insanlığı nelere sürükleyeceği, hiç unutulmamalıdır. İlginçtir ki dünyevileşmeye çare olarak zühdü, kanaati ve ölümü hatırlama gibi erdemleri zikredenler, İslâm’ın hayat anlayışı anlatılırken de, “ahireti aramak ve dünyayı unutmamak” ilkelerine atıfta bulunurken(10), hiç infak ve fesat çıkarmama ilkelerine değinmemektedirler. İnfakın önemini ve insanlara müspet katkılarını görmek adına, infakın psikolojik ve toplumsal boyutu ve değeri üzerinde durmak ve yeterince hassasiyet oluşturmak zorundayız.
Dünyevileşme serüveninde mühim noktalardan birisi, dünyevî şeylerin, özellikle de servetin insan psikolojisi üzerindeki etkisi, diğer bir ifadeyle dünya malının insan aklı ve duygusuna negatif baskısıdır. İşte infak bu baskıyı ortadan kaldırarak aklın sünnetullaha uygun olarak hareket etmede motor görevi yapacaktır, kanaatini taşımaktayım.
Allah’ı ve ahireti unutan insan böylece yaratılış gayesine yabancılaşmış, zenginliğinden ötürü kendi kendine yeterli olması hasebiyle dünyevileşme batağına saplanmış olur. Mal ve mülk kendisine ebedilik zannı vererek ölümü ve sonrasını unuttur; ancak malı onu ölümden ve cehenneme yuvarlanmaktan yahut kendi insanî değerini yitirmesinden, maddenin boğucu duvarları arasına hapsedilmenin verdiği ruhî buhranlardan kurtulamaz. Dünya metâ’ının insan üzerindeki söz konusu menfi boğucu baskısına karşı, insanın sinesini imana ve yüzünü uhrevî âleme yöneltici en mühim ibadetlerden birisi infaktır. Kur’an’da mü’min olmakla infak etmek arasında sıkı bir ilişki kurulmaktadır.
Dünya hayatına razı olanların durumu ne olacaktır?
Kimi insanlar dünyanın geçici ve eksik bir yer olduğunu unutarak ona hırsla bağlanırlar. Allah bu insanlardan Kuran’da şöyle bahseder:
Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, dünya hayatına razı olanlar ve bununla tatmin olanlar ve bizim ayetlerimizden habersiz olanlar; İşte bunların, kazandıkları dolayısıyla barınma yerleri ateştir.
(10/Yunus Suresi, 7-8)
İnfak, yukarda nüzul sırasına göre verdiğimiz ayetlerde de belirtildiği gibi, kişinin inancına katkıda bulunmakla kalmamakta, inanmayanların da İslâm’a ve ilahî çağrıya icabet etmelerine zemin hazırlamakta, kişilerin ön yargı ve dünyevî ihtiraslardan kurtularak iman etmelerini kolaylaştırmaktadır.
İnfak eden bir Müslüman, dini öğretilere karşı daha şuurlu, inancının gereğini daha yoğun hissederek yaşayabilen ve âhirette de yaptıklarının karşılığını kat kat görecek insandır.
Kendilerini Yaratan’ı unutup hırs içinde dünyaya bağlananlar, sonsuza kadar cehennem azabı içinde yaşayacaklarını bilmelidirler. Bu insanlar yaptıklarının karşılığı olarak çok kısa bir yaşamı tercih ederek sonsuz bir yaşamı kaybedeceklerdir. Üstelik dünyada hırsla bağlandıkları bu değerlere ahirette de sonsuza kadar tek bir an dahi sahip olamayacaklardır.