‘Ne okunur?’ köşemizde Muhammed Gazali’nin “Müslüman’ın Ahlakı” adlı kitabını sizlerle paylaşmak istedik. Kitabı tüm ayrıntılarıyla okuyucuya tanıtmak yerine, kitaba dikkat çekip okunmasını sağlamak amaçlı yapılan bu çalışma, inşallah hedefine ulaşır diyoruz.
Yaklaşık otuz başlık altında Müslüman’ın ahlakını ve sorumluluklarını anlattığı bu çalışmanın dikkatimizi çeken bölümlerini sizlerle paylaşacağız. Muhammed Gazali bu eserinde oldukça fazla hadis kullanmış. İnsanların en ahlaklısı olan ve güzel ahlakı tamamlamak için gönderilen bir Peygamberden söz edilmeden elbette ki böyle bir çalışma eksik kalacaktı. Kitapta bazı hadislerin kaynağı gösterilmemiş. Bu kaynaksız bölümleri okurken ihtiyatı elden bırakmamak gerektiğini ve Kur’an ile karşılaştırmalı okuma metodunu tüm okumalarımızda kullanmak gerektiğini hatırlatmak isteriz.
Bu arada unutmadan, kitabı Türkçeye kazandıran Mehmet Candan hocaya da teşekkür ediyoruz. Kitapta Mustafa Sadık Er-Rafii’den bir alıntı var. Bunu da okuyucuyla paylaşmak isteriz. Gerçekten nefis bir tanımlama… Şöyle diyor Rafii; “İslam’ı iki lafızla tanımlamam istense, hiç tereddüt etmeden güzel ahlakta sebat göstermektir derim.” Gerçekten bütün ahlaki değerleri insandan çekin alın, geriye ne kalır? İşte Gazali bunu tüm ayrıntılarıyla keşfettiği için dertleniyor, sızlanıyor ve ümmetin bu değerlerin farkına varmasını istiyor.
Hayatı boyunca: “Maddeye, insana, ateşe, güneşe ve ineğe tapanların mutluluk ve bolluk içinde yaşayıp, Müslümanların zillet ve sefalet içinde bulunmaları beni kahrediyor.” diyen M. Gazali, Müslümanlara şöyle bir tavsiyede bulunuyor: “Ebubekir ve Ömer’i Şiilerden Ali’yi Haricilerden, Ebu Hanifeyi Haşevilerden, İbn Teymiye’yi İbn Batuta ve İbn Fadlan’dan Muhammed b. Abdulvahab’ı bir kesim Türk yazardan öğrenmeyin.”
Gazali kitabında İslam inanç esaslarının farz kıldığı bütün ibadetlerin, kişiyi sağlam bir ahlakla yetiştirmek için tekrarlanan faaliyetler olduğunu söylüyor. Ahlaki zafiyetlerin iman zafiyetine delil oluşunu ayetlerle destekliyor. Tevbe 119. ayette Rabbimiz’in; “Allah’tan sakının ve dürüst olanlarla beraber olun” buyurması, iman ile aksiyon arasındaki bağa güzel bir örnektir.
Müslüman ve emanet bölümünde Enes (r.a)’dan şunu naklediyor: Hz. Peygamber; her hutbesinde şu hususu tekrarlardı; “Emanete riayet etmeyenin imanı, verdiği sözü yerine getirmeyenin de dini yoktur.” (Bu hadisin kaynağı verilmemiş). Rasulullah şöyle buyuruyor: “Kim daha ehil varken, başkasına görev verirse Allah’a, Peygambere ve Müslümanlara hıyanet etmiştir.” (Hakim)
Gazali’nin şu cümlesinin de Müslüman’ın hayatında önemli bir yer tutması gerektiğini düşünüyoruz; “Evinde oturana sokağın tozu bulaşmaz. Dünya zorluklarıyla güreşenler zorluklar karşısında aciz ve çaresiz oturandan daha erdemlidirler.”
Müslüman ve sabır bölümünde “Sabır aydınlıktır.” (Müslim) rivayetinden sonra şöyle diyor Gazali, “Musibetler yığılıp zorluklar da ardı ardına birbirini takip ettiği durumlarda, Müslüman’a nurunu yayıp, onu şaşkınlık ve umutsuzluktan koruyacak tek hidayet ve kurtuluş yolu sabırdır. Sabır, Müslüman’ın dünya ve ahirette muhtaç olduğu bir erdemdir. Müslüman amel ve hedeflerini sabır hakikatine göre ayarlamak durumundadır. “Andolsun ki, savaşta sizi imtihana sokacağız. Ta ki içinizden sabır gösterenleri meydana çıkaralım ve haberlerinizi imtihan meydanına örnek yapalım.” (Muhammed, 31).
Merhum Gazali, Müslüman’ın konuşma ahlakını anlatırken, Abdullah İbn Mesud’dan güzel bir alıntı yapmış… Şöyle diyor o büyük sahabe: “Allah’a yemin ederim ki, yer yüzünde dilden daha uzun zaman hapsedilmesi gereken bir şey yoktur.” (Taberani) Gazali, burada “Bir cemaatin konuşma adabı o cemaatin genel ahlak ve kültür seviyesini ortaya koyar.” diyor.
Son olarak diyoruz ki, 270 sayfalık kitap elbette ki bir sayfaya sığmaz. Biz sadece kitabı yeniden gündeme getirmek istedik. Görüyoruz ki insanlar kavramları sana göre, bana göre tanımlıyor. Oysa ki İslam’ın kavramları insanların kendi algılarına göre tanımlanamaz. Müslüman’ın ahlakı dediğimiz zaman Kur’an’ı ve sahih sünneti doğru anlayan bir Müslüman farklı tanımlama yapamaz. Eğer ahlakı, Allah’ın Rasulü (as) gibi anlasaydık bugün ahlaksızlık bu kadar tavan yapmayacaktı.
Selam ve dua ile…
Hazırlayan: Ahmet DURMUŞ