13 Haziran 2025 - Cuma
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

KÜRESEL KUŞATMAYI ANLAMAK

Yazar: Erdal BAYRAKTAR
29 Temmuz 2018
Kategori: Makaleler
0 0
0
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder
Dünya’da yaşanan yeni gelişmeler beraberinde yeni ilişkileri de oluşturuyor. Yeni girdiler yeni kavramsal çerçeveler, yeni zihniyet biçimleri, yeni kurumsal yapıları beraberinde getiriyor. Bir Mecelle kaidesince “zamanın değişmesi düşüncelerin, davranışların değişmesini de” beraberinde getiriyor. Bu süreci doğru anlamadığımız müddetçe, zamanın, tarihin, hayatın dışında kalıyoruz.
Hayatla, tarihle yüzleşemeyenler ve gereğini yapmayanlar tarih yapılırken seyirci olurlar ve tarihe maruz kalırlar.
Küreselleşme ile beraber yeni zihniyetler, yeni kavramlar, yeni siyasi, ekonomik, kültürel ilişkiler küre çapında tedavüle giriyor. Teknoloji Devrimi, İletişim Devrimi her üretilen şeyi hızlı bir şekilde insanlığın gündemine sokuyor. Küresel üretim yapanlar küre çapında arz ve talep oluşturuyorlar.
Küreselleşme İdeolojisi Batı paradigmasının belirlediği bir güzergâhta yol alıyor. Maalesef Küreselleşme Batılı güçlere hizmet ediyor. Küresel üretim yapanlar, dünya çapında hareket kabiliyeti gösteriyorlar. Bu süreci doğru anlamayanların ayakta kalma ve var olma şansları azalıyor. Küresel aktörler üretme güçlerinin sonucu olarak dünyanın siyasal, ekonomik, sosyal… hayatlarına müdahale etme hakkını kendilerinde görüyorlar.
Küreselleşme ile birlikte daha adil, daha insani bir hayat öngörüsünde bulunan, düşünürlerin, analistlerin gelinen bu aşamada öngörüleri doğru çıkmadı. Küreselleşmeyi yöneten güçler, kendi lehlerine, dünya halklarının çoğunluğunun aleyhine bir dünya oluşturdular.
Batılı paradigmanın ürettiği seküler değerlerin rehberliğinde oluşan Küresel İdeoloji ve Küresel Sistem, yerküre üzerindeki insanlara, halklara, devletlere üretim-tüketim süreçlerindeki performanslarına göre değer biçiyor. Eğer bu süreçlerde, Sistem’in istediği şekilde hareket ederseniz, makbul insan, makbul halk, makbul devlet oluyorsunuz. Bu süreçlerde anlamınız yoksa çok rahat bir şekilde sizi gözden çıkarabiliyor. Kitlesel katliamları, kitlesel açlıkları biraz da buradan bakarak okumak gerekiyor. Sisteme katma değer üretmiyorsanız, siz bir hiçsiniz, varlığınızla maliyet oluşturduğunuz için de devre dışı kalmanız gerekiyor.
Batı’nın kontrolündeki Küreselleşme tarihi büyük bir ahlaksızlığın, katliamın, ikiyüzlülüğün tarihidir.
1492’de başlayan Coğrafi Keşifler süreci, süreci başlatan batılı topluluklar ve insanlık için yeni bir dönemin habercisiydi. Bu sürecin sonunda başlayan Rönesans, Reform, Sanayileşme hareketleri yeni düşünsel, dinsel, siyasal, ekonomik, toplumsal kavram, yapı ve kurumlar oluşturdu. Bu süreç Batı’da köklü alt-üst oluşları beraberinde getirdi. Hümanizm, Modernite, Ulus, Ulus Devlet kavramları düşünsel, toplumsal, siyasal hayatı belirlemeye başladı. Bu süreç, 1914 yılına kadar hızla gelişti ve bütün bir yeryüzünü etkiledi ve bunun sonucunda emperyalist paylaşım emelleri savaşla sonuçlandı. Küreselleşme eğilimli bu Batı çıkarması ikinci dünya savaşıyla duraksadı ve bir dönem içe kapanan ulus-devletler, 1980’den sonra, özellikle de Soğuk Savaş’ın bitmesiyle Küreselleşmeyi ve Küreselleşme İdeolojisini dizginlenemez hale soktu. 11 Eylül saldırıları, Küreselleşmeyi Batı adına yöneten Amerika’yı yeni bir durum değerlendirmesine mecbur bıraktı. Küreselleşme Batı için menfaat üretirken, dünyanın çoğunda mağduriyet oluşturmaya başladı. Bunun sonucunda, Küreselleşmeyi yedeğine alarak dünyayı fethe çıkan Batı’ya karşı itirazlar yükselmeye başladı. Bölgesel güçler, küresel güç olma iddiasıyla hâkim güce itiraz etmeye, yer yer direnç göstermeye başladılar. Amerika’nın Afganistan’da, Irak’ta zora girmesi, Amerika ve Avrupa’da yaşanan mali kriz Batı’nın/Amerika’nın tek kutuplu süreci yönetmekte zorlanması, kartların yeniden karılmasına sebep oldu.
Her ideolojinin her şeye rağmen bir sınırı olduğunu ve zaafları bulunduğunu unutmayalım.
Bu gün Ortadoğu’da Afrika’da Asya’da yaşananlar Küreselleşme İdeolojisi, Küresel İlişkiler anlaşılmadan açıklanamaz.
İnsanlık bu gün küresel bir saldırı ve kuşatmayla karşı karşıya. Batı’nın merkezde olduğu Uluslararası sistem ve güçler, dünyayı kendi istedikleri gibi yönetme iddiasında ve ısrarında bulunmaya devam etmek istiyorlar. Batı’nın ben-merkezci, dayatmacı ve ırkçı yaklaşımı dünyanın büyük bölümüne yıkım ve gözyaşı olarak yansıyor. Küresel Uluslararası Sistem, kendi tanımlarıyla gelişmekte olan, az gelişmiş ülkelere, ulus-devletlere sisteme teslim olmalarını, bunu kabul etmediklerinde; ya zorla teslim alınacaklarını ya da istikrarsızlaştırılarak, parçalanarak tasfiye edileceklerini söylüyor. Bu talepler ve dayatmalar İran, Mısır, Irak, Afganistan, Sudan Türkiye örnekleri üzerinden takip edilebilir.
Küresel kuşatma ve saldırı sonucu oluşan mağduriyetten en çok İslam Dünyası etkileniyor.
İslam Dünyası 1492’te Batı’da başlayan sürece gereken karşılığı veremediği için Batı karşısında başlayan geri çekilme; duraklama, gerileme, çözülme daha sonra da parçalanma ve işgalle sonuçlandı. Bugünkü durumun tarihsel bir temeli olduğunu unutarak yapılan analizler süreci doğru anlamamızı engelleyecektir. Hiç bir sonuç sebepsiz değildir. 1071’de, 1453’te biz nasıl tarihi doğru okuyup gereğini yaptıysak, 1492’de Batılılar süreci doğru okuyarak gereğini yaptılar. Doğru okuyanlar ve gereğini yapanlar sonuçtan olumlu, doğru okuyamayanlar ise olumsuz etkilendiler. Allah’ın tabiata koyduğu İlahi Sünnet işlemeye devam ediyor.
Bugün için İslam Dünyası’nın en büyük zaafı merkezi bir güçten mahrum olmasıdır. Uluslararası Sistem zihinsel, siyasal, ekonomik, askeri, kurumsal yapısıyla bütün bir şekilde hareket ediyor. Bu yapının bir bölümündeki eksiklik zafiyet oluşturuyor. Bu zafiyeti gören namzet güçler bu zafiyet üzerinden Küresel sisteme direnmeye çalışıyor. Rusya ve Çin’in Amerika karşısındaki direnci buradan kaynaklanıyor. Dünya’da bütün zaaflarına rağmen AB, Amerika, Japonya, Çin iç barışlarını sağlayarak bölgesel ve Uluslararası güç iddialarında bulunuyorlar. Sovyetlerin çökmesiyle tökezleyen Rusya, Putin ve Medvedev ikilisinin önderliğinde iç barışını ve düzenini sağlayarak yeniden bölgesel ve uluslararası aktör olmanın hesaplarını yapıyor. İslam Dünyası değil iç barışını sağlamaya çalışmak; halen ırksal, mezhepsel, coğrafi olarak bölünmeye devam ediyor.
Küresel güçler halkların ve ulus-devletlerin içsel ve bölgesel zaafları üzerinde çalışarak, hesap yaparak, o zaafları kaşıyarak iktidarlarını devam ettiriyorlar. Osmanlı İmparatorluğu tasfiye edilirken bunların hesabı yapılarak tasfiye edildi. İslam dünyasına imkânları kullandırılmayarak, ayrılıkları üzerinden müdahale ediliyor. Yöneticiler ve halklar arasında dil ve amaç birliği olmadığı zamanda bu zaaflar ağırlaşarak devam ediyor. Müslüman halkların çoğunlukta yaşadığı bütün ulus-devletlerde ırki, mezhebi, yöneten-yönetilen… vb. sorunlar sürekli tahrik ediliyor.
Küresel kuşatmaya yerel imkânlarınızla cevap veremezsiniz. Küresel kuşatmaya ancak küresel bir yarma hareketiyle cevap verebilirsiniz. İran örneği bunun en canlı şahididir. Küresel saldırıyı İran şartlarında karşılarsanız küresel saldırıyı püskürtmeniz zorlaşıyor, giderek imkânsızlaşıyor. İran’ın zihinsel olarak içe kapanması, İslam’ın imkânlarından değil de, Şia’nın imkânlarından yararlanarak Küresel Şirk’e cevap vermeye kalkması kendisini her geçen gün çıkmaza itiyor. Böyle olunca da; Devrim’le sağladığı Küresel Sistem’e karşı geliştirdiği söylem ve tavrı revize etmek zorunda kalıyor. Ama biz yine de iyi niyetli olarak Sistem’in zaaflarını değerlendirerek bir hamle geliştirdiğini düşünen iyi niyetimizi devam ettirelim. Türkiye ve Mısır örneği ise; Küresel İstikbar’la mücadele, Küresel ideolojinin kavramlarına, kurumlarına bağlı kalarak, onlarla ilişkileri devam ettirerek yapılamayacağının örneklerini oluşturuyor.
Evrensel çapta bir düşünsel çıkış yapmadan Küresel Şirk İdeolojisine karşı koyamazsınız. Evrensel düzeyde düşünsel, kültürel, siyasal kavram ve yapılar oluşturamadığımız için toplumlarımız Küresel saldırı karşısında çaresiz kalıyor, bunun sonucunda halklar, bireyler umutsuzluğa düşüyor. İslam toplumlarını bu halde gören genç kuşaklar, inançlarına ve kültürlerine karşı itimatlarını, inançlarını sorguluyorlar. Zihinsel olarak yenilenler, ruhsal olarak ta, ülke olarak ta yeniliyorlar. Behemehâl bu durum üzerinde kafa yormalı ve bir çıkış için Rabbimizin yardımını celp edecek cehd ve gayretler içine girmeliyiz.
İmparatorluğun yıkılması ve Hilafet’in ilgasıyla başsız, merkezsiz kalan İslam toplumları, milliyetçilik ideolojisinin etkisiyle, ulusçuluk ve ulus-devlet hastalıklarına duçar oldular. Bu süreci özellikle Batı teşvik etti ve destekledi. Müslümanlar zihinsel olarak İslam’dan koptukları için bu oyuna geldiler. Bu gün de yine Batı’nın ayartmasıyla mezhepçilik fitnesiyle imtihan oluyorlar. Suriye örneği Küresel İstikbar’a, Küresel İstikbar namzetlerine dayanarak bir politika oluşturmanın bir çıkış olmadığını acı bir şekilde bizlere öğretmiş olması gerekiyor. Suriye örneği; cahiliye kiri olan ulusçuluğun ve mezhepçiliğin peşine düşmenin nasıl azaplara duçar olunacağını göstermesi bakımından yeterince ibret verici olmadı mı? İslamî değerleri değil, ulusçuluğun ve ulus devletin değer ve menfaatlerini kutsayan önder ve kitleler, bu anlayış üzerinden kendi ulus-devletlerinin çıkarları için mezhep merkezli değerlerin ve amaçların peşine düşüyorlar. Dün kaybeden Müslüman halklar bu gün de kaybetmeye devam ediyorlar.
Seküler aydınların, seküler ulus-devletlerin, Tevhidi bütünlükten kopan, mezhepçi İslamî(!) önderlerin zihinsel kuşatmasından çıkmadığımız müddetçe izzetli, onurlu bir çıkışın olmayacağını unutmayalım.
Küresel saldırı ve kuşatmadan çıkmak için; İslamî, Nebevî ilke ve değerlere bağlı kalarak Evrensel düzeyde Ümmet dayanışmasını gerçekleştirmek zorundayız.
YORUM

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Modern Siyasete Meşruiyet Arayışları

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

'Makul Olmak' Kazandırır

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yine Yeniden ve Hep Bir Umutla Yaşamak

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

İp Gergin, Cambaz da

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • Teyakkuz Hali
    7 Aralık 2023
  • Meskenet Hali
    2 Kasım 2020
  • Cihad İbadeti ve Muttaki Önderlik
    2 Eylül 2020
  • Etimesgut’ta Ahi Mesut İle Üç Ay
    2 Temmuz 2020
  • Mutedil İnsan
    2 Haziran 2020
  • Erguvanlar da Mahzun Kaldı
    1 Mayıs 2020
  • Öldüğümüzle Kaldık
    5 Mayıs 2019
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Bâtılın Bitmeyen Konsilleri

Bâtılın Bitmeyen Konsilleri

8 Haziran 2025
İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

İslamsız Bayram Ruhsuz Kadavraya Benzer!

6 Haziran 2025
Kurban Bayramımız Mübarek Olsun!

Kurban Bayramımız Mübarek Olsun!

6 Haziran 2025
Arafat’ta Dua Yasaklanabilir mi?

Arafat’ta Dua Yasaklanabilir mi?

5 Haziran 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist