اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰیهُ قُلْ فَاْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِثْلِهٖ مُفْتَرَيَاتٍ وَادْعُوا مَنِ اسْتَطَعْتُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ صَادِقٖينَ
Hud Suresi.13:
Yoksa ‘onu (Kurʼanʼı) uydurdu’ mu diyorlar? De ki: ‘Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi Allahʼtan başka gücünüzün yettiklerini de (yardıma) çağırıp, siz de onun gibi uydurma on sûre getirin.’
Kur’an şüphesiz ki eşsiz bir mucizedir. Bu ayette inanmayanlardan istenen, Kur’an’ın bir benzerini getirmeleri teklifi, onun icazına atfen yapılan bir meydan okumadır. Bu icaz Kur’an’ın fesahati, belagati, nazmı ve muhtevasından kaynaklanmaktadır. Elbette ki bu teklifi o günün insanı yerine getiremeyecekti ve getiremedi de. Tabi bu hezimet o günün insanıyla da sınırlı kalmadı. Kur’an ayetlerine karşılık kendi uydurma sûrelerini getirme iddiasında bulunan inkarcı toplum, geçmişten günümüze Kur’an’ın eşsizliğine karşı bu hezimeti tatmak için kollarını sıvamaktan hiç geri durmamıştır. Lakin günümüz modern insanının Kur’an’a meydan okuması onun benzerini getirmekle değil onun getirdiği ahkama mugayir toplumsal düzenlemeler ve düşünce sistemleri getirmekle olmuştur.
Modern toplum uydurma ideolojilerini putlaştırmış ve bu ideolojilerin gölgesinde dünyalarında eksik olanı tamamlamak için uydurma sûreler getirmişlerdir.
Allah Kuran’da bireyin toplumdaki yerini, toplumun ve bireyin Rabbi karşısındaki yerini en ince ayrıntısına kadar düzenlemiş, şaşmayan bir hesapla biz müslümanlara bildirmiştir. Bu denge insanın fıtratına uygun ve sünnetullaha tabi bir yasadır. Mesela İslam toplumsal meseleleri tek bir saftan inceleyip adaletsizlik türetilen toplumsal bir anlayış oluşturmaya gitmez. İslâm’da tüm meselelerin temelinde adalet vardır. Örnek vermek gerekirse günümüz toplumunda insanın fıtratına aykırı düşünce biçimleri düşüncenin merkezine oturtulduğundan meseleler çözüme değil, sadece laftan ibaret olan çözüm vaadine sahiptir. Kadına şiddet olaylarına feminizm tepki gösterir ve bu düşünce biçiminin oluşturduğu refleksle toplumsal düzenleme yapılır fakat adalet terazisinden yoksun bir düşünce biçiminin ürettiği bu toplumsal düzenlemeler azgınlığı ve şiddeti azaltmaz aksine arttırmaktadır. Ekonomik alandaki problemlere liberal düşüncenin kendince getirdiği çözümler ekonomik uçurumu derinleştirmekten öteye gitmemiştir. Ekonomik adaletsizliğin ortaya çıkardığı sosyal eşitsizliklere sosyal devlet anlayışı çözüm getirir ancak sorunlara yama yapmaktan öteye gitmez. Fakat Kur’an bireyden topluma, ekonomiden siyasete, kadından çocuğa, işçiden patrona tüm topluma denge getirir, şaşmaz ve bozulmaz bir teraziye sahiptir. İnsanlar yüzyıllardır toplumsal sorunları ürettikleri terazisiz denklemlerle çözmeye çalışmıştır. Kur’an’ın karşısına tam anlamıyla çözüm olabilecek herhangi bir düşünce ya da inanç sistemi ortaya koyamamışlardır.
Benzeri 10 ayet getirme meselesine hiç böyle bakmamıştım. Güzel bir bakış. Teşekkürler…