Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (59/9)
Cimrilik maddi-manevi nimetlerimizi paylaşmaktan uzak durmayı ifade eden kalbe yerleşmiş bir hastalıktır. Cimrilik bencilliğin sonucudur, onun bir yansımasıdır.
1. Kuran’da cimrilik
Cimrilik konusu Kuran’ın birçok ayetinde ele alınmaktadır. Bunun en önemli sebebi ise insanların malları ile cihad etmelerinin önündeki yegane engelin cimrilik olmasıdır. Bu nedenle Kuran öncelikle cimriliği kalplerden söküp atmaya çalışmaktadır.
De ki: Rabbimin rahmet hazinelerine siz sahip olsaydınız tükenir korkusuyla yine de cimrilik ederdiniz. Hakikaten insan çok cimridir. (17/100)
İşte sizler, Allah yolunda sarfetmeye çağırılan kimselersiniz. Kiminiz cimrilik yapıyor ama, cimrilik yapan bilsin ki, ancak kendine karşı cimrilik etmiş olur. Allah zengindir, siz ise fakirsiniz. Eğer O’ndan yüz çevirirseniz sizi ortadan kaldırır, sizin gibi olmayacak bir milleti yerinize getirir. (47/36-38)
Göklerin ve yerin mirasçısı Allah olduğu halde, Allah yolunda siz niçin sarf etmiyorsunuz? …Allah’a kim güzel bir ödünç takdiminde bulunursa, Allah karşılığını kat kat verir, ona cömertçe verilecek bir ecir de vardır.(57/10-11)
Doğrusu dünya hayatı oyun ve oyalanmadır. Eğer inanır ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, O, size ecirlerinizi verir; O, sizin mallarınızı tamamen sarfetmenizi istemez. Eğer sizden onları isteyip de sizi zorlarsa, cimrilik edecektiniz, O da kinlerinizi ortaya çıkaracaktı. Allah’a ve Resûlü’ne iman edin. Sizi, üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı şeylerden harcayın. Sizden iman edip de (Allah rızası için) harcayan kimselere büyük mükâfat vardır. (47/36-37)
2. Cimriliğin alanları
Cimrilik sahip olunan değerleri/nimetleri paylaşmaktan sakınma tavrı olduğu için sadece para ile sınırlı değildir. Bunun yanısıra insanlar boş zamanlarını, bilgilerini, enerjilerini başkalarıyla paylaşma, insanlar ve dava için fedakarlıkta bulunma hususunda cimri davranabilmektedirler.
3. Paylaşmada ideali hedeflemek ve denge
Daha önceden Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendilerinin ihtiyaçları olsa dahi, onları öz canlarına tercih ederler. (59/9)
Kuran her konuda olduğu gibi bu konuda da ideal olana teşvik etmektedir. Zira azami gayret göstermek, sürekli derinlik kazanmak takvanın ruhunu oluşturur.
İdeal paylaşım konusunda herkes sahabe hayatından meşhur iki örneği bilir. Hz. Ebu Bekir servetinin tümünü, Hz. Ömer ise yarısını vermişti. Bugüne uyarlayacak olursak sizin kontonuzda 100000 TL’nin olduğunu farzedin ve bunun hepsini verdiğinizi aklınıza getirin. Arkadaşınızın da 50000 TL’yi bir çırpıda gözden çıkardığını hayal edin.
O halde gücünüz[1] yettiği kadar Allah’dan ittika edin. (O’nun öğütlerini) dinleyin. İtaat edin. Kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar, kurtuluşa erenlerdir. (64/16)
Bununla birlikte hayatın realiteleri de sözkonusu olduğundan ve insanlar farklı farklı olduklarından Kuran şu ölçüyü vermektedir:
Eli sıkı olma; büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır, (kaybettiklerinin) hasretini çeker durursun. (17/29)
Ve onlar ki harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne de cimrilik ederler; (harcamaları) bu ikisinin arasında dengeli olur.(25/67).
4. Cimriliğin sebepleri
Cimriliğin iki önemli sebebi bulunmaktadır:
1) Aşırı mal sevgisi(tutkuyla bağlanmak)
Ama sizler dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.(87/16-17)
2) Gelecek endişesi: Sahip olduğunu kaybetme ve ileride kötü duruma düşme korkusu. Bu korku bir değerlendirme hatasından kaynaklanıyor, çünkü insan paylaştığı zaman ‘kaybetmez’.
5. Cimriliğin ilacı
1) Paylaşmanın yüce bir değer olduğuna dair iç dünyamızda bir bilinç yerleştirmek gerekir.
2) Cimrilikten kurtulmanın kendi çıkarımıza olduğunu bilmek. Vermenin kendi lehimize bir durum olduğunu nefsimize sürekli hatırlatarak onun savunma direncini yumuşatmak gerekir.
Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (59/9)
Bu ayette cimrilik nefse izafe edilen bir özellik olarak karşımıza çıkmaktadır. Cimrilikten arınmanın insanın kurtuluşu anlamına geleceğinin ifade edilmesi bizim için çok önemli bir vurgudur. Zira nefsin hoşuna gitmeyen konuların önemini idrak etmek hiçte kolay değildir.
İnsan herhangi bir şeyi kendi faydasına olduğuna inandığı zaman yapar. ‘Bu işten bana ne düşer’ sorusunu bilinçaltından hep sorar. Mallarımızdan Allah yolunda harcamanın kendi iyiliğimize/menfaatimize/kurtuluşumuza olduğunun vurgulanması nefsin bu konuda vereceği vesveseleri kırmayı sağlamaktadır.
3) Gelecek korkusunu yenmek için rızkı verenin Allah olduğuna dair imanımızı/güvenimizi artırmalıyız.
4) Mal sevgisini kırmak için para vb. değerlerin geçici olduğunu, en zengin insanlar dahil herkese sonuçta iki metrelik bir toprak parçasından başka bir şeyin kalmayacağını sürekli gözönüne getirerek mala olan sevginin şehvetini kırabiliriz.
5) İlahi ihtara kulak vermek
Cimrilik konusunda Allah’ın aşağıdaki ihtarını unutmamalıyız. Rabbimiz şöyle uyarıyor:
Onlar ki hem kıskanır, cimrilik ederler, hem de herkese cimrilik tavsiye ederler ve Allah’ın kendilerine fazlından verdiği şeyleri saklarlar. Biz de böyle nimetleri gizleyen nankörlere hor ve rüsvay edici bir azap hazırladık. (4/37)
Allah’ın verdiklerinden cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar bilakis bu onların kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah işlediklerinizden haberdardır. (3/180).
6) Ayrıca cimriliği ancak vererek kırmak mümkündür. Verdikçe ne kadar boş bir duygu olduğunu yine duygularımızla idrak etmiş olacağımızdan en etkili yöntemi bu şekilde yakalamış oluruz. Verilenin miktarı oranında cimrilik kırılır.
Uygulama kararları:
1. Gelecek derse kadar geçmişte yaptığımız infaklar fedakarca mıydı yoksa ‘cimrice’ infaklar mıydı diye muhasebe etmek.
2. İnfakımızı artırmak. Daha fazla vermek.
[1] Burada kasdedilen nefsimizin vehmettirdiği güç değil, objektif olarak gücümüzdür. Yani azami gayret gösterildiğinde ulaşacabileceğimiz son sınırdır.