17 Mayıs 2025 - Cumartesi
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

İSLAM’DA YÖNETİM BİÇİMİ

Yazar: Celal SANCAR
29 Temmuz 2018
Kategori: Makaleler
0 0
0
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder
Muhammed Esed
Çev: M. Beşir Eryarsoy
Yöneliş Yayınları: 5
 
“Bizi doğru yola ilet, kendilerine nimet verdiklerine yoluna.”
Hidayet için yapılan bu dua, yalnızca manevi veya ahlaki konularla ilişkili olmakla kalmayıp, aynı zamanda sosyal yapılanma veya siyasal davranışı da içeren cemaatin fiili alanlarını da kapsar.
NEDEN İSLAM DEVLETİ
Bir devletin İslami bir devlet olabilmesi için mutlak çoğunluğunun, hatta bütün halkının Müslüman olması yeterli değildir; çünkü hayatını şuurlu bir şekilde İslam’ın siyasi ve içtimai esaslarına göre düzenlemedikçe ve özellikle bu hususları anayasasına hakim unsur kılmadıkça, bu sıfat ile nitelendirilmesi mümkün olmaz. İslam tarihinin belirgin özelliklerinden olan dinin siyasetle kopmaz bağlılığı, kültürlerini Batı’dan almış bulunan Müslümanlarca ve ameli hayatla din konularından her birinin ayrı olduğu inancı üzerinde yetişmiş kimselerce benimsenebilecek bir düşünce değildir. Dinin amacı, insanın arzu ve ihtiyaçlarını Allah’ın iradesine göre şekillendirmesi olarak kabul edilir ise; insanın yanılgıdan uzak ve kesin bir şekilde hayır ile şerri ve yapılması gerekenle yapılmaması gerekeni birbirlerinden nasıl ayırt edeceğini bilmesi ve öğrenmesi gerekir.
ŞERİAT, Kur’an’ı Kerim’in ve sünnet diye bilinen ve Kur’an’ı, ameli (pratik) örneklerle açıklayan Resulüllah’ın sünnetinin hükümlerini kapsamaktadır; sünnet de Resulüllah’ın hayat şeklinden başka bir şey değildir.
BATILI TERİMLERİN YANLIŞ KULLANIMI
Bazı çağdaş İslam yazarlarının ısrarla “İslam’ın demokrasiyi savunduğunu” yazılarında belirttiklerini açıkça görmekteyiz. Başka bir grup ise İslam’ın “sosyalist” bir toplum kurmayı hedef edindiğini söyler; nitekim Batılı yazarların çoğu da İslam’ın “tek parti” sistemini savunduğunu ileri sürüyor. Avrupalı veya Amerikalı bir kişinin“demokrasi, hürriyet, sosyalizm veya teokrasi veya parlamenter hükümet” ve benzeri şeylerden söz ettiğinde bunlarla birlikte bütün geçmişinde ve halinde cereyan etmiş olayları zihninde canlandıracak bu kelimeleri kullandığını ve bu olayların bu kelimeleri anlamasında ona yardımcı olduklarını hiçbir zaman unutmamalıyız.
Bir milletin siyasi düşüncesinin donukluğunu doğran etken, onun ithal ettiği yeni siyasi kanunların kendisini kurtaracağını zannetmesidir. Örnek olarak, “demokrasi” kelimesini ele alalım. Bu kavram Batı’da çoğunlukla Fransız ihtilalinin kendisine verdiği anlamda kullanılır. Bununla bütün vatandaşların siyasi, sosyal ve iktisadi haklarda eşitliği ilkesini ve “bir oy, bir kişi içindir” görüşüne dayanarak halkın, bütün seçmenler tarafından seçilen milletvekilleri yoluyla hükümeti denetlemesini kast etmekteyiz. Bu kavramın geniş olan anlamı aynı zamanda halkın vekillerinin çoğunluğunun oyuyla her türlü durum için kayıtsız şartsız kanun yapabilme hakkını da kapsamaktadır. Buna göre demokratik düzenin ortaya çıkardığı “halkın iradesi”, -en azından nazari planda bu iradenin hür, kendi dışında yer alan hiçbir kayda bağlı olmayan, kendi kendisinin efendisi, kendisinden başka hiçbir kimseye karşı sorumlu olmayan bir irade olması anlamındadır. Bu demokrasi kavramının ‘demokrasi’ kavramını üreten eski Yunanlıların kullandığı biçimden çok uzak olduğu açıktır. Onlara göre ‘halkın kendi kendini yönetimi’ (ki, demokrasinin karşılığı budur) tam anlamıyla oligarşik bir yönetim biçimi öngörür. Site devletinde ‘halk’, devletin özgür doğmuş kişileri olup, genel nüfusun onda birini nadiren aşan ‘vatandaş’ sınıfıdır. Nüfusun geri kalanı ise askeri yükümlülüğü haiz iseler de kol kuvvetine dayanan bedeni işler dışında hiçbir iş yapmalarına izin verilmeyen ve hiçbir siyasi hakka sahip olmayan‘köle’ler ve ‘serf’lerdi.
İslam, Müslümanların bütün işlerini Kur’an’ın nass’larla ortaya koyduğu ve Resulüllah’ın hayatının, canlı örneği olduğu şeriatın buyruklarına göre düzenlemelerini istemektedir. Zorunlu olarak ortaya konan bu istek, toplumun kanun koyabilme hürriyetini sınırlamakta ve “halkın iradesi”nin mutlak egemenliğini kabul etmemektedir. Bu egemenlik ise, çağdaş Batı’nın demokrasi kavramına verdiği anlamın çok önemli ve özlü bir parçasını meydana getirmektedir. İslam, ilk olarak bütün içtimai kavramlarını semavi bir şeriatın temeli üzerinde kurar. Mü’mine göre bu şeriata, dini açıdan mutlaka uymak gerekir ve düzeltilmesi mümkün değildir. Geçen açıklamalardan artık, Batı’daki “demokrasi” ve “demokratik hürriyetler” kavramlarının birbirinden oldukça ayrı manalara delalet edecek şekilde kullanılmış ve kullanılmakta olduğu açık bir şekilde belli olmuştur. Buna göre –olumlu veya olumsuz bir şekilde- bu kavramları İslam’ın siyasi nazariyesine uygulamak, kelimelerin aldatmasına ek olarak bir çeşit kapalılık da doğuracaktır elbette.
Demokrasi ile ilgili söylenenlerin çoğu, batı düşüncesinde önemli bir rol oynayan iktisadi ve siyasi kavramlar için de söylenebilir. (Çünkü bu tür kavramların çekirdekleri batı tarihinin derinliklerine kadar uzanmaktadır.) Batılı kavramlar İslam düşüncesine uygulanmak istendiğinde, son derece ayrı ve kapalı ifadeler oluverirler.
Bütün bunlardan sonra insanların İslam’la ilgisi olmayan kavramları, İslami kurum ve düşüncelere uygulamaya çalışmaları, sınırın dışına taşırmak ve ileri derecede saptırmak sonuçlarını doğurduğunu söyleyebiliriz. İslam düşüncesinin, batıda kabul gören düzenlerden çeşitli yönlerden ayrılan kendine has içtimai bir düzeni vardır. Bu düzenin etüt edilmesi ve anlaşılması, ancak kendi kavramları çerçevesinde mümkün olabilir. Bu temel gerçekten herhangi bir şekilde kopmak, günümüzde zihinleri uğraştıran sosyal e siyasal konulardan çoğunun karşısında İslam Şeriatı’nın tavrının ne olduğunu aydınlatacak yerde kesin olarak karışıklığa ve kapalılığa götürecektir.
Kur’an ve Sünnet her zaman ve insanlık hayatının her durum ve şartında uygulanabilecek açık, siyasi bir biçimin sınırlarını çizmektedir. İslam Devleti için belirli bir tek şekil söz konusu değildir; ancak buldukları şeklin tam anlamıyla toplumun hayatını düzenleyen şer’i hükümlerin zahirine kesinlikle uygun olması şarttır.
İslam’ın bütün çağlar için ebedi bir mesaj olduğunu unutmamalıyız.
“Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar, fasıkların ta kendileridir.” (Maide:47) Buna görehiçbir devlet kendiişlerinde, genel karakterde olan bütün durumlarda, Şeriatın hükümlerinden ayrılmayacağını açıkça ifadelendiren bir hükmü anayasasına koymadıkça, İslami devlet olarak gösterilemez. İslam Şeriatı, özel olsun genel olsun, insanlık hayatının her durumuyla ilgilenmiştir.
İslam devletinde hakimiyetin gerçek kaynağı, Şeriatın hükümlerinde açıklandığı şekliyle, ilahi iradedir. İslam toplumunun egemenliğine gelince o, vekaleten bir hakimiyettir ve bu hakimiyet ipinin ucu da Allah’ın elindedir:“Allah’a, Peygamberine ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin.” (Nisa: 59)
İslam, sadece siyasi bir düzenden çok daha büyük bir şeydir:
O, inanç ve ahlaki değerler için mükemmel bir yoldur.
O, geniş kapsamlı sosyal bir teoridir.
O, fert ve toplumun her türlü işlerinde itidalli ve dosdoğru olmaları için çağrıdır.

O, ahlaki, maddi, ruhi-ahlaki, ferdi, içtimai hayatın bütün görünümlerini parçalanma kabul etmez bir bütün olarak değerlendiren eksiksiz bir ideolojidir.

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Gazze Ulusal Sınırların Kurbanıdır

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Bir Toplumu Dışarıdaki Değil İçerideki Düşman Yıkar

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Düşmanı Kahretmenin Yolu

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Yaşamak Yüklü Kelimeler

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

taşa yaz dalgalanmıyorsa su /suya oku kafa yarmıyorsa taş

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

Filibeli Ahmed Hilmi'de Avrupa Siyaset ve Medeniyeti

Faruk KARAASLAN
Faruk KARAASLAN

Çeç

Erdal BAYRAKTAR
Erdal BAYRAKTAR

Teyakkuz Hali

Yazarın Diğer Yazıları

  • Tevhidin Siyasi Boyutu
    29 Temmuz 2018
  • RESMİ İDEOLOJİYE GİRİŞ –DERS ÖZETİ-
    29 Temmuz 2018
  • ORTA DOĞU’DA MANDA REJİMLERİ
    29 Temmuz 2018
  • SOKRATES’İN MÜDAFAASI (Eflâtun)
    29 Temmuz 2018
  • DÜŞÜNEN BAYRAMLAR
    29 Temmuz 2018
  • “İSLAM’A YOLCULUĞUM”
    29 Temmuz 2018
  • MALCOLM X KONUŞUYOR: OXFORD UNİON DEPATE-1964
    29 Temmuz 2018
  • Çok Okunan
  • Çok Yorumlanan
  • Son Eklenen
“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

“İslam Güncellenmeli” Diyen Haham!

21 Şubat 2020
Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

Cemal Granda:Atatürk’ün Uşağının Gizli Defteri

19 Ekim 2018
Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

Türbanlı Anneler ve Seküler Kızları

7 Aralık 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

30 Kasım 2018
Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Ahmet Altınok ile Hollanda’daki Yaşam Üzerine Söyleşi

Yenilendik !

Yenilendik !

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Allah’sız Bir Adalet Anlayışı Adalet Getirmez

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Kardeşim Erkan İbretlik Bir Emanet

Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

Nekbe’nin 77. Yıl Dönümünde

15 Mayıs 2025
Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

Mehmet Akif Koç, Cumartesi Günü İktibas’ta

15 Mayıs 2025
“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

“Baas Darbesinden PYD/PKK’ya Suriye Kürtleri” Kitabı Üzerine

13 Mayıs 2025
Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!

Biliyoruz, HAMAS’ın İşi Çok Zor!

12 Mayıs 2025

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist