Küçükçekmece Belediyesi ile Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul şubesinin organize ettiği anma programına katılan yazar ve şairler Sezai Karakoç’u anlattı.
Yoğun katılım nedeniyle salona sığmayan çok sayıda konuk programı salon dışına kurulan ekran aracılığı ile takip etti. Sezai Karakoç programa katılma davetini nazikçe reddetti.
Ali Ural, Şeref Akbaba, Ali Haydar Haksal, Recep Garip ve Nurettin Durman
“Devrim salondaki kızlarımız sayesinde olacak”
Sezai Karakoç’u gönülden seven isimlerden Nureddin Durman ise programda konuşma yapması için davet aldığını fakat panel havasında olamayacağı ve kısa cümlelerle Sezai Karakoç’u anlatmanın yetersiz kalacağı düşüncesiyle sadece dinleyici olarak katılmayı tercih ettiğini ifade söyledi. Yenisafak.com.tr Editörü Ayşe Büşra Erkeç’in “Sizi sahneye davet etselerdi, ne söylerdiniz?” sorusunu yanıtlayan Durman şunları söyledi: “Salonda kızlarımızın katılımı oldukça fazlaydı. Onlara derdim ki, devrim sizin sayenizde olacaktır! Sezai Karakoç şiirleriyle büyütün çocuklarınızı…”
İşte yazar ve şairlerin Sezai Karakoç anekdotları:
Yusuf Kaplan: Ben Sezai Karakoç’un üç duruşu olduğunu düşünüyorum ve bundan söz edebiliriz. Sanatçı, düşünür ve ahlak anıtı. Çağını kuramayan bir çağın varlığından söz edemeyiz. Bir Sezai Karakoç ve sonra diye sözünü edebileceğimiz bir insan var karşımızda…
“Siyasetinde olmazsa olmaz 3 kuralı vardır”
Selçuk Küpçük: Muhsin Yazıcıoğlu vasıtası ile Sezai Karakoç ile tanıştım. Parti kurma çalışmalarında Muhsin Yazıcıoğlu fikir almak için üstada gitmişti. ‘Efendim partinizin logosu olan gül’ü bizde almak istiyoruz’ dediği zaman üstat ona cevaben, Gül solar, gül ağacı kalır…’ demişti. Bu sözüyle particilik yapmadığını asıl olanın birlik ve beraberlik olduğunu anlatmıştır. Siyasetinde olmazsa olmaz 3 kuralı vardır. 1: İslam Milleti Kavramı 2: İslam Gönül Birliği 3: Sıfır Irkçılık…
Şaban Abak: Yeni bir peygamber beklemeyin o asrın bilgesidir. 50 kitabı var ve bunları okuyun gençler derim. (Şaban Abak uzunca konuşmasının ardında Sezai Karakoç’un son şiiri ‘Ağustos Böceği Bir Meşaledir’ şiirini okuduktan sonra o şiire Nazire olarak yazdığı kendi şiirini de okudu.)
İsmail Kılıçaslan: Ben Sezai Karakoç’un doğal duruşunu seviyorum. Ödüllerle şımarmayışını ve dünyanın sahteliğine kendini kaptırmayışını seviyorum. Liliyar şiiri şiirlerinin içinde en sevdiğimdir onu okumak istiyorum…
Mevlana İdris: Tanrım, Sezai Karakoç için teşekkür ederim. (Bu sözünün ardından Sezai Karakoç şiirlerinden oluşan kendi sesinden okuduğu çalışmayı izleyicilerle paylaştı.)
‘ Beyler bizim Müslüman olmamız lazım…’
Recep Garip: Sezai Karakoç İstanbul’da bulduğum bir değer. Bir şiir etkinliğinde karşılaşmıştım ve Cahit Zarifoğlu bizi tanıştırmıştı. Etkinlik bitti Rasim Özdenören ile birlikte ‘haydi gidelim…’ dedi Sezai Karakoç, bizde ardına takıldık. Yürümeye başladık, saygımız gereği o önde bizde arkada yürüyorduk. Epey yol aldıktan sonra birden durdu ardına döndü ve bize ‘ Beyler bizim Müslüman olmamız lazım…’ dedi. Biz Özdenören ile bunu sürekli kendimize sorduk, ‘biz Müslüman değil miyiz?’ Evet, Müslümanız ama duruşumuzda Müslüman olmalıydı. Necip Fazıl bir konuşmasında der ki, ben bu neslin Sezai Karakoç ise gelecek nesillerin Müslüman’ı. Eğer asrın dehasını ve şeyhini arıyorsanız Sezai Karakoç’a gidin.
Hüseyin Akın: Ben imam Hatip Lisesinde öğrencilik yıllarımda bir arkadaşımın öyküye başlamak için yazdığı şiirle tanıştım Sezai Karakoç ismiyle. O şiir ‘ Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı, Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum…’ Bu mısrasının sahibini takip ettiğim için mutluyum. Duruş noksanlığımızı telafi edeceğimiz bir isimdir Sezai Karakoç.
Şeref Akbaba: Sezai Karakoç Fetih Gazetesine yayınlanması için bir yazısını posta yoluyla göndermişti. O yazısının iyice okunması ve anlaşılması gerekiyor diye düşünüyorum… (o yazıdan kısa bir bölümü gelen konuklarla paylaştı.)
Ebubekir Kurban: Sezai Karakoç bize Allah’ı ve aidiyeti hakikati ve bu topraklara olan hassasiyeti hatırlatıyor. Sezai Karakoç eserleriyle konuşur, gerçek şair ve mütefekkirdir, buda ortada zaten.
Ferman Karaçam: Sezai Karakoç deyince uygarlık ve İslam yazarlığı akla gelir. Şiirleriyle, makaleleriyle, Piyes ve deneme yazılarıyla dev bir uygarlığın yansımasıdır. ‘Millet İslam anlayışında aynı düşünceyi paylaşan insanların uygar duruşudur’ der bir yazısında. Bu duruşu bize gösteren isimdir Sezai Karakoç.
“İslami duruşu çok farklı”
Osman Bayraktar: Sezai Karakoç’un İslami duruşu çok farklı bir yerdeydi. Sezai Karakoç Türk şiirinin olmazsa olmaz bir ismi olmasının ötesinde, çağdaş İslam düşünceni anlamak istiyorsanız okunmadan anlayamayacağınız bir isimdir. Sezai Karakoç okumalısınız.
Özcan Ünlü: Sezai Karakoç benim için her şeydir. Duadır, Ekmektir, İsmail Kılıçaslan kardeşim Liliyar’ı okumasaydı o şiiri ben okumak için hazırlamıştım. Ekmeksiz kaldığım zaman duayı öğrendiğim isimdir Sezai Karakoç.
Ali Ural: Dünyayı dipnot gibi okuyan bir isimdir Sezai Karakoç, iyi okunmalıdır.
Belkıs İbrahimhakkıoğlu: Az sayıdaki ender insanlardan biridir Sezai Karakoç. Müstağni bir hayatı benimsemiştir.
Bünyamin Yılmaz: Tavan arasında bir tanışmaydı benim Sezai Karakoç ile tanışmam. Birçok eserleri olan çok yönlü bir insandır, sadece şiirleri yok Sezai Karakoç’un. Diğer sanat alanlarında da ismine rastlamamız gereken bir şahsiyettir. Tiyatro eserleri de var, Türk sineması Sezai Karakoç isminden esinlensin istiyorum.
Konuklara “Gün Doğmadan” hediye
Program, konuklara ‘Gün Doğmadan’ isimli Sezai Karakoç’un toplu şiirlerinden oluşan bir kitap hediye edilmesinin ardından sona erdi.
Yeni Şafak