Yapılan her şeyin insanoğlunda bırakmış olduğu bir etki vardır. Yine yapılan bir şey tekrar tekrar yapılırsa bireye olan çekim gücünü artırır. Bazen etki gücü öyle artar ki, birey onsuz yaşayamaz, o olmadan hayat birey için anlamsızlaşır. Denize ömrü boyunca hiç girmemiş, bir defa girmiş ya da defalarca girmiş birinin denize girme eğilimlerinde muhakkak farklılıklar olur. Bu durum yapılan yanlış işlerde de geçerliliğini korur. Hiç alkol kullanmamış birinin alkole olan eğilimi ile alkolik birinin alkole olan eğilimi arasında uçurumlar vardır.
Tanık olunan bir şeyin öncesinden ve sonrasından bahsedebiliriz. Bir şeyler sebep olur, tanırız; yine tanık olduğumuz şey başka şeylere tanık olmamıza sebep olur. Matematik dersinin üslü sayılar konusunu öğrenmek için nasıl ki önceki konuları bilmek gerekiyorsa, trigonometri konusunu öğrenebilmek için de üslü sayılar konusunu bilmek gerekir. Yani öğrenilen konu kendinden sonraki konuların öğrenilmesi için bir sebep teşkil eder. Yine üslü saylar konusunda herhangi bir soruyu çözen öğrenci özelde üslü sayılar konusunu çözmüş olsa da, genel anlamda matematik sorusu çözmüş olur. Bu durum işlenilen günahlar için de aynen böyledir. Herhangi bir günaha tanık olmamız geçmişte yapılan günahların neticesi olabileceği gibi, tanık olunan bu günah bize başka başka günahlar işlemek için kapı aralayabilir. Yine işlenilen günah özelde o günahı işlemekse de, genel anlamda kanun koyucu olan Allah’a karşı yapılmış bir yanlıştır. Allah’a karşı yapılan yanlışların da türlü türlü yolları olduğu için birey tarafından o yanlışlarda denenmeye başlanır. İlk paragrafta vermiş olduğumuz bilgileri göz önüne alıp şu yorumu yapabiliriz: İşlenilen günah insanda bir etki bırakır. İşlendikçe etki gücünü artırır ve bireyi çepeçevre kuşatmış olur. Birey özelde, işlemiş olduğu günaha bağımlı hale gelmişse bile genel anlamda Allah’a karşı suç işlemeye bağımlı hale gelmiştir. Yani her günah Allah’a karşı yapılan yanlışların alt başlıklarıdır.
Konumuzun daha iyi anlaşılması için anlattıklarımızın somut bir örneği olan Hasan Amcanın yaşamından kısa ama ibretlerle dolu bir kesitini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hasan Amca emekli olduktan sonra boş durmak istemiyor ve bir dükkân açmak istiyor. Dükkân açmak için sermayesi olmayan Hasan Amca Allah’ın merhamet sıfatına sığınarak faizli bir bankadan kredi çekiyor. (Zan-Faiz). Çekmiş olduğu kredi ile esnaflığa soyunan Hasan Amca ilk fırsatta kredi borçlarını kapatmayı hedefliyor. Amacını bir an önce gerçekleştirmek isteyen Hasan Amcaya bol müşteri gerekiyor. Bu anlamda hedefine varamayan Hasan Amca malların fiyatında artışa gidiyor. (Adaletsiz ticaret). Hasan Amcanın dükkân açtığını duyan yakın çevresi ihtiyaçlarını gidermek için Hasan Amcayı tercih etmeye başlıyorlar. Daha sonra malların piyasaya göre çok pahalı olduğunu bir şekilde öğrenen yakın çevre Hasan Amcayla bu durumu paylaşıyorlar. Bu durum karşısında ne yapacağını bilemeyen Hasan Amca diğer esnafın mallarının kötü olduğunu, kendine gelen malların maliyetinin yüksek olduğunu söylemek zorunda kalıyor. (Yalan-İftira). Yakın çevresine mahcup olmak istemeyen Hasan Amca daha da inandırıcı olmak için bir de yemin ediyor. (Boş ve yalan yere yemin). Hasan Amca’ya inanmayan yakın çevresiyle tartışmaya başlayan Hasan Amca onlara aşağılayıcı sözler söyleyip onları üzüyor. (Hakaret-Kötü söz). Bu olanlardan sonra Hasan Amca yakın çevresini kaybediyor. Bu manzaraya şahit olan diğer müşteriler de Hasan Amcayla ticaret yapmamaya başlıyorlar. Müşterilerini kaybeden Hasan Amca banka borçlarını ödemek bir tarafta dursun, borçlarına borç katıp dükkânı kapatmak zorunda kalıyor…
Hasan Amca belki borçlarını kapattıktan sonra kazanmış olduğu parayla yetimi ve yoksulu doyurmayı düşünüyordu. Belki mahallede yapılan cami inşaatına ciddi anlamda yardım etmek istiyordu. Ama işlenilen bir günahın düğer günahlara mıknatıs etkisi yaptığını unutmuştu. Şer kapısını açmış, kötülüğün kendisini çepeçevre kuşatmasına, Şeytan’ın kendisiyle arkadaş olmasına izin vermişti.
Sonuçta yapılan bir hata, amaçlanan doğrular için bir sebep olmadığı gibi hiç beklenilmeyen, istenilmeyen yanlışlara kapı aralamış oluyor. Vesselam.