27 Mayıs 2022 - Cuma
  • Ana Sayfa
  • Künye
  • İletişim
Sık Kullanılanlara Ekle
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • Her Güne Bir AyetRAMAZAN ÖZEL
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Yazarlar
  • Alıntılar
  • Tavsiyeler
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Röportajlar
  • Her Güne Bir AyetRAMAZAN ÖZEL
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Venhar Haber
Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
Ana Sayfa Makaleler

DÜŞÜNÜYOR MUYUZ?

Yazar: Bünyamin ZERAN
29 Temmuz 2018
Kategori: Makaleler
0 0
0
PaylaşTweetleWhatsapp ile GönderE-posta Gönder

 Evrende yaratılmış olan her şey bir gaye üzerine yaratılmıştır. Her şeyin bu uzay aleminde doldurduğu bir boşluk olduğu gibi evrene kattığı bir olumluluk da vardır. Evrende bu yaratılmış her şeyin istisnası olarak insanı bir kenara ayırmamız gerekmektedir. İnsan varlık bilincinin farkına vardığı zaman evrende bir boşluğu doldurur aksi takdirde bir boşluk kadar bile değeri yoktur. Düşünelim mesela; yarım kavanoz suyun içine bir taş kütlesi koyduğumuzda suyun miktarı artar, taşı çıkardığımızda suyun miktarı azalır. Öyle insanlar vardır ki hayatın içinden çekip aldığınızda varlığı ile yokluğu hiç bir etki bırakmaz. Gidişi hissedilmez, gelişi farkedilmez…
İnsan neden düşünmelidir? Düşünmeden de insan kalabilmek mümkün değil midir? İçinde yaşadığımız dünyayı gözümüzün önüne getirdiğimizde düşünenlerin yarattığı tahribata bakacak olursak düşünmemek belki evren için en faydalı olandır diyebiliriz. Ama bu tablo insanlığın yaşıyla eşittir. Yeryüzünü ifsad edenlerle ıslah edenlerin savaşıdır bu hayat. Islah etmek de ifsad etmek de bir düşünme biçiminin sonucudur. Her iki düşünme biçiminin de bir temel dinamiği olmak zorundadır. Aksi takdirde insan kendini ne ile aklayacaktır. Çağımızın en kallavi ideolojilerine baktığımızda kendi düşünme biçimini meşrulaştıracak temel dinamiklerini hazırladıklarını görürüz. Örneğin; Liberalizm, doğal haklar kuramından yola çıkarak kendi felsefesini meşrulaştırır.
En kötü diyebileceğimiz düşünme biçimi de saflarını karıştırmış bir düşünme biçimidir. Yani neyi nasıl düşüneceğini bilememe halidir. Öyle ki liberalizmi savunurken komünist bir söylevin yardımıyla savunmak ya da marksizmi kapitalizmin söyevleriyle yüceltmek. Bizim dilde buna “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” derler. Kur’an’ın diliyle “münafık” denir. Yani inandığını iddia ettiği şey ile yaşamının ayrı zeminlerde ilerleme halidir. “Hal” diliyle “Kavl” dilinin çelişmesi halidir. Böyle bir hayat yaşayan insanların evrende bir yer kaplamaları mümkün gözükmemektedir. Öldükten sonra iyilikle anılmak hem de kuşaklar boyunca anılmak münafık olma vasfından uzak durmayı gerektirir.
Islah edici düşünceyi tanımlayabilmek için insanı ve evreni yaratan ona şekil veren gücü de tanıma zorunluluğu doğar. Evrenin hakimi kimse ıslah edici ve ifsad edici düşüncenin sınırlarını da belirleme hakkı onun olmalıdır. İşin püf noktası da burasıdır. İnsan bu sorgulamayı yapabilecek bilince ulaşınca önüne iki yol çıkmaktadır. Ya ıslah edici bilginin peşine düşecek ya da vazgeçip sıradanlaşacaktır. Bizim sorunumuz da bu aşamaya bir türlü gelememe sorunudur. Düşünmenin bedeli her daim zor olduğundan olsa gerek çoğunluk kimseler bu maliyeti üstlenmekten kaçınmaktadırlar.
İnsanı beşer formundan insan formuna yücelten Allah insana kavramları öğretmiştir. Yani bir eşyayı nasıl tanımlayacağını öğretmiştir. Bizim hayatımızda varolan şeyleri tanımlama zorunluluğumuz vardır. Çünkü şeylerle olan ilişkimizin sınırlarını, boyutlarını, sürelerini vs. o şeye dair yapmış olduğumuz tanımlama belirleyecektir. İşte bu tanımlama kimin tanımlaması olacaktır sorusu önem kazanmaktadır. Niçin bu sorularla kendimizi yormaktayız? Bugün kendini islama nispet edenler sahip oldukları ya da ilişki içinde oldukları şeylere karşın nasıl bir tanımlamaya sahiptirler? Görünen o ki tanımlamalarımız genel olarak sıkıntılıdır. Gönülleri “Hüseyin” ile olup kılıçları “Yezid” için olanlar misali söz ve eylem uyuşmazlığının zirvede olduğu zamanlardayız.
Yeni bir düşünme ihtiyacı içinde olduğumuz kesindir. Düşüncenin temellendirilmesi esastır. Çünkü bu bizim şeylerle ilişkimizde önemlidir. Ya bizde şeyler gibi nesneleşeceğiz ya da şeylerin karşısında sürekli aktif olan, edigin olmayan özneler olarak varlığımızı koruyacağız. Varlık bilincimizi kuşanmadan bunu yapabilme şansımız yoktur.
Düşünmek hayatın içine akmayı gerektirir. Düşünmemek ise hayatın hızla akıntısı içinde kenara çekilip akıntıyı seyretmektir. Akıntıyı ıslah edici bir duygudan uzak olarak seyredenler evrende bir boşluk olma halinden bile uzak olanlardır. Biz istesek de istemesek de o akıntıdan etkilenen ve etkilenecek olan insanlarız. Akıntının geçtiği her yerleri yıkıp yok etmesine müsaade etmeyecek bir bilinçle yaşamak zorundayız. Bu akıntı ya toprağı bereketlendirecek bir suya dönüşecek ya da yeryüzünü helak edecek bir sele dönüşecektir. Bu akıntı sele dönüştüğünde etrafında seyredenleri de alıp sürükleyecektir. İnsan bir gelecek inşa etmelidir hem kendi için hem çağdaşları için hem de gelecek kuşaklar için. Her inşa bir düşünmenin meyvesidir. Güzel olan söz güzel bir ağaç gibi kökü yerde sabit dalları göğe ulaşan meyvesi herkesi sevince boğan bir ağaç gibidir. Ondan asla kötü bir meyve çıkmaz. Ama kötü bir düşünme biçiminden ancak sorunlu bir toplum doğar.
Eğer bugün inanıldığı iddia edilen düşüncelerle ortaya çıkan eylemlerin paradoksu yaşanıyorsa burada bir düşünce tutarsızlığından bahsediyoruz demektir. Mantıkta üçüncü halin imkansızlığı ilkesine göre bir şey “A” ise “B” değildir, “B” ise “A” değildir. Ya inanıldığı iddia edilen düşünceye inanılmıyordur ya da inanıldığı iddia edilen düşüncenin temel dinamiklerinde problem vardır. Münafık kavramıda işte bu çatışkıları çözmek için bize verilmiş bir anahtardır. Mesela Kur’an gibi hakikatin kaynağı iddiasında olan bir kitabın temsilcileri nasıl olurda hakikate bu kadar kör ve ilgisiz olabilirler! Yaşamları da iddia ettikleri kitaptan bu kadar uzak olabilir! Belki de ondandır varlık aleminde bir boşluk dahi olmayı beceremeyişleri/miz!

Bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

VENHAR YAZARLARI

Şükrü HÜSEYİNOĞLU
Şükrü HÜSEYİNOĞLU

Tribünlere Oynamak

Mehmed DURMUŞ
Mehmed DURMUŞ

Hint Hilafet Hareketi

Ahmet DURMUŞ
Ahmet DURMUŞ

Okuma(ma)nın Zararları

Yakup DÖĞER
Yakup DÖĞER

İslamcılığın Kurucu Kavramlarından İctihad

Mehmet Akif COŞKUN
Mehmet Akif COŞKUN

Gözyaşlarımızın Coşkusundan Doğar Suretlerimiz

Bünyamin ZERAN
Bünyamin ZERAN

Bayramın İçinde Bir Çocuk

Ahmet ALTINOK
Ahmet ALTINOK

Tepkiselliğin Müslümanlar Üzerindeki İzdüşümü

Erdem ZERAN
Erdem ZERAN

Kültürel İkilik

Yazarın Diğer Yazıları

  • Bayramın İçinde Bir Çocuk
    2 Mayıs 2022
  • Mehmet Kantar Ağabeyin Ardından
    21 Mart 2022
  • İslam Teslim Olan Değil Teslim Alan Bir Dindir
    6 Mart 2022
  • Gerçeğin Ötesine Taşmakla Hakikatle Bağını Koparmak Arasında Kalmak!
    4 Ocak 2022
  • Şair, Mütefekkir Sezai Karakoç Vefaat Etti
    17 Kasım 2021
  • Hakikate Dair Sorularımızın Kaynağı Can Sıkıntısı mı?
    9 Ağustos 2021
  • Hayat Denilen Meçhul
    22 Haziran 2021

Çeşitli ulusal/uluslararası basın yayın organlarından Müslümanlar’ın gündemini ilgilendirebilecek haberler iktibas eden ve Kur’an merkezli tevhidi bir din algısı oluşturabilmek için çeşitli makale, kavram, kıssa, video ve fotoğraf yayınlayan ve Nebevi bir duruş sergileme gayesinde olan bir web sitesidir.

Bizlere yönelteceğiniz eleştirilere açığız. Ancak alıntıladığımız her içerikteki düşünceye tam manasıyla katılmadan da yayımladığımız olmaktadır. Bu konuda anlayışınıza sığınırız…

Kategoriler

  • Venhar Yorum
  • Venhar Makaleler
  • Ne Okunur?
  • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Venhar Röportajlar
  • Öncü Şahsiyetler
  • Süreli İslami Yayınlar
  • Alıntı Söyleşi
  • Alıntı Makale
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Etkinlikler
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular

Yazarlar

  • Abdi KEÇELİ
  • Ahmet ALTINOK
  • Ahmet DURMUŞ
  • Arif BOTAN
  • Bünyamin ZERAN
  • Celal SANCAR
  • Dilek BUZ
  • Erdal BAYRAKTAR
  • Erdem ZERAN
  • Hasan BAKIRCI
  • Mehmed DURMUŞ
  • Mehmet Akif ÇOŞKUN
  • Sabri AYDIN
  • Şükrü HÜSEYİNOĞLU
  • Yakup DÖĞER

E-Posta Listemize Kaydolun!

E-Posta listemize kaydolarak öne çıkan makaleleri sürekli olarak takip edebilirsiniz.

*Lütfen gerçek hesaplar giriniz.

  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
  • İslam Dünyası
  • Dünya
  • Türkiye
  • Tavsiyelerimiz Var
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Sonuç Yok
Tüm Sonuçları Görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Her Güne Bir Ayet
  • Yazarlarımız
  • Venhar Yorum Haber
  • Küçük Müslümanlar
  • Alıntılar
    • Alıntı Makale
    • Alıntı Söyleşi
  • İslam Dünyası
    • Filistin
    • Suriye
    • İran
    • Irak
    • Arakan
    • Pakistan
    • Yemen
    • B.Arap Emirlikleri
    • Diğer
  • Dünya
    • Ortadoğu
    • Amerika
    • Avrupa
    • Asya
    • Afrika
    • Diğer
  • Türkiye
    • Aile ve Çocuk
    • Aktüel
    • Eğitim
    • Ekonomi
    • Kültür & Sanat
    • Siyaset
  • Tavsiyelerimiz Var
    • Ne Okunur?
    • Ne İzlenir?
  • Kavramlar
  • Röportajlar
  • Venhar Web TV
  • Fotoğrafların Dili
  • Duyurular
  • Künye
  • İletişim

© 2021 Venhar Haber – Rabbi için namaz kılan ve dik duran bir nesile…

Hoşgeldiniz!

Hesabınıza aşağıdaki bölümden giriş yapabilirsiniz

Şifremi unuttum?

Şifrenizi kurtarın

Şifrenizi sıfırlamak için kullanıcı adı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş

Add New Playlist